Cevap :
Dünyanın; iktisadi yönden gelişmişlik ve az gelişmişlik şeklindeki ikili ayırımına paralel olarak, dünyanın demografik yani nüfus yapısını da birbirine eşit olmayan ve çok belirgin farklı özelliklere sahip iki ayrı gruba ayrıldığı görülmektedir. Bunlar; son iki yüz yıllık bir zaman içerisinde demografik yapılarını denetim altına alarak modern döneme girmiş olan gelişmiş ülkeler ile daha henüz yolun başında olan ve demografik geçişlerini tamamlamamış geleneksel demografik yapıda olan az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdir. Söz konusu ikili ayırıma neden olan gelişme ve değişimleri geçmişten günümüze ele alarak değerlendirdiğimizde konu daha net ve açık bir şekilde anlaşılacaktır.
Fransızca “Demographie” kelimesinden gelen ve ilk defa Achille Guillard tarafından 1855’de “İnsan İstatistiği Öğeleri ya da Karşılaştırmalı Nüfusbilim” adlı eserinde kullanılan “Demografi” kelimesi, Nüfusbilimi ile eşanlamlıdır. Demografi; istatistiki bilgilerden yararlanmak suretiyle nüfusların iç özelliklerinin durumunu ve hareketlerini gözlemler, araştırır, inceler ve çözümler. Nüfus yapısını değişik açılardan ele aldığımızda; nüfus yitimi; telafi edici bir göçmen alış süreci bulunmaksızın ölümlerin doğumlardan yüksek bulunduğu bir ülkedeki nüfus azalma süreci, asgari nüfus; kapalı bir nüfusun demografik geleceğini tehlikeye düşürmeden daha altına inemeyeceği sayı, durağan nüfus: doğum ve ölüm oranlarının birbirine eşit olduğu, yani doğal artış oranının sıfır olduğu istikrarlı nüfus, en uygun nüfus: Bir nüfusun kendisine en uygun refah düzeyini sağlayabilecek koşullardan yararlanabilmek için aşağı yukarı korunması gereken sayı, kapalı nüfus; dışarıyla göç bağlantısı olmayan nüfus, kararlı nüfus: yaşlara göre üreme ve ölüm oranı değişmeden kalan ve yaşlara göre yapısı değişmeyen nüfus, standart nüfus: Bir çok ülkenin yaşa göre yıllık ölüm oranlarını karşılaştırmaya ve böylece bu ülkelerde seçilen bir yaş yapısı için yıllık gayri safi ölüm oranlarını kestirmeye yarayan belli bir yaş yapısına sahip nüfus (*) gibi tanımları dikkate alınması gerekmektedir.
Dünya nüfusunun tarihsel süreçteki artışı ve değişimi
Cipolla’nın “Dünya Nüfusunun İktisat Tarihi” adlı kitabı, kısaca insanlığın doğuşundan başlayıp günümüze kadar gelen tarihsel süreç içinde geçirdiği devinimi anlatmaktadır Bu süreç ana hatlarıyla ziraat devrimiyle başlayıp onun ışığında sanayi devrimine geçişi, bu aşamalar sırasında insanlığın enerjiyi nasıl keşfettiğini ve kullandığını, insanlığın nüfus artışı ve ölümlerle nasıl başa çıktığını, bunun doğurduğu ekonomik etkenlere değinmekte ve tüm bunların nereye kadar sürebileceğinin bir öngörüsünü oluşturmaktadır