Cevap :
Ġnsan üzerine kavrayıĢın her dönemin pratiklerine göre değiĢmesi ile birlikte „insan
hakları‟nın anlam ve önemi de çağdan çağa farklılık göstermiĢtir. Ancak bu tür hakların
gerekliliği en ilkel toplumdan günümüz modern toplumuna kadar hemen her toplumda genel
hatlarıyla kendine yer bulmuĢtur. Bu gereklilik nedeniyle genellikle hukuksal Ģemada yer alan
sözleĢme ve bildirgeler ile insan hakları ihlallerinin önüne geçilmeye çalıĢılmıĢtır. Ancak bu
sözleĢme ve bildirgelere rağmen, insan hakları ihlalleri pratik yaĢamda sürmektedir. Bu
eksiklik esas olarak insan hakları kavramının hukuk ile baĢlayıp hukuk ile bittiği görüĢünden
kaynaklanmaktadır. Oysa insan hakları hukuk değildir; hukukun türetileceği öncüllerdir. Bu
ince ayrıntıdan kaynaklanan eksikliklerin giderilmesi için gerçek ve esas temele inilmeli, yani
felsefi temellendirmeye baĢvurulmalıdır. Bu temellendirme ise insan haklarını yalnızca
hukukla temellendirip meĢruluğunu sağlamak yerine, insan ve değerlere iliĢkin bir felsefi
eğitim ile insanın ancak „onur‟lu yaĢamasının ona uygun olduğunun, yani ancak onurlu bir
varlık olması gerektiğinin öğretilmesi ile baĢlar. Ġnsan onurunun ele alınıp, onun değerinin
bilgisinin ortaya konulması; belirli bir tarzda muamele etme ve muamele görme öğelerinden
oluĢan hak, yasa, adalet kavramlarının içini de doldurmamızı sağlayacaktır.
Bu çalıĢmada insan hakları hukuk bağıntısıyla ele alınmaya çalıĢılıp buradaki açmazların
yalnızca yasalara göre eyleyen bir varlık olarak insanı değil, aynı zamanda „onur‟lu bir varlık
olarak insanı ilgilendirdiği üzerinde durulmaya çalıĢılacak ve problematik Ģemaya felsefi bir
bakıĢ açısıyla çözüm yolu önerilecektir.
Anahtar Kelimeler: Ġnsan hakları, Ġnsan onuru, Hukuk, Hak, Yasa2
HUMAN RIGHTS: THE RELATIONSHIP BETWEEN THE VALUE OF MAN A