Cevap :

Hayatımız boyunca çeşitli insanlar tanır, çeşitli muhabbetlerde bulunuruz. İnsanlarla kaynaşmak benim için dünyayı satın almak kadar özel ve önemli. İnsanları sevmek, onların sorunlarını dinlemek ve hep birlikte sorunlara çare aramak, hayatımdaki en önemli manevi kazançtır. Bu kazancın hayatıma olumlu etkileri olmuştur. En önemlisi ben insanları, insanlar da beni seviyorlar.
Fakat, sevilen insanların arasında yeri hiçbir şekilde dolmayacak, unutulmak istense de hiçbir zaman unutulmayacak, kalpleri fetheden yani binlerce birbirinden farksız çiçeklerin arasında tek bir gülümüz var. Tek bir gül binlerce çiçeğin kokusuna bedel olur bazen. Benim dostum da öyle. En çaresiz kapıların anahtarı olur bana. Birçok arkadaşlarım arasında en vefakar, en fedakar, en iyi kalpli, gece-gündüz arayıp dertlerimi paylaşabileceğim çok uzaklarda olsa bile varlığını her an yanımda hissettiğim çok özel, çok değerli bir dostum var. Hayatta en önemli şey de bu değil mi zaten? Her an başını omzuna yaslayabileceğin, başın sıkıştığında tereddüt etmeden arayabileceğin, sırlarını paylaşabileceğin, en önemlisi güvenebileceğin dostların varsa dünyanın en zengin insanı oluverirsin bir anda. Safir, pırlanta, yakut nedir ki değerli bir dostun yanında. Hatta kıyaslamak bile dostlarımıza büyük bir haksızlık olur. Benim dostumda şu an benden çok uzakta. Yıldızlar kadar uzak, kalbim kadar yakın aslında. Ülke olarak düşünürsek taaaa Fransa-Pariste. Ama biliyormusunuz, bana fotoğrafı bile yetiyor dertleşmek ve sorunlarımı paylaşmak için. Hala ona güveniyorum, telefonda anlatıyorum sorunlarımı, bana oradan çareler, teselliler üretiyor. Dostluk işte böyle bir şey. Nerede olursan ol, her zaman kalpler yan yana. Yani dostluk; anne, baba, eş, sevgili, bazen de çaresiz kapıların anahtarıdır. Tabii ki onların hayatımızdaki daha doğrusu kalplerimizdeki rolleri çok büyük. Fakat herkesin yeri farklı. Yani hayatta herkesin binlerce çiçeğin arasına düşmüş bir gülü olmalı. Yalnız dikensiz gül aramayın, gül dikenini batırdığında hemen koparıp atmayın. Unutmayın, gül dikensiz olmaz, fakat yine de güzel kokar.

Yani Mevlana’nın da dediği gibi: “Hatasız dost arayan dostsuz kalır”. Tabii ki insanoğluyuz her şeyde olduğu gibi hatalarda insanlar için. Mükemmel dost, insan, arkadaş vs. ararsanız yanılır ve hezimete uğrarsınız. Eksilerimizle artılarımızla kapatmalıyız. Dostluğun asıl kaynağı da hoşgörü zaten. Olayı matematiksel olarak düşünmeli ve doğrularımızı toplamalı, yanlışlarımızı çıkarmalı, güzel günlerimizi çarpmalı, kötü ve aksi günlerimizi bölmeliyiz. Biz öyle yaptık ve hiçte pişman değiliz. Tam aksine birbirimize olan sevgimiz, saygımız iki kat arttı.

Allah bizi dikenli olsa bile güllerle karşılaştırsın. Unutmayın! Dostluk paylaşmayı, sevgi hak etmeyi bilenler için vardır.

İnsanlar dostlarına güvenmelidir çünkü iyi günde kötü günde yanımızda dostlarımız vardır . Dostlarımız bizi herzaman heryerde savunur ve bize iyi davranır.Yalan söylemez Güvenir ve güvendirir...