Cevaplandı

insan sevgisi ve evrensellik konulu bir yazı yazınız.(içinde ne olursan ol yine gel ve yaradılanı hoş gör yaradandan ötürü sözleri geçecek,)konuda Atatürk'e de değinirseniz sevinirim site önerirseniz şikayet ederim

Cevap :

 

 

Yine aynı düşünceyi dile getiren; “Yurtta barış dünyada barış.” Sözünün de Atatürk’e ait olduğunu biliyoruz.
Atatürk yalnız Türk Milletinin huzur ve güvenliğini değil tüm dünya milletlerinin mutluluğunu isteyen ve özleyen bir liderdi. Bu düşüncelerini her fırsatta dile getirirdi. Nitekim 1931 yılında yaptığı bir konuşmada; “İnsanları mutlu edeceğim diye onları birbirine boğazlatmak insanlıkla ilgisi olmayan son derece üzücü bir sistemdir. İnsanları mesut edecek yegâne vasıta onları birbirlerine sevdirerek karşılıklı maddî ve manevî ihtiyaçlarını temine yarayan hareket ve enerjidir. Dünya barışı içinde bütün insanlığın hakikî saadeti ancak bu yüksek ideali taşıyan yolcularının çoğalması ve başarılı olmasıyla gerçekleşecektir.”demiştir.


Görüldüğü gibi Atatürkçü düşüncenin ulusal boyutunun yanı sıra evrensel bir boyutu da bulunmaktadır.
Atatürkçülüğü yürekten benimsemiş olan Türk toplumu birbirleriyle olduğu kadar öbür toplumlarla da barış içinde mutlu yaşamak istemektedir.


Her toplum bu düşünceyi paylaşıp destekledikçe Atatürk’ün bu düşüncesi dünya çapında gerçekleşme fırsatı bulacaktır.

 


Atatürk'e Göre İnsan Sevgisi 
- Bütün insanlığın varlığını kendi şahıslarında gören adamlar mutsuzdurlar. Apaçıktır ki o adam insan olarak yok olacaktır. Herhangi bir şahsın yaşadıkça memnun ve mutlu olması için lazım gelen şey kendisi için değil kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Olumlu düşünen bir adam ancak bu şekilde hareket edebilir. Hayatta tam zevk ve mutluluk ancak gelecek nesillerin şerefi varlığı mutluluğu için çalışmakta bulunabilir. Bir insan böyle hareket ederken "Benden sonra gelecekler acaba böyle bir ruhla çalıştığımı farkedecekler mi?" diye bile düşünmemelidir. Hatta en mutlu olanlar hizmetlerinin bütün nesillerce bilinmemesini tercih edecek karakterde bulunanlardır...


Bir adam ki; memleketin ve milletin mutluluğunu düşünmekten çok kendini düşünür o adamın değeri ikinci derecedir. Esas kıymeti kendine veren ve mensup olduğu millet ve memleketi ancak kendi kişiliği ile ayakta tuttuğunu zanneden adamlar milletlerinin mutluluğuna hizmet etmiş sayılmazlar. Ancak kendilerinden sonrakileri düşünebilenler milletlerini yaşamak ve ilerlemek imkânlarına kavuştururlar. Kendi gidince ilerleme ve hareket durur zannetmek bir gaflettir. ( 1937 )


- Bir toplumda kıymet ve kuvvet onu oluşturan kişilerin kendilerini bir kıymet ve kuvvet olarak kabul etmelerindendir. Ancak bu gibi kişilerden meydana gelmiş sosyal toplumlar tam bir bütün olarak kıymet ve kudret görünümü arz edebilir. ( 1937)


- Artık insanlık kavramı vicdanlarımızı arıtmaya ve hislerimizi yüceleştirmeye yardım edecek kadar yükselmiştir... 
İnsanları mutlu edeceğim diyen onları birbirine boğazlatmak insani olmayan ve son derece üzücü olan bir sistemdir.


İnsanları mutlu edecek tek vasıta onları birbilerine yaklaştırarak onlara birbirlerini sevdirerek karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan hareket ve enerjidir. 
Dünyanın barışı içinde insanlığın gerçek mutluluğu ancak bu yüksek ideal yolcularının çoğalması ve başarılı olmasıyla mümkün olacaktır. ( 1931 )


- İnsanlar daima yüksek asil ve kutsal hedeflere yürümelidirler. Bu hareket şeklidir ki insan olanın vicdanını beynini ve bütün insanlık anlayışını tatmin eder. Bu şekilde yürüyenler ne kadar büyük fedakârlık yaparlarsa o kadar yükselirler ve bu hareket şekli mutlaka açık olur. ( 1926 )
- İnsanların saygı ve şerefinin itaat ve uyumunun kendinden maddeten değil manen yüksek olanlar için gösterilmesi insan ruhunun gereklerindendir. ( 1914 )


- Büyüklük odur ki hiç kimseye iltifat etmeyeceksin hiç kimseyi aldatmayacaksın memleket için gerçek ülkü neyse onu görecek o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır. Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. Önüne sayılamayacak güçlükler yığacaklardır kendini büyük değil küçük zayıf vasıtasız hiç telâkki ederek kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu güçlükleri aşacaksın. Ondan sonra sana büyüksün derlerse bunu diyenlere de güleceksin. ( 1908 )


- Neşeli olmayan insanlardan iki türlü şüphe edilir; ya hastadır veyahut o insanın başkalarına bildirmek istemediği bir kuruntusu bir derdi vardır.
- En iyi kişi kendinden çok ait olduğu sosyal toplumu düşünen onun varlığının ve mutluluğunun korunmasına kendini adayan insandır.
Mustafa Kemal Atatürk

 

Atatürk'ün İnsan Sevgisi ile İlgili Anısı
İnsan Sevgisi
Devlet Bürokrasisi Cumhuriyet'in ilanından sonra idi. Karadeniz'de bir gezintiye çıkmıştı. Kendisine eşlik edenler arasında bulunuyordum. Rize'ye geldik. Yolların düzgünlüğü ilgisini çekmişti. Vali'ye : 
"Yollarınızı nasıl bu hale getirebildiniz?" diye sordu. 
Vali de anlattı; yakın köylüleri jandarmalarla toplattırmış ve yol onarımında çalıştırmış.
Ata'nın kaşları çatıldı. Oldukça sert bir dille :
"Vali Bey" dedi. " 'Corvee' nedir bilir misin? Öyle ise ben söyleyeyim: Angarya demektir. Ve şu anda bilmeniz lazım ki kanunsuz hiçbir vatandaşı işten alıkoyamaz onu çalışmaya zorlayamazsınız. Cumhuriyet'te angarya diye bir şey yoktur."




1953 yılında dünyaya geldi. Dokuz yaşında iken ailesiyle birlikte İstanbul'a yerleşti. Daha
küçük yaşta hayatı sorgulamaya başladı. Bunun için Hristiyanlığı araştırdı. Aynı dönemde
kiliselere gitmeye ve İncil'i okumaya başladı. Bu inceleme sırasında, İncil'in çelişkilerle dolu
olduğunu gördü. Kafası sorular yumağıydı. Sonra İslâm'ı incelemeye ve İslâmî tahsil için
yoğun bir kurs eğitimine başladı. Yedi yıl süre ile kurslarda Kur'an, Arapça, Fıkıh, Akaid gibi
İslâmî temel ilimlerle meşgul oldu. Ayrıca, İlahiyat mezunu olan eşi Recep Özkan'dan ve özel
hocalardan ders aldı.
İlkokulu dışardan bitirdi. 1985'ten beri Mektup Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmenliğini
yürüten Şenlikoğlu, Türkiye'nin çeşitli illerinde ve dış ülkelerde konferanslar verdi. Yazdığı
her kitap ardarda baskı yaptı. Halen kitapları yoğun bir ilgiyle karşılanmaktadır.
1993 başı itibariyle GENÇLİĞE HATIRAMDIR serisi:
Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar, Bize Nasıl Kıydınız?, Burası Cezaevi, İslam'da Erkek,
Mahkum Duygular (Şiir), Ne Olur İhanet Etme, Ülkemi Arıyorum, Biz Bu Vatanın Nesi
Oluyoruz?, Telefonla Röportaj, Vicdan Azabı, Ruhumun Penceresi, Kelepçeli Kalemimden,
İsimsiz Kitap, Ağlatan Yollar, Önce Soru Sorarlar, Sonra Ham İnsanı Koparırlar Dininden,
Maria, İnsanlar da Kayar, İdamlık Genç.
Roman, şiir, hiciv, deneme, makale, anı gibi alanlarda eserler veren Emine Şenlikoğlu'nun iki
çocuğu var