Cevap :

Kayraa

Yaylı tanbur, yayla çalınan tanbur türüdür. Yaklaşık bir asırlık bir geçmişi vardır. Tanburi Cemil Bey tarafından icat edildi. Daha sonraErcüment Batanay ve Fahrettin Çimenli tarafından geliştirilerek bugünkü hâline getirildi.

Tanburun eskiden de yayla çalındığına dair 15. yüzyılda Abdülkadir Meragi’den gelme rivayetler varsa da günümüzde bilinen yaylı tanburu ilk olarak 1900'lerin başında Cemil Bey icat etmiştir. Türk müziğinde viyolonselin yanı sıra pest ses verecek bir enstrüman arayışı içinde olan Cemil Bey mızraplı tanburun eşiğine bir kibrit çöpü koyup yükselterek kemençe yayıyla çalmayı denediğinde o zamana dek hiçbir enstrümandan duyulmamış hüzünlü ve duygulu bir ses elde etti. Cemil Bey tanburu yaylı olarak ilk defa Ferik Yanyalı Mustafa Paşa’ya dinletti. Yine bir paşa konağındaki toplantıda ilk kez yaylı tanburunu çaldı ve yeni sazın buğulu ve yumuşak sesi dinleyen herkesi büyüledi.

Cemil Bey, plaklarındaki ferahfeza, bestenigar, segah, hicaz, yegah gibi taksimlerle yanık ninni, gazel ve şarkılar gibi toplam yirmi kadar eserini yaylı tanburla çaldı fakat icadettiği bu yeni sazı fazla geliştirmeden olduğu gibi bıraktı. Daha sonra İzzettin Ökte, Cemil Bey’de ayrı olan alt telleri birleştirerek viyolonsele yakın bir tını elde etti. Önceleri mızraplı tanbur çalan Ercüment Batanay yaylı tanburu ilk olarak İzzettin Ökte’de gördü ve çok etkilenerek heves etti. Daha sonraları ise mızraplı tanburu tamamen terkederek yaylı tanburuyla meşhur oldu. Batanay 1950'lerde gazinolarda çalışmaya başladığında yaylı tanburun sesinin diğer sazlar arasında çok cılız kaldığını görünce sazını geliştirmek için çareler aradı. Cümbüş gövdesine tanbur sapı taktı. Gövdenin içini kadife ile kapladı. Telleri kalınlaştırıp akordu tizleştirdi. Eşik altına klasik kemençedeki gibi lastikler koydu. Gövdenin içine can direği yerleştirmek ise Fahrettin Çimenli’nin buluşudur. Böylece yaylı tanbur gelişmiş bir enstrüman hâlini aldı. Bugün gövde yapımında maun, karaağaç, çınar, akçaağaç, ardıç gibi çeşitli ağaçlar kullanılmaktadır. Ses tablası oğlak, keçi,manda veya deve derisinden, bazen de tahtadan, burguları metalden, can direği ise ayarlı olarak yapılmaktadır. Madeni cümbüş gövdeli tanburlar ise daha ucuz olup yüksek sesleri dolayısıyla piyasa müziğinde kullanılmaktadır. Çıkan madeni sesi azaltmak için bu tür tanburların gövdelerine kadife bir kılıf geçirilir.

Yaylı tanbur, gövdesi iki dizin üstüne sapı yere dik olarak konularak, viyolonsel yayına benzer bir yayla çalınır. Ses alanı iki oktavdır ama bazen orta tel kullanılarak iki buçuk oktava çıkabilir. Türk müziğinde insan sesine en yakın saz olduğu söylenir. Mızraplı tanburun bütün tellerinin eşit yükseklikte olmasına karşın, yaylı tanburun en soldaki iki teli yaklaşık 2 mm yüksektedir. Tek veya çift tel takılabilir. Çift tel takıldığında alt iki tel gövde üzerinde birleştirilip tek tel olarak çalınır. Çoğu tanburda dört çift olmak üzere toplam sekiz tel vardır. Alt tele 0,32-0,36 mm arası teller tercih edilir. Mızraplı tanbura yapılan bolahenk akorttan daha dik olan mansur akortla çalınır. En alttaki yegâh teli diyapazonun re sesine akortlanır. Transpozedeki orta tel kullanımı hariç, icrada sadece yegâh teli kullanılır. Diğerleri ahenk telleridir.

Mızraplı tanburda mümkün olmayan uzun ve bitişik nağmeler yaylı tanbur ile icra edilebilmektedir. Ancak yaylı tanbur, icra bakımından zaten zor bir enstrüman olan mızraplı tanburdan daha da zordur. Çünkü tanbur yapı itibarıyla aslen mızraplı bir sazdır ve biraz ajiliteli eserlerde yaylı tanbura hâkimiyet iyice güçleşmekte ve detone olma riski artmaktadır.

Yaylı tanbur icracıları çoğunlukla mızraplı tanbur çalanlardan oluşmaktadır. Ercüment Batanay’dan sonra önemli icracıları Fahrettin Çimenli, Sadun Aksüt, ve Ahmet Rasim Sabuncuoğlu'dur. Ertuğrul Erkişi de son yılların tanınan icracılarındandır. Fakat icrasındaki güçlükler nedeniyle çalıcısı her zaman sınırlı sayıda kalmış olan bu saz günden güne unutulmaya doğru gitmektedir.

Mızraplı tanbur yapımcıları genellikle yaylı tanbur da yapmaktadırlar. Saadettin Sandı, Mehmet Coşkun ve Elif Kızılhan tanınmış yapımcılardır.

Yayınlanmış bir yaylı tanbur metodu bulunmamaktadır.

Atla: kullan, ara

Yaylı tanbur, yayla çalınan tanbur türüdür. Yaklaşık bir asırlık bir geçmişi vardır. Tanburi Cemil Bey tarafından icat edildi. Daha sonra Ercüment Batanay ve Fahrettin Çimenli tarafından geliştirilerek bugünkü hâline getirildi.

Tanburun eskiden de yayla çalındığına dair 15. yüzyılda Abdülkadir Meragi’den gelme rivayetler varsa da günümüzde bilinen yaylı tanburu ilk olarak 1900'lerin başında Cemil Bey icat etmiştir. Türk müziğinde viyolonselin yanı sıra pest ses verecek bir enstrüman arayışı içinde olan Cemil Bey mızraplı tanburun eşiğine bir kibrit çöpü koyup yükselterek kemençe yayıyla çalmayı denediğinde o zamana dek hiçbir enstrümandan duyulmamış hüzünlü ve duygulu bir ses elde etti. Cemil Bey tanburu yaylı olarak ilk defa Ferik Yanyalı Mustafa Paşa’ya dinletti. Yine bir paşa konağındaki toplantıda ilk kez yaylı tanburunu çaldı ve yeni sazın buğulu ve yumuşak sesi dinleyen herkesi büyüledi.

Cemil Bey, plaklarındaki ferahfeza, bestenigar, segah, hicaz, yegah gibi taksimlerle yanık ninni, gazel ve şarkılar gibi toplam yirmi kadar eserini yaylı tanburla çaldı fakat icadettiği bu yeni sazı fazla geliştirmeden olduğu gibi bıraktı. Daha sonra İzzettin Ökte, Cemil Bey’de ayrı olan alt telleri birleştirerek viyolonsele yakın bir tını elde etti. Önceleri mızraplı tanbur çalan Ercüment Batanay yaylı tanburu ilk olarak İzzettin Ökte’de gördü ve çok etkilenerek heves etti. Daha sonraları ise mızraplı tanburu tamamen terkederek yaylı tanburuyla meşhur oldu. Batanay 1950'lerde gazinolarda çalışmaya başladığında yaylı tanburun sesinin diğer sazlar arasında çok cılız kaldığını görünce sazını geliştirmek için çareler aradı. Cümbüş gövdesine tanbur sapı taktı. Gövdenin içini kadife ile kapladı. Telleri kalınlaştırıp akordu tizleştirdi. Eşik altına klasik kemençedeki gibi lastikler koydu. Gövdenin içine can direği yerleştirmek ise Fahrettin Çimenli’nin buluşudur. Böylece yaylı tanbur gelişmiş bir enstrüman hâlini aldı. Bugün gövde yapımında maun, karaağaç, çınar, akçaağaç, ardıç gibi çeşitli ağaçlar kullanılmaktadır. Ses tablası oğlak, keçi,manda veya deve derisinden, bazen de tahtadan, burguları metalden, can direği ise ayarlı olarak yapılmaktadır. Madeni cümbüş gövdeli tanburlar ise daha ucuz olup yüksek sesleri dolayısıyla piyasa müziğinde kullanılmaktadır. Çıkan madeni sesi azaltmak için bu tür tanburların gövdelerine kadife bir kılıf geçirilir.

Yaylı tanbur, gövdesi iki dizin üstüne sapı yere dik olarak konularak, viyolonsel yayına benzer bir yayla çalınır. Ses alanı iki oktavdır ama bazen orta tel kullanılarak iki buçuk oktava çıkabilir. Türk müziğinde insan sesine en yakın saz olduğu söylenir. Mızraplı tanburun bütün tellerinin eşit yükseklikte olmasına karşın, yaylı tanburun en soldaki iki teli yaklaşık 2 mm yüksektedir. Tek veya çift tel takılabilir. Çift tel takıldığında alt iki tel gövde üzerinde birleştirilip tek tel olarak çalınır. Çoğu tanburda dört çift olmak üzere toplam sekiz tel vardır. Alt tele 0,32-0,36 mm arası teller tercih edilir. Mızraplı tanbura yapılan bolahenk akorttan daha dik olan mansur akortla çalınır. En alttaki yegâh teli diyapazonun re sesine akortlanır. Transpozedeki orta tel kullanımı hariç, icrada sadece yegâh teli kullanılır. Diğerleri ahenk telleridir.

Mızraplı tanburda mümkün olmayan uzun ve bitişik nağmeler yaylı tanbur ile icra edilebilmektedir. Ancak yaylı tanbur, icra bakımından zaten zor bir enstrüman olan mızraplı tanburdan daha da zordur. Çünkü tanbur yapı itibarıyla aslen mızraplı bir sazdır ve biraz ajiliteli eserlerde yaylı tanbura hâkimiyet iyice güçleşmekte ve detone olma riski artmaktadır.

Yaylı tanbur icracıları çoğunlukla mızraplı tanbur çalanlardan oluşmaktadır. Ercüment Batanay’dan sonra önemli icracıları Fahrettin Çimenli, Sadun Aksüt, ve Ahmet Rasim Sabuncuoğlu'dur. Ertuğrul Erkişi de son yılların tanınan icracılarındandır. Fakat icrasındaki güçlükler nedeniyle çalıcısı her zaman sınırlı sayıda kalmış olan bu saz günden güne unutulmaya doğru gitmektedir.

Mızraplı tanbur yapımcıları genellikle yaylı tanbur da yapmaktadırlar. Saadettin Sandı, Mehmet Coşkun ve Elif Kızılhan tanınmış yapımcılardır.

Yayınlanmış bir yaylı tanbur metodu bulunmamaktadır.