Cevap :
Phaselis Antik Kenti Olimpos-Kemer
Olimpos-Kemer arasında kalan Phaselis Antik Kenti, mavi yolculukların ana durağı görevini görüyor... Antik kent kalıntılarının su altına yayılmış olması nedeniyle gece teknelerin bu koyda konaklamasına izin verilmiyor. Gün içinde uğranıp hem denizin tadı çıkarılıyor, hem de bölgenin geçmişine bir yolculuk yapılıyor. Denizle iç içe geçmiş yapısı ve çam ağaçlarıyla gölgelenen sokakları sayesinde kolaylıkla gezilebilen Phaselis M.Ö. 690 yılında kurulmuş. O dönemlerde deniz ticaretiyle uğraşan kent halkının ticaretteki kurnazlıkları ve paraya olan düşkünlükleri çok ünlüymüş antik dünyada.
İztuzu Kumsalı Dünyanın Korunan İkinci KumsalıMarmaris'ten yola çıkan tekneler çam ormanlarıyla kaplı yamaçları izleyerek ilk olarak Ekincik Koyu'na ulaşıyorlar... Burada verilen molanın ardından yolculuk aynı görsel güzellikler eşiliğinde devam ediyor. Bir süre sonra İztuzu tüm güzelliği ile karşınıza çıkıyor. 5,5 kilometre uzunluğundaki İztuzu, Akdeniz'le Dalyan Deltası arasında uzanıyor. Binlerce yıldır caretta caretta kaplumbağaları her sene yumurtalarını bırakmak için buraya geliyor. Altın sarısı bu kumsalın bir tarafında denize, diğer tarafında çaya girme şansına sahipsiniz. "Özel Çevre Koruma Bölgesi" sınırları içinde olan İztuzu, dünyanın en iyi korunan ikinci kumsalı.
Fethiye’nin El Değmemiş Koyları ve KumsallarıFethiye Yat Limanı mavi yolculuk tekneleri için hoş bir durak... Uzun yolculuklarda tekneler yakıt ve yiyecek desteği almak için burada bir gece kalıyorlar. Tabii doğa tutkunu olanlar için Fethiye'nin merkezi pek ilginç değil. Ancak çevresindeki koylar muhteşem. Ölüdeniz başlı başına bölgenin fenomeni durumunda. Gemiler koyu zaten teknelerin uğrak yeri. Kelebekler Vadisi ise tek kelimeyle çarpıcı bir mekan. Kelebekler Vadisi'nden başlayarak Patara Kumsalı'na doğru devam eden Yedi Burunlar bölgesi ise el değimemiş koylara ve kumsallara ev sahipliği yapıyor.
Batık Kentin İzinde KekovaGeçmişte yaşanan bir afet sonucu sulara gömülmüş Simena kentinin kalıntıları denizin içinde rahatlıkla görülebiliyor... Bu kalıntıların üzerinden süzülerek geçen mavi yolculuk tekneleri sıradışı bir mekan olan Kekova'ya uğruyorlar. M.S. 2. yüzyılda bölgede yaşanan bir deprem o dönem insanları için felaket olurken, bugünkü muhteşem manzaranın ortaya çıkmasına neden olmuş. Geçmişte Simena ile tek bir parça olan Kekova, şimdi bir ada durumunda. Adanın kıyılarında tekneyle geçerken suyun altında, bir zamanlar insanların yaşadığı odaları tüm detaylarıyla görebiliyorsunuz.