Cevap :
‘Ey cemaat !
Bugün dünyada milyonlarca Müslüman var. Ne acıdır ki hiç birinin istiklali yok. Yalnız biz istiklal sahibiydik. Ama bizde yüzyıllardır elde ne varsa yabancılara verip geri çekile çekile yaşıyorduk.
Bunun sebebi dinimiz midir ? Haşa . İslamiyet hayatı , aklı , mantığı , zamanın icaplarını reddetmez . İslamiyet dini ölüler dini değildir . Ama batı dünyası ilim ve fende ilerlerken biz Müslümanlar ne yaptık ? Her şeyi Allah’a havale ve emanet edip tembellik , cehalet ve bağnazlık içinde donup kaldık. Sonuç orada: dilenerek yaşayan hükümetler , harabeler ,ekilmemiş tarlalar , yakılmış ormanlar , hastalıklar , hurafeler , üfürükler , yolsuz , okulsuz köyler , pis şehirler. Milletin hayrı için ne düşünsen ‘ Olmaz ‘ diye dikilen ilimsiz hocalar. Her yeniliğe , ‘ Biz dedemizden böyle görmedik ‘ diye karşı çıkan yobazlar.
Milletlerin hayatında duraklamak bile ölmek demek iken , biz tamamen durmuşuz. Geriden de geri bir hale düşmüşüz. Görünen köy kılavuz istemez. Yaşadığımız , ilkel bir hayattır.
Peki batı ne halde ? Gemiler denizleri aşıyor , şimendiferleri dünyayı geziyor , uçakları havalarda dolaşıyor , ilim adamları hayatlarını araştırmaya vakfetmiş , halk ise mütemadiyen çalışıyor ve okuyor.
Durum bu
Fakat kudretleri arttıkça hırsları da çoğalıyor Asya’yı , Afrika’yı bitirdiler , şimdi sıra bize geldi Sevr Antlaşması’nı okudunuzsa anlamışsınızdır ki bunların bizden istedikleri artık toprak moprak değil , bu defa canımızı , varlığımızı istiyorlar.
Müslümanlar !
Bizi yenmek için düşmanın elinde iki vasıta var: Birincisi kaba kuvvet . Önce kaba kuvvete başvurdular. Doğudan Ermeniler , güneyden İngilizler ve Fransızlar üstümüze yürüdü. İtalyanlar Konya’ya kadar yayıldı. Karadeniz boyunca silahlandırılmış Rumlar ayaklandırıldı. Yetmedi. Batıdan Yunan ordusunu sürdüler. Ne oldu ? Öldü sanılan Müslüman Türk doğruldu ve yurdunu savunmaya başladı. Sonuç? Artık ne doğuda düşman var ne güneyde Allah’ın yardımıyla ikisini de yendik. Pontus çetelerini susturmak üzereyiz. Karşımızda bir Yunan ordusunu kaldı. Onu da Sakarya’da bozduk. Batıya attık. Birde Boğazlar’daki Müttefikler var. Biz evelallah ikisinide yeneriz.
Ama düşmanın ikinci bir vasıtası var ki birincisinden de güçlü: Nifak! Osmanlı Devletini bu silahla parçaladılar , sonrada bu parçaları teker teker yuttular. Öyleyse bugün de , yarın da herkes gözünü dört açmalı , kimin ve neyin hesabını birbirimizin gırtlağına sarılmamız isteniyor , bunu çok iyi düşünmeli.
Aklımızı kullanmazsak böyle mazlum ve garip olmaya devam ederiz. ’
Ellerini kaldırarak duaya geçti:
‘Ya İlahi , bize tevfikini gönder…’
Read more: http://www.anadolutayfasi.net/tarih/27308-mehmet-akif-ersoyun-camide-yaptigi-konusma-metni.html#ixzz2DFbODpr1