Cevap :
Yabani hayvanların evcilleştirmeye başlandığı tarihöncesi devirlere dayanır Bu hayvanların, doğal çevrelerinde özgür ve yabancıl yaşarken tutsak edilerek insan eliyle bakılıp beslenmeye ve insanla birlikte yaşamaya alıştırılması evcilleştirmenin yalnızca ilk aşamasıdır Oysa bu uzun sürecin asıl amacı, yabani hayvanları yeni koşullara uyarlayarak insana daha yararlı, örneğin et,süt ya da yumurta verimi daha yüksek, yük ya da binek hayvanı olarak daha dayanıklı, avda iz sürmeye ya da bekçilik etmeye daha yatkın evcil soylar üretmektir Bu da yüzyıllarca süren titiz seçme, çaprazlama ve ıslah çalışmalarının bir sonucudur
Cevap: bazı hayvanların neden evcilleştirildiği, bunun nasıl ve ne zaman yapıldığı hakkında bilgi Yararlı ya da sevilen hayvanların ev gereksinme ve hizmetleri için insanlarla bir arada yaşamaya alıştırılması Çok eski bir uygulamadır Bir hayvanın zorla tutsaklığa alıştırılması evcilleştirilme sayılmaz Evcilleşen hayvanın insanın varlığını, barınağını araması, kendisinden yararlanılmak için uygulanan eğitime uysallıkla botun eğmesi, insanoğlunun denetimi altında üreyip çoğalması gerekir Bu anlamda insanların evcilleştirdiği hayvan köpek, sonra sığırdır Sonra diğer evcil hayvanlar (Kedi, at, eşek, koyun, keçi, tavuk, domuz, vb) gelir İnsanlara alışmakla birlikte fil ve Ren geyiği tam evcil hayvan sayılmazlar
Birçok vahşi hayvanın yavrusu, çok küçükken anasından alınır, vahşi ortamından uzaklaştırılır ve medeni bir ortamda insanlar tarafından büyütülürse kolayca uysallaşır Ancak tam erişkin hale gelince ne olacağı belli olmaz Genlerindeki kalıtımsal sosyal davranış biçimi aniden ortaya çıkabilir
İnsana alışma ile evcilleşmeyi birbirine karıştırmamak gerekir İnsana alıştırma, tabii bir duygu olan özgürlük içgüdüsünü zora veya kurnazlığa başvurarak ortadan kaldırmaya dayandığı halde evcilleştirme, toplu halde yaşama içgüdüsüne dayanır Yalnız veya çift yaşayan hayvanlar evcilleştirilemez ancak insana alıştırılabilirler
Doğada besinini ve barınağını kendisi bularak, düşmanlarına karşı kendisini ve ailesini savunarak yaşamını ve soyunu sürdürebilen hayvanların evcilleştirilmeleri, doğal çevrelerinde özgür yaşarken tutsak edilerek insan eliyle bakılıp beslenmeleri ve insanın kurallarına göre yaşamaya alıştırılmaları zordur
Evcilleştirme, yararlanma amacıyla hayvanları insanlara alıştırma şeklinde tarif edilebilir Bu tarife göre evcil hayvanları üç bölümde toplayabiliriz Ürünlerinden faydalanılanlar (sığır, koyun, keçi, domuz, kümes hayvanları), gücünden faydalanılanlar (sığır, at, eşek, deve), dostlularından faydalanılanlar (kedi, köpek, bazı kuşlar ve akvaryum balıkları)
Bazı yırtıcı kuşlar, özellikle doğan, atmaca ve şahin, avcılıkta yararlanılmak amacıyla evcilleştirilmişlerdir Böcekler içinde evcilleştirilmiş sadece iki tür vardır Cilalı taş devrinde evcilleştirilmiş olan bal arısı ve milattan önce 3000 yıllarında Çin’de evcilleştirilen ipek böceği
İlk evcilleştirilen hayvan 10 bin yıl kadar önce köpek, sonra da keçi ve koyunlar olmuş, bunları sığır ve domuzlar sonra da at izlemiştir Bağımsız yaradılışlı olmaları belki buna bağlanabilir Kedilerin fare gibi zararlı kemiricilerden kurtulmak amacıyla evcilleştirildikleri eski Mısırlılardan kalma belgelerden anlaşılmaktadır
Aslında evcilleştirme kavramını açıklamak pek kolay değildir Evcilleştirme hayvan terbiyesinden, bir yaban hayvanının insana alıştırılmasından, evde süs veya zevk diye kedi, köpek, kuş, balık beslenmesinden farklı bir şeydir
Evcilleştirme hayvanların insanlarla bir arada yaşamaları şeklinde de tanımlanır Bu bir arada yaşama, insan zoruyla sağlanmış olmakla beraber hayvanların da buna sessizce boyun eğdiği hatta isteyerek razı oldukları söylenebilir Bu tanıma göre evcilleştirme bazı hayvan türlerinde doğuştan var olan sürü halinde ve bir başın önderliğinde yaşamak eğiliminden ileri gelir
Köpek ve atın dışındaki hayvanlara bakılınca ortak başka özellikler de görülüyor Bir bölgeye bağlı kalmadan geniş sürüler halinde yaşayabilmek, değişik türden bitkilerle beslenebilmek ve kolay avlanabilir olmak Tabii bu ilişkide karşılıklı menfaat da söz konusudur Yoksa Avustralya yerlileri kanguruları çoktan evcilleştirmiş olurlardı
Bir tanıma göre de, üremesi, yerleşimi ve yiyeceğinin kontrolü kendinden çıkıp insana geçmiş hayvanlara evcil deniliyor Bu hayvanlar kendi türlerinin evcilleşmemiş türlerinden tamamen ayrı bir nesil oluştururlar Artık bireysel kişilileri kalmamış bir sürü oluşturmuşlardır İnsanlar onların bir kısmına birer canlı yiyecek olarak bakmakta, fabrikasyon imalatla aynı şekilde yetiştirilmekte, zamanı gelince kesilip paketlenmektedirler
Evcilleştirme hayvanların ruhsal durumlarını da etkiler ve genellikle bir gerilemeye yol açar Örneğin, evcil erkek kazlar artık kendilerine bir yetki bölgesi oluşturmaktan vazgeçerler, babalık ve koruma görevlerini ihmal ederler Beyinleri de yaklaşık yüzde 20 hafiftir Hayvanın dünyayı algılayış biçimi değişir Avlanma tehlikesi ortadan kalktığından tepkilerinde bir zayıflama meydana gelir
Eski Mısır’da antiloplar ve sırtlanlar, Ortaçada ise sansarlar evcilleştirillmeye uğraşılmış, başlangıçta umut verici olmuşsa da sonradan vazgeçilmiştir Hayvanların birçoğu insan gerek duymadığı ve binlerce yıl sabır gösteremediği için de evcilleştirilememiş olabilirler Belki bugün başlarsak 5000 yıl sonra bahçemizdeki kaplanın sütünü içebilecek, yüzme havuzumuzda büyük beyaz köpek balığı ile oynaşabileceğiz.
Yetermi :D