Cevap :

Bir bilgi türü olarak felsefe, Yunanca “bilgelik” anlamına gelen sophia ve “sevgi” anlamına gelen philia sözcüklerinin birleşmesi ile oluşmuştur. Bu çerçeve içinde, “felsefe” bilgelik sevgisi anlamına gelir. Bilgeliğin ne olduğu felsefenin nasıl tanımlanabileceği konusunda çok farklı görüşler ileri sürülmüştür. Yani, felsefenin tanımlanması söz konusu olduğunda, insanlar arasında bir görüş birliği bulunduğundan söz edilemez. Bununla birlikte, felsefenin esas olarak ilgilendiği soruların ve problemlerin neler olduğu konusunda genel bir görüş birliği vardır. Felsefenin ele aldığı problemler, insan yaşamının ve insanın içinde yaşadığı evrenin anlamının ne olduğu sorularının ortaya çıkardığı problemlerdir. Felsefede söz konusu olan sorular, yaşamın anlamı başlığı altında toplanabilecek olan sorulardır. İnsan yaşamının içinde gerçekleştiği evrenin genel yapısı nedir? Evren insandan yana mıdır, insana karşı mıdır? İnsanın bu evrendeki yazgısı nedir? İnsan kendi eylemleriyle yazgısını ne ölçüde değiştirebilir? İnsan içinde yaşadığı evreni bilebilir ve yaşamını bu bilgiye göre düzenleyebilir mi? İnsan, kendi seçiminin sınırları içinde, hangi amaçların peşinden koşmalıdır?

Buradan yola çıkarak, felsefenin soru sormakla ve insanla, insan yaşamıyla ilgili problemlere karşı ilginin gelişmesiyle başladığını söyleyebiliriz. Buna göre, felsefe zor ve çözülemeyen yaşam problemleriyle karşılaşmaktan, bu problemlerle uğraşmaktan korkmayan bir yaklaşım, düşünsel bir tavırdır. Felsefe, insan yaşamının anlamıyla, varlık, bilgi ve değerle ilgili olan sorulara bir yanıt getirmeye, bu konularda ortaya çıkan problemleri çözümlemeye çalışırken, işe sıfırdan başlamaz. Felsefe, bu problemlere, bilgi türlerinin (gündelik bilgi, teknik bilgi, sanat bilgisi, bilimsel bilgi) kazanılmış olduğunu varsayarak çözüm getirmeye çalışır. Çünkü insanların yaşamlarında neyin önemli olduğunu değerlendirebilmeleri için, yaşam hakkında bazı deney ve bilgilere sahip olmaları gerekir. Demek ki, felsefe insan yaşamının anlamıyla ilgili sorulara yanıt verirken, başka bilgi türleri tarafından sağlanan bilgilerden yararlanarak, genel, bütüncül ve kuşatıcı yanıtlar getirmeye çalışır. Bununla birlikte, felsefeyi felsefe yapan şey, insan yaşamının anlamıyla ilgili sorulara yanıt vermekten çok, sorular sormak, problem görebilmektir. Zira, insan için önemli olan, yalnızca felsefe okumak ve felsefeyi bilmek değildir, felsefe yapmaktır, felsefi davranabilmektir. Felsefe yapmak ise, felsefi hissetmeyi ve felsefi düşünmeyi gerektirir.