Cevap :
Mutluluk, TDK sözlüğünde “bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan doğan kıvanç durumu” olarak tanımlanmakta olup, şimdiye dek sayısız değişik tanımları yapılmış görece ve göreli bir kavramdır.
Konu başlıkları [gizle] 1 Mutluluk kavramı hakkında farklı görüşler 2 Hormonların bozukluğu 3 Ruhçu görüş 4 Mutluluk Hakkında Anekdotlar 5 Kaynakça Mutluluk kavramı hakkında farklı görüşler [değiştir]Kimileri mutluluğu maddi alanda, kimileri manevi alanda, kimileri ise hem maddi hem manevi alanda edinilebilecek bir ruhsal hal olarak ele almışlardır. Örneğin, mutluğun manevi alanda edinilebilecek bir hal olduğunu düşünen eski Grek düşünürleri mutluluğu erdemin ödülü olarak değerlendirmişlerdir.
Mutluluk hakkında mistisizmde, çeşitli dinlerde ve felsefi ekollerde ortaya konan görüşlerde farklılıklar genellikle şu soruların yanıtlarında toplanmaktadır:
Mutluluk bir amaç mı, bir sonuç mu olmalıdır? Mutluluk, manevi değerlere mi bağlıdır, maddi değerlere mi bağlıdır? Maddi değerlerin edinilmesiyle edinilen geçici hal mutluluk kapsamında değerlendirilebilir mi? Mutluluk kişinin diğerleri hakkındaki hareketleriyle ne derecede ilişkilidir, diğer insanlarla birlikte yaşamayan, toplumdan yalıtılmış biri mutlu olabilir mi? Istırap ya da mutsuzluğu tatmamış biri mutlu olabilir mi? Hormonların bozukluğu [değiştir]Vücutta melatonin, serotonin ve endorfin hormonlarının salgılamasının mutluluk üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir. Bu yüzden kış aylarında daha az salgılanan hormonlar nedeniyle mutluluk oranı sıcak aylara göre daha düşüktür. Kuzey kesimdeki ülkelerde intihar sayısının Ekvatoral kesimlerden fazla olmasının nedeni de budur. İklim değişiklikleri mutluluğu etkileyen faktörlerdendir.
Ruhçu görüş [değiştir]Spiritüalist görüşe göre ruhun dünyaya gelme amacı mutlu olmak değil, tekamül etmektir. Mutluluk ise bir amaç değil, bir sonuçtur. Mutluluk maddi değerlerle edinilemez, çünkü maddi değerler geçici olup, bir gün yok olacaklardır. Şu halde gerçek veya devamlı mutluluk, geçici olmayan manevi değerlere bağlı olup, ebediyen yaşayacak olan canlılara duyulan sevgiyle ve diğerkamca hareketlerle yakından ilgilidir. Gerçek mutluluk, başkaları için verilen emeklerin ruhta bıraktığı hazlardır, vazifesini yerine getiren varlığın duyduğu huzur ve sevinç halidir.
Mutluluk Hakkında Anekdotlar [değiştir] “Kişinin yaşadıkça memnun ve mutlu olması için gereken şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. (…) Bir insan böyle hareket ederken ‘benden sonra gelecekler acaba böyle bir ruhla çalıştığımı bilecekler mi’ diye bile düşünmemelidir. Hatta en mutlu olanlar hizmetlerinin bütün nesillerce bilinmemesini tercih edecek karakterde bulunanlardır.” (M.K. Atatürk,1937,100 ve 1937,5-277) “(...) Hal böyleyken, insanlar gerçek mutluluk ve kurtuluşu, ancak maddelere tapan nefislerinin hava ve hevesine tutsak olmuş iradelerine göre değer biçtikleri birtakım uydurma kurallardan beklemektedirler. (…) Maddelere ve objelere bağlı mutluluklar, doğal olarak bu cansız şeyler gibi geçicidir (fanidir) ve günün birinde onlar gibi çökecek, yıkılıp gidecek, yok olacaklardır. Fani şeylere bağlı ve onlarla geçerli hiçbir mutluluk devamlı olamaz. Devam eden, ölmeyen bir mutluluk, ebedi (sonsuz) değerlere bağlı ve onlarla geçerli bir mutluluktur. Şu halde hakiki mutluluğun kaynaklarından birini de, ebedi olan canlı varlıklara, özellikle insan ruhlarına duyulan sevgi oluşturur. Çünkü o (sevgi) ebedidir. (...) İnsanın hakiki mutluluğunun ilk kapılarını açan sevgi, merhamet, şefkat ve yardım duygularıyla beslenir. Bu duygular mutluluk kapısının en sadık kapıcılarıdır. Bunlar izin vermeden ne gerçek sevgiye ulaşılır, ne de büyük mutluluğun kapıları açılır.” (Neo-spiritüalizm’in kurucusu Dr.Bedri Ruhselman)başkasının mutsuzluğundan mutlu olabilmek kendini kandırmakla, o günü geçirip yaşadıklarını bertaraf etmekle eş değerdir.anlık yaşamaktır...düşünemeden, kendini sorgulamadan yüzeysel öylesine gün doldurmaktır...karşındaki insanın mutsuzluğundan, bir sevinç kaynağı bulabiliyorsan, prim yapabiliyorsan senin kendine hayrın olmaz ki başkalarına olabilsin..kendi mutsuzluğunu unutup onun mutsuzluğundan mutlu olabilmek korkunç sığlıktır.derinliği olmayan insana özgüdür. kendi derdini onun derdiyle unutmaya çalışmaktır ki tamamen zararı kendinedir.