Cevap :
http://www.turkceciler.com/sozcuk_turleri/zarflar.html link bugır bak
Cümlede zarf (belirteç) göreviyle kullanılan eylemsilerdir. Doğrudan fiil kök veya gövdelerinden türetilebildikleri gibi adeylem ve ortaçlardan (sıfat-fiillerden) çeşitli ekler ve edatlar yardımıyla da oluşturulabilir. Bağeylem, öbekleştiği (yan cümlecik oluşturduğu) sözcüklerle birlikte temel cümlede zarf tümleci görevi yapar.
Sözcük türü olarak da zarf (belirteç) olarak değerlendirilir. Arka arkaya gerçekleşen eylemleri birbirine bağlayarak anlatmak için kullanıldığından "bağ-eylem" olarak da adlandırılır. Ancak doğrudan bağlaç sayılması yanlış olur. Bağ-fiilleri, cümlede kazandıkları anlamlara ve aldıkları eklere göre gruplandırmakta yarar vardır:
1. Bağlama Ulacı
Eylemden -ip (-ip, -üp, -up; -ip, -ip ...) yapım ekiyle türetilir. Bağlaca en yakın ulaçtır.
* Sandallara binip gittiler. (... bindiler ve gittiler.)
* Kır at, yanımızdan süzülüp geçti. (... süzüldü ve geçti.)
* Dişimi sıkıp dayandım. (... sıktım ve dayandım)
* Toplantıya katılıp katılmamak elinizde. (... katılmak veya katılmamak...)
Not: Bağlama ulacı, çekimli fiillerle öbekleşerek sürerlik bileşik fiili oluşturabilir.
* Şu adam niçin bize bakıp duruyor.
* Bu hep böyle sürüp gidecek sanma.
* Ayıyla burun buruna gelince donup kalmış.
2. Durum Ulaçları
Eylemlere-erek,-a,-e,-meden,-meksizin,-asıya gibi yapım ekleri getirilerek yapılan ve durum zarfı görevi yapan eylemsilerdir. "Nasıl?" sorusuna yanıt olurlar.
* İnsanoğlu dünyaya ağlayarak gelir, ağlatarak gider.
* Önündekileri iterek ilerlemeye çalışıyordu.
* Önündekileri ite kaka ilerlemeye çalışıyordu.
* Söyleye söyleye dilimizde tüy bitti.
* Ara vermeden, soluk almadan anlatıyordu.
* Durmaksızın anlatıyor, anlatıyordu.
* Onu ölesiye seviyorum, diyordu.
3. Zaman Ulaçları
-dikçe, -diğinde, -eli, -ir - mez, -inceye (dek), -ken gibi eklerle yapılan eylemsilerdir. Temel yükleme sorulan "Ne zaman?" sorusunun yanıtı olurlar.
* Güldükçe yüzünde güller açılıyor.
* Aklıma geldikçe utanıyorum.
* Sen eve girdiğinde o arka kapıdan çıkıyordu.
* O adamı tanıyalı daha birkaç yıl oldu.
* Borcumu bitirir bitirmez bir kitaplık yaptıracağım. (İkileme biçimli)
* Senden bir yanıt alıncaya dek beklerim, ("dek" edatıyla öbekleşti.)
-ken (iken), ekeylemin ulacıdır. Ortaçların arkasından gelerek zaman anlamlı ulaç kurar. Adlardan sonra da kullanılır.
* Tam anlaşacakken adam, satmaktan vazgeçti.
* Irmaktan geçerken at değiştirilmez.
* Hazır gelmişken o kitaba da bakalım.
Örnek Soru:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen bağ-fiil, ötekilerden farklı bir sorunun cevabıdır?
A) Eve gelince hemen beni arasın.
B) Havalar soğuyalı gölün de neşesi kaçtı.
C) Arkadaşım gülümseyerek bana doğru geldi.
D) Buradan gittiğinizde sen beş yaşındaydın.
E) Ortalık aydınlanmadan ağları toplamalıyız.
Cevap: C
Örnek Soru:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen bağ-fiil, ötekilerden farklı bir sorunun yanıtıdır? (2004 - ÖSS)
A) Düşüncelerini hiç çekinmeden söylerdi.
B) Soruları bütün yönleriyle düşünerek yanıtlıyordu.
C) Sınavdan hemen sonra güle oynaya evine gitti.
D) İşi zamanında bitirmek için ölesiye çabalıyordu.
E) Bence o buraya geleli çok değişti.
Cevap: E
Uygulama:
Kara gözlüm efkârlanma gül gayrı
İbibikler öter ötmez ordayım
Mektubunda diyorsun ki "gel gayrı"
Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım.
a) Bu dörtlükteki bağ - fiilleri bulunuz.
b) Bağ - fiillerin cümle içindeki görevlerini tespit ediniz.
c) Son dizedeki sözcüklerin türlerini yazınız.
** Cümlelere neden-sonuç, amaç-sonuç, koşul, durum gibi anlamlar kazandırmada; bazı eylemsiler, özellikle ulaçlar, etkili olur. Bu ulaçların oluşumunda edatlar da kullanılabilir:
* Utandığından içeri girmedi. ("Neden" anlamlı ulaç)
* Son iki maçta sarı kart gördüğü için oynayamadı. ("Neden" anlamlı ulaç öbeği, aynı zamanda edat öbeği)
* Sizinle tanışmak için geldim. (Adeylemle edattan oluşmuş, "amaç" anlamlı ulaç öbeği, aynı zamanda edat öbeği)
* Sizinle tanışmak istediğim için geldim. "Amaç" anlamlı ulaç öbeği, aynı zamanda edat öbeği)
* Çekine çekine yaklaştı. (Durum anlamlı, ikileme biçimli ulaç öbeği)
Bir zarf-fiil ve bu zarf-fiile bağlı unsur veya unsurlardan kurulan kelime gruplarına zarf-fiil grubu denir.
Grubun ana unsuru zarf-fiildir ve sonda bulunur. Cümleler öğelerine ayrılırken zarf-fiil ve ondan önce gelen ve ona bağlı olan kelimeler ayrılmazlar.
Zarf-fiil, grupta yüklem görevindedir. Vurgu, zarf-fiilden önceki unsurdadır.
]Zarf-fiilden önce gelen kelimeler, cümlede olduğu gibi, özne, nesne, zarf tümleci ve dolaylı tümleç olarak adlandırılırlar. Bu yüzden zarf-fiillerle ve zarf-fiil gruplarıyla birleşik cümleler yapılır.
Son gülün karşısında / son bülbül / ah ederken...
Dolaylı tüml. Özne yüklem
Bu yaman dağların hayalini / hatırımdan / silince...
Nesne dlı tüml. Yükl.
Kanatlarını açan kocaman bir kartal gibi / kollarını / açarak...
Edat tüml. Nesne yükl.
Pembe hayaller / kura kura
Nesne yükl.
]Hâl ekleriyle çekime girmiş bazı sıfat-fiiller, cümlede zarf görevi yaparlar. Bunlar da birer zarf-fiil grubudur.
Müzik başladığında / bütün salon bir sessizliğe gömüldü.
Sudur, akar / kendi bildiğince.
Pencere, en iyisi pencere
Geçen kuşları görürsün hiç olmazsa
Dört duvarı göreceğine. (OV)
]"-r, -mez", "-di mi", "-di, -eli" ile kurulan gruplar da birer zarf-fiil grubudur.
Bir pırıltı gördü mü / gözle hemen dalıyor.
Ben bu gurbet ele düştüm düşeli
Her gün biraz daha süzülmekteyim.
Çamlıca'nın bu asıl çevresine girer girmez, artık eniştemizin köşkünün tılsımlı duygularını tatmaya koyulurduk.
]Bu grup, kelime grubu ve cümle içinde zarf olarak kullanılır.