Cevap :
There's a cat in the garden.
There are twenty students in the class.
Is there a hotel near here?
There are four girls and two boys in her family.
There are two hospitals in town.
Is there a good restaurant in this street?
n hotels all handbags must be left at the room for security reasons. --> Otellerde bütün el çantaları güvenlik gerekçeleriyle odada bırakılmalı.
You mustn't say anything to anyone about this matter. --> Bu konuda hiç kimseye hiç birşey söylememen gerekiyor.
You must take these pills every day. --> Bu hapları hergün almalısın.
Must you leave so soon? --> Bu kadar erken mi ayrılman gerekiyor?
You really must read this book. --> Bu kitabı okumalısın.
It must be true. --> Bu doğru olmalı.
There must be something wrong. -->Bir yerde, birşey yanlış olmalı.
She must be wondering where I've been. --> O, benim nerede olduğumdan kaygılanıyordur.
You must be joking! --> Şaka yapıyor olmalısın!
I must ask you not to smoke in my house. --> Evimde sigara içmemenizi rica etmek zorundayım.
Must you always have the last word? --> Son sözü daima senin mi söylemen gerekiyor? (Son söze daima senin mi sahip olman gerekiyor)
You must finish what you start. --> Başladığın ne ise, bitirmelisin.
You must give him encouragement. --> Ona cesaret vermen lâzım.
You must go to the police station. --> Karakola gitmen gerek.
You must know who he is. --> Onun kim olduğunu bilmen gerek (bilmek zorundasın).
You must never forget that. --> Bun asla unutmamalısın.
You must pay more attention. --> Daha dikkatli olmalısın.
You must take into account that she can revenge. --> Onun intikam alabileceğini hesaba katmalısın.
In order to come into the house, you must turn the key twice! --> Eve girebilmek için anahtarı iki defa çevirmelisin.
The show must go on. --> Gösteri sürmeli.
This must never happen again. --> Bu, bir daha asla olmamalı.
We must call the police. --> Polis çağırmalıyız.
We must phone for an ambulance. --> Ambulansı aramak zorundayız.
We must clarify whether we go out or stay at home. --> Dışarı mı çıkıyoruz, evde mi kalıyoruz, açıklık getirmemiz lâzım.
Banks must examine all documents. --> Bankalar bütün dokümanları gözden geçirmek zorundalar.
Before you run you must learn to walk. --> Koşmadan önce yürümeyi öğrenmelisin.
Cars must not be parked in front of the restaurant. --> Arabalar lokantanın önüne park etmemeli.
Driver must give way to a pedestrian. --> Sürücü yayaya yol vermek zorunda.
I must have a breakfast in the morning at home. Then I go to my work. --> Sabah evde kahvaltı yapmalıyım. Sonar işime giderim.
I must go to the bathroom. --> Yatak odasına gitmem lâzım (Amerikalıların günlük dilinde tuvalete gitmenin ifade edilişi)
I'm already late, I must fly. --> Çoktan geç kaldım, uçmalıyım.