Cevap :
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana devletin yalnızca kurumsal akademik eğitimi vermesi amacı güdülmüş ve kültürel eğitim sosyal yapılara bırakılmıştır. Bu yüzden halk arasında Türk eğitimini tanımlarken sadece milli eğitimi düşünmek gibi bir yanliş algılama var olmuştur. Bu algılama Anadolu'da yürütülen eğitim faliyetlerini ve bunları gerçekleştiren organizasyonları eksik yorumlamaya neden olmaktadır.
Anadolu Türkleri, diğer toplumlar gibi birçok dönemden geçmiştir. Türk eğitim tarihi de gerek bu değişimler nedeniyle gerekse içinde bulunduğu coğrafyanın yarattığı kültürler bileşim nedeniyle zenginleşmiştir. Buna en güzel örnekleri göçebe hayattan yerleşik hayata, sözlü kültürden yazılı kültüre geçişte görülebilir. Tarih içinde Anadolu Türkleri planlı eğitsel faliyetler açısından askeri eğitim, dini eğitim ve akademik eğitimin farklı süreçlerinden geçmiştir. Osmanlı tecrübesi sonrasında milli eğitim, bireylerin hiçbir baskı ve yönlendirme altında kalmadan inançlarını, yaşamalarını, farklı inançlara saygı duymalarını ve toplumsal yaşamın uyum içerisinde sürdürülmesini kendini oluşturan bütün kültürlere aynı uzaklıkta durarak gerçekleştirilebileceği varsayımı üzerine kurulmuştur.
Bu amaç doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti eğitimde reformlara girişmiştir. Atatürk'ün eğitim alanındaki inkılapları bu reformların başlangıcını oluşturur. Örneğin milli eğitim, dini eğitimden ayrılmış (dinler çatışmasının dışına çekilmiş) ve askeri eğitimi ise bilimsel temeller üzerine kurulmuştur. Atatürkün kendi el yazısıyla tamamladığı askeri eğitim kitapları bu dönüşümün bir parçası olmuştur.
Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/391028-egitim-ve-ogretim-ile-ilgili-deneme-yazilari-ornekleri-verir-misiniz.html#ixzz2DMcXGyYn
İnsanların sosyo ekonomik yaşam düzeyleri ne denli yükselirse yükselsin, kli başkaları ile ilişki durumu sürmektedir Bireyin aldığı eğitim, bilgi birikimi, disiplini, yaşadığı çevre ve bu çevrenin sosyo-ekonomik durumu, yazılı ve görsel basının etkisi, aile ve toplum ilişkileri kişiliğin gelişmesinde belirleyici birer etmendir
Bireyler küçük yaşta; kıskançlığı, kini, bencilliği, nefreti, ikiyüzlülüğü, açgözlülüğü, küfürlü konuşmayı, israfı, yalan söylemeyi ve saldırgan olmayı ya da sevgiyi, kardeşliği, dostluğu, kendisine güveni, sorumluluğu, cesareti, dürüstlüğü, doğru düşünmeyi, bilimsel davranmayı, barışseverliliği ve paylaşmayı bizlerden ve örnek aldığı ya da etkisi altında kaldığı kişilerden öğrenmektedir Zira, fazilet irsi değildirBireyin kişiliğinin ve karakterinin gelişmesinde ailenin, çevrenin, aldığı eğitimin ve özellikle öğretmenin fonksiyonu çok büyüktür İnsan eğitimle doğmaz, ama eğitimle yetişir İnsan, okuyarak bilir, yaşayarak öğrenir
Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/391028-egitim-ve-ogretim-ile-ilgili-deneme-yazilari-ornekleri-verir-misiniz.html#ixzz2DMcgw9Us