Cevap :

At one time I used to swim a lot. --> Bir zaman epey yüzmüştüm.

He used to like going climbing. --> Eskiden dağcılığı (tırmanmayı) severdi.

He used to walk to his office every day. --> Eskiden ofise hergün yürüyerek giderdi.

I used to like going for walks. --> Eskiden yürümeyi çok severdim.

I used to write a great deal. --> Eskiden bir hayli yazardım.

The train used to stop there. --> Tren önceden burada dururdu.

These shoes used to be my grandfather's. --> Bu ayakkabılar büyükbabamındı.

We used to live in the country. --> Biz önceden şehir dışında oturuyorduk.

When I used to live there, I used to read many books. --> Ben orada otururken çok kitap okurdum.

I am used to drink cold tea. --> Ben soğuk çay içmeye alışkınım.

I am used to collecting stamps. --> Pul biriktiririm.

I am used to getting up early. --> Erken kalkmaya alışkınım.

That's what I'm used to. --> Bu benim alışkanlığım.

I could start getting used to that sort of view. --> Böyle bir bakış şekline alışabilirim.