Cevap :

2 düşman krallığın prensi ve prensesiydi sütlü siyah ve beyaz çikolata , onlar herşeye rağmen birbirlerine aşıklardı . Bitter krallığının prensi sütlü siyah bu savaşı anlamsız buluyodu ve babası imparator Karemelaya bunu anlatmaya çalışıyodu fakat babası imparator Karemela ve Antepfıstığı krallığının imparatoru şam fıstığının bu savaşı iki taraftan biri pes etmeden asla sonlandırmayacağını biliyordu ..... devamını sen getir tek ihtiyacın hayalgücü dostum :) okula gidicek olmasam devamını da yazardım 

 

İbrahim Amca'nın Hikayesi

Bu yaşanmış gerçek bir hikaye. Mısırlı bir dava adamı olan doktor Saffet Hicazi'den dinledim bir Tv kanalında..Kendisi de, olayın kahramanından bizzat dinlemiş.
İbrahim Amca bir Türk. Fransa'da yaşıyor ve mütevazı bir bakkal dükkanı var, daha doğrusu küçük bir marketi..
O'ndan alışveriş yapan bir sürü site sakini var dükkanının çevresinde. Her milletten, her dinden, her renk ve ırktan pek çok insanlar.. 
Olayımızın kahramanı Cad, 7 yaşında bir Yahudi çocuğudur. 
Cad, hergün gelir ve İbrahim Amca'dan alışveriş yapar, her gelişinde de sahibine hissettirmeden(!) bir çikolatayı cebine indiriverir.
Bu aylarca böyle devam eder.
Birgün yine gelir, alışveriş yapar ama her zaman yaptığı gibi çikolata almaz, çıkar..
İbrahim Amca, arkasından seslenir şefkatle;
"Caad, bugün çikolatanı almadın " Ve uzatır ona her zaman Cad'ın aldığı çikolatayı..
Şaşırır çocuk ve; "Biliyor muydun?" der hayretle.
İbrahim Amca başını okşar Cad'ın ve; "Sakın bir daha çalma Cad, hırsızlık büyük bir suçtur..Başkasının hakkına tecavüzdür! Buraya geldiğinde yine al çikolatanı, ama benden hediye olarak" der şefkatle.. 
Bundan sonra Cad ile arkadaş hatta dost olurlar..İbrahim Amca 50 yaşında, Cad ise 7 yaşında bir çocuktur..Aradan yıllar geçer..Ne zaman Cad'ın bir sıkıntısı olsa, doğru İbrahim Amca'sına koşar Cad.. O'nun şefkatli sinesine sığınır; Ailesiyle, arkadaşlarıyla vb. tüm sorunlarını anlatır bu dostuna ve nasihatlarini, çözümlerini hayranlıkla dinler, uygular. 
Ne zaman sıkıntıyla İbrahim Amca'sına koşsa Cad, İbrahim Amcası çekmecesinden bir kitap çıkarır ve Cad'a vererek; 
"Hadi aç bir yeri" der, sonra Cad'ın açtığı yeri okur, Cad'a anlatır ve sorununu böylece çözümlerler birlikte. Hayrettir ki, her defasında da teşhis ve çözümler doğrudur!..
Böylelikle tam 17 yıl geçer; Cad 24 yaşında koca bir genç delikanlı, İbrahim Amca da ötelere yürüyen bir fani..Ama dostlukları hep bu minval üzeri devam etmiştir..
Bir gün emr-i Hakk vaki olur ve İbrahim Amca, Hakk'ın rahmetine kavuşur..Ölmeden önce çocuklarına bir vasiyeti vardır İbrahim Amca'nın;
"İçerideki küçük Sandık olduğu gibi hiç açılmadan Cad'a verilecektir."
Cad, bu en büyük dostunun ölümüyle yıkılır..Çok ağlar, çok yanar. Artık elinden yüreğinden tutan, sorunlarına çözümler bulan, sırdaşı-dert ortağı yoktur.
Vasiyet üzerine sandık Cad'a ulaştırılır. Ama ilk anların hüznüyle açmak bile istemez Cad..
Neden sonra yine büyük bir sorunla baş başa kalır Cad ve içinden çıkamadığı, çok daraldığı bir vakit aklına İbrahim Amcası gelir, gözleri dolar; seslenir dostuna;
"Ah keşke burada olsaydın da, çözümleseydin yine, bak yalnız kaldım, bak ortada kaldım." derken aklına sandık gelir..Koşar açar sandığı. Bir de bakar ki sandıktan, İbrahim Amca'sının eline verip açtırdığı ve okuduğu böylelikle sorunlarını her seferinde çözümlediği o Kitap çıkar.
Kur'an'dır O!..
Ama bilmez bunu Cad.. Koşar, okutmak için birini arar, herkese gösterir kitabı. Sonunda bir Tunuslu okur açtığı sayfayı ve tercüme eder Cad'a..Sorun yine çözümlenmiştir o Kitap sayesinde..
Merak eder Cad, sorar 
"Bu Kitap nedir?"
Tercüme eden Tunuslu; 
"Bu Kur'an-ı Kerim'dir, Müslümanların kitabı" 
Cad şaşırır, şoktadır! 
Demek ki yıllarca bilmeden okudukları, her derde deva olan o esrarengiz kitap Kur'an'dır ha? Zerre tereddüt etmez Cad ve sorar hemen;
"Müslüman olmam için ne yapmalıyım?"
Tunuslu gerekeni söyler-öğretir-yönlendirir ve Cad müslüman olur. 
Cadallah Kur'an adını alır.. 
Hikaye burada bitmiyor.. 
Cadallah Kuran, öyle ilerler, öyle kendini yetiştirir ki bu yolda, sadece Avrupa'da 5000 kişinin Müslüman olmasına vesile olur..Her geçen gün artar, hidayetine vesile oldukları..