Cevap :
20 tane comparative 20 tane superlative örnekleri
Örnek cümleler
Yesterday was hotter than today
(Dün bugünden daha sıcaktı)
Örnek cümleler
London is more expensive than Madrid
(Londra Madrid'den daha pahalıdır)
Örnek cümleler
I am happier than you
(Ben senden daha mutluyum)
Örnek Cümleler
Today is the hottest day of the summer
(Bugün yazın en sıcak günü)
Örnek Cümleler
London is the most expensive city in England
(Londra İngiltere'deki en pahalı şehirdir)
Örnek Cümleler
New York is the noisiest city in the USA
(New York Amerika'daki en gürültülü şehirdir)
Örnek Cümleler
This book is better than that one
This is the best school in the city
Comparativ
They chose a darker brown paint than their neighbors
Komşularınınkinden daha koyu kahverengi bir boya seçtiler
This apple is bigger
Bu elma daha büyük
This apple is smaller
Bu elma daha küçük
This man is taller
Bu adam daha uzun
This man is shorter
Bu adam daha kısa
Swimming is less dangerous
Yüzme daha az tehlikelidir
Bungee-jumping is more dangerous
Bungee-jumping daha tehlikelidir
Superlative
They chose the darkest brown they could find
Bulabildikleri en koyu kahverengiyi seçtiler
This apple is the smallest
Bu elma en küçük
This apple is the biggest
Bu elma en büyük
Swimming is the least dangerous
Yüzme en az tehlikeli
Bungee-jumping is the most dangerous
Bungee-jumping en tehlikeli
Superlative:
I spend the least time by watching TV among my friends. --> Arkadaşlarımın arasında televizyon seyrederek en az zamanı ben harcarım.
My mother reads the fewest books in the family. --> Ailede en az kitabı annem okur.
The camel drinks the most water in the zoo. --> Hayvanat bahçesinde en fazla suyu deve içer.
That man is the fattest man I have ever seen. --> Şu adam şimdiye kadar gördüğüm en şişman adam.
This is the cheapest raincoat in the shop. --> Bu, dükkandaki en ucuz yağmurluk.
The red armchair is the most comfortable piece of furniture in the room. --> Kırmızı koltuk odadaki en rahat mobilya.
The story on newspaper is the most unbelievable one I've ever heard. --> Gazeteki hikaye şimdiye kadar duyduklarımın en inanılmaz olanı.
He had the most exact memory I have ever seen. --> O, şimdiye kadar gördüğüm en keskin hafızaya sahipti.
The old poor man has the hollowest cheeks I've ever seen. --> Fakir, yaşlı adam hayatımda gördüğüm en çökük yanaklara sahip.
The apricot tree is the gentlest tree in my garden. --> Kayısı ağacı bahçemdeki en narin ağaç.
In last year a day in August is the hottest day of the summer. --> Geçen yıl Ağustosta bir gün, yazın en sıcak günüydü.
İstanbul is the most expensive city in Turkey. --> İstanbul Türkiye'deki en pahalı şehir.
New York is the most popular city in the USA. --> New York Amerika'nın en popüler şehri.
Ayşe is her eldest niece. --> Ayşe en büyük yeğendir.
My sister is the most carefully reader of all her friends. --> Kız kardeşim arkadaşlarının içinde en dikkatli okuyan.
Ali writes most quickly of all the students. --> Ali bütün öğrenciler içinde en hızlı yazan.
A rabbit runs the fastest of all the animals in the forest. --> Tavşan ormandaki >ın en hızlı koşanı.
The youngest boy woke up the earliest in the family. --> En küçük çocuk ailede en erken uyandı.
Plane is the fastest vehicle. --> Uçak en hızlı araç.
This winter is the hottest winters of the last ten years.. --> Bu kış, son on yılın en sıcak kışı.
Comparatıve
Learning English is easier than learning Japanese. --> İngilizce öğrenmek, Japonca öğrenmekten daha kolay.
Kader is shorter than her son. --> Kader oğlundan daha kısa.
My suitcase is heavier than your suitcase. --> Benim bavulum seninkinden daha ağır.
Wool is warmer than cotton. --> Yün pamuktan daha sıcak.
Plane is faster than bus. --> Uçak otobüsten daha hızlı.
Hidayet is taller than İbrahim. --> Hidayet, İbrahim'den daha uzun.
Our grandfather is older than my mother. --> Büyükbabam annemden daha yaşlı.
Ships are slower than submarines. --> Gemiler, denizlatılardan daha yavaş.
Kızılırmak is longer than Çoruh River. --> Kızılırmak, Çoruh nehrinden daha uzun.
The Pacific Ocean is broader than the Mediterranean. --> Pasifik Okyanusu, Akdeniz'den daha geniş.
Ayşe is older Fatma. --> Ayşe, Fatma'dan daha büyük (yaşlı).
My camera is more expensive than yours. --> Benim fotoğraf makinam sizinkinden daha pahalı.
Taxi drivers drive less carefully than others. --> Taksi sürücülerinden diğerlerinden daha az dikkatli araba kullanırlar.
This winter is hotter than the winters of 1970's. --> Bu kış, 1970'lerin kışlarından daha sıcak.
İstanbul is more expensive than Malatya. --> İstanbul, Malatya'dan daha pahalı.
Maybe I am happier than you. --> Belki de ben senden daha mutluyum.
A great computer is better than PC's. --> Büyük bir bilgisayar PC'lerden daha iyidir.
Pelin is stronger at bridge than I am. --> Pelin briçte benden daha güçlü.
Truck is bigger than car. --> Kamyon arabadan büyük.
May be this grammar topic, comparative, is easier than others. --> Belki de bu dilbilgisi konusu, Comparative, diğer konulardan daha kolay.