Cevap :
UYGUR EDEBİYATI
Uygur edebiyatını üç döneme bölerek incelemek mümkündür:
l-İslâm'dan önceki edebiyat,
2-İslâm tesiri altındaki edebiyat,
3-Batı tesirinden doğan edebiyat.
Bu başlıkta İslamiyet öncesi dönem Uygur edebiyatı ele alınacaktır.
745 yılında Köktürkleri deviren Uygurlar, Köktürkler tarafından meydana getirilmiş Bengi taş edebiyatını, Orhun bölgesinden çıkana kadar devam ettirdiler.Uygurlar, 840 yılında Kırgızlar tarafından Orhun bölgesinden atıldılar. Buradan göçmek zorunda kalan Uygurların mühim bir kısmı Sri derya havzasında ve bu gün Doğu Türkistan olarak adlandırılan Tarım havzalarına göç etmişlerdir. Ve Hoço kenti merkez olmak üzere bir beylik kurdular.
Uygurlar daha Orhun bölgesinde iken Uygur hükümdarı Bögi Han, Mani dinine girmişti. Tan havzasında bulunan Uygurlar önce Mani dinine, daha sonra Budizm’e intisap etmişlerdir. Maniheizm, Uy-gurlar arasında gittikçe rağbetten düşerek 12. yüz-yıla kadar yaşadı. Budizm ise Uygurlar arasıda Mani dinine oranla çok daha geniş bir taraftar bulmuştu ve gittikçe yayıldı. 13. yüzyılda Hoço ve civan Müslümanlaşmaya başlayınca Budizm Kansu bölgesine çekildi ve gittikçe azalan Sarı Uygurlar arasında zamanımıza kadar devam etti.
Tarım havzasındaki Uygurların bu iki din etrafında meydana getirdikleri edebiyat; ruh muhteva, şekil, dil ve üslup bakımından bengi taşlardaki saf Türk edebiyatına nispetle yeni bir karakter kazandı. Bu edebiyatın en önemli iki vasfı, dini olması ve tercümeye dayanmasıdır. Burkancılık (Budizm) ve Manihaizm’in yanına Nasturilige ait eserlere de pek az olarak rastlanır. Tercümeler (Çince, Sanskritçe, Toharca, Tibetge ve Sogdak’a'dan yapılmıştır.) Bu arada yazıda değişmiş, bengü taşlarda kullanılan Koktürk yazısının yerini Sogdak yazısından geliştirilmiş bulunan Uygur yazısı almıştır. Uygur yazısının yanında az da olsa Koktürk, Brahmi, Tibet, Sogdak ve Mani yazıları da kullanılmıştır.
Orhun, Selenge, Yenisey, Turfan, Koça, Kuçar, Hoten ve başka yerlerde yapılan araştırmalarda Uygur edebiyatına ait birçok eserler çıkmıştır. Budist ve Maniheist gibi dinî
konuları işleyen bu eserlerden incelenmiş olanlarının büyük kısmı dua, ilahi ve öğütlerdir. Bunlardan başka ) Çaştani Beğ hikâyesi, İki Kardeş Hikâyesi, Altın Yaruk Hikâyesi Mukaddes Tavşan,Prens Papam kara ve Kalyanam Kara, Üç prens, Üç Pars,) vs. gibi edebi parçalarda ele geçmiştir. Bu devreye ait zengin destanlar kaybolmuş ise de, Çin ve İran kaynaklarında bazı özetlemeler kalmıştır.Bunlar Türeyiş ve Göç destanlarıdır.
Reşit Rahmeti Arat (1900–1964) Eski Türk Şiiri adlı kitabında. Uygurlara ait 27 şiiri (buna İslâmî muhitinde yazılan 6 şiir ile bir fal kitabı da dâhil ) şerhleri, izahları ve bugünkü Anadolu Türkçesine çevrilmiş metinleri ile ortaya koymuştu bu eserlerde yer alan Uygur şiirlerinin 20 tanesi Buda muhitinde, 7 si Mani muhitinde, 6'sıda İslâm muhitinde Uygur yazısıyla yazılmış şiirlerdir.( BKZ.Celalettin BATURhttp://www.hurgokbayrak.com/yeni_sayfa_23.htm)