Cevap :
Atatürk Evleri
Atatürk, memleketin gittiği her köşesinde kimi zaman ker****, kimi zaman köşk veya yayla, şehir evlerinde konaklamış, çalışmalarını bu evlerde yapmış, dinlenmiş, gecelemiş.
Günümüze gelen bu evlerden bazıları yıkılmış, bazıları yangın felaketi gibi çeşitli nedenlerle ortadan kalkmışsa da bir çoğu amaca uygun olarak düzenlenmiş. Evler, o dönemi yansıtan ve Atatürk’ün kullandığı eşyalarla döşenerek müze haline getirilip ziyarete açılmış.
Atatürk’ün ruhsal yapısı içinde bulunan ev sevgisi, ev töresi, ev bakımı, ev vefası, estetik duyarlılık, ince zevkleri, unutulmayan anıları gibi özellikleri yaşadığı evlere de yansımış.
Ulu Önder Cumhuriyeti kurup, Ankara da yerleşik bir yaşam biçimine kavuşuncaya kadar Türk milleti kendisini konuk edebilmek, sevgi ve saygısını gösterebilmek için çırpınmış.
Ata’nın yurt gezilerinde konuk olduğu bir çok ev sahipleri tarafından koşulsuz olarak kendisine hediye edilmiş. Atatürk’ün ömrü boyunca kendi malı olan, ona özgü, kendi parasıyla alınmış veya yaptırılmış mülkü olmamış. Ankara’da Söğütözü’nde ki 25-30 metre karelik küçük kulübesinden başka evi de yok. Kendisine hediye edilen evlerin tüm anahtarlarını hastalığı sırasında noter aracılığı ile ve tapularıyla birlikte ait oldukları şehirlere, sahiplerine göndermiş, sahibi yaşamayanları da hükümete kültür hizmetinde kullanılmak üzere emanet etmiş.
Atatürk, memleketin gittiği her köşesinde kimi zaman ker****, kimi zaman köşk veya yayla, şehir evlerinde konaklamış, çalışmalarını bu evlerde yapmış, dinlenmiş, gecelemiş.
Günümüze gelen bu evlerden bazıları yıkılmış, bazıları yangın felaketi gibi çeşitli nedenlerle ortadan kalkmışsa da bir çoğu amaca uygun olarak düzenlenmiş. Evler, o dönemi yansıtan ve Atatürk’ün kullandığı eşyalarla döşenerek müze haline getirilip ziyarete açılmış.
Atatürk’ün ruhsal yapısı içinde bulunan ev sevgisi, ev töresi, ev bakımı, ev vefası, estetik duyarlılık, ince zevkleri, unutulmayan anıları gibi özellikleri yaşadığı evlere de yansımış.
Ulu Önder Cumhuriyeti kurup, Ankara da yerleşik bir yaşam biçimine kavuşuncaya kadar Türk milleti kendisini konuk edebilmek, sevgi ve saygısını gösterebilmek için çırpınmış.
Ata’nın yurt gezilerinde konuk olduğu bir çok ev sahipleri tarafından koşulsuz olarak kendisine hediye edilmiş. Atatürk’ün ömrü boyunca kendi malı olan, ona özgü, kendi parasıyla alınmış veya yaptırılmış mülkü olmamış. Ankara’da Söğütözü’nde ki 25-30 metre karelik küçük kulübesinden başka evi de yok. Kendisine hediye edilen evlerin tüm anahtarlarını hastalığı sırasında noter aracılığı ile ve tapularıyla birlikte ait oldukları şehirlere, sahiplerine göndermiş, sahibi yaşamayanları da hükümete kültür hizmetinde kullanılmak üzere emanet etmiş.