Cevap :

Gölün pembe rengi, tuzlu sularında Dunaliella salma türü bir suyosunu bulmayı uman bir grup bilimci tarafından 1950'li yıllarda incelenmiş. Bu yosun çok tuzlu sularda kırmızı pigment üretiyor ve anakaradaki Esperance Gölü gibi Avustralya'nın diğer pembe göllerine renk katıyor. Buna karşılık Hillier Gölü'nden alman su örneklerinde herhangi bir suyosunu izine rastlanmamış, böylece gölün rengi de bir giz olarak kalmış.

Tgceee

İnsanların ağır hasar verdiği bir adayı, pastel pembesi görüntüsü ile gizemli bir göl süslüyor.

Yukardan bakıldığında, uzaklarda parıldayan Hillien Gölü'nü soluk pembe yüzeyi, dikdörtgen bir pasta üzerindeki şekerli krema gibi görünüyor. Göl, Middle Adası'nın gür ormanlarla kaplı kıyılarına gerçekten de beklenmedik bir renk katıyor Mliddle Adası ise, Batı Avustralya'nın güney sahilleri boyunca uzanan Recherche Takımadalarını oluşturan yüzden fazla küçük adalin biri.

Bu tuzlu ve sığ göl, yaklaşık 600 m genişliğinde ve fırtınalarla çalkalanan bu denizlerden çok Hansel ve Gretel'in masal dünyasına aitmiş gibi duruyor. Okaliptüs ve cajeput (Mersin ağacı ailesinden Avustralya'ya özgü bir ağaç) ağaçlarından oluşan yemyeşil bir ormanla kuşatılmış olan gölün çevresi beyaz tuz kümeleriyle çevrili. Okyanusun derin mavi sularından dar bir kumul şeridiyle ayrılıyor.

Gölün pembe rengi, tuzlu sularında Dunaliella salma türü bir suyosunu bulmayı uman bir grup bilimci tarafından 1950'li yıllarda incelenmiş. Bu yosun çok tuzlu sularda kırmızı pigment üretiyor ve anakaradaki Esperance Gölü gibi Avustralya'nın diğer pembe göllerine renk katıyor. Buna karşılık Hillier Gölü'nden alman su örneklerinde herhangi bir suyosunu izine rastlanmamış, böylece gölün rengi de bir giz olarak kalmış.

Middle Adası'ndaki bu 'pembe' göle ait ilk kayıt 1802 yıllarına kadar gidiyor; İngiliz gemici ve hidrograf Matthew Flinders Sidney'e doğru giderken bu adaya uğramış. Flinder'ın ziyaretinden sonra adaya ticari amaçlarla kısa süreliğine gidenler olmuş. 1820 ile 1840’lı yıllar arasında fok ve balina avcıları adaya yerleşmiş. Ayrıca 20. yüzyılın başından itibaren tuz çıkarılmış. Ancak tuz üretimi sadece on yıl sürebilmiş ve o tarihten bu yana ada ve pembe gölüne pek uğrayan olmamış.