Cevap :

ben ne bilem olum bilsem söylerdim

 

Müzik eğitimi; bilimin, tekniğin, felsefenin ve müzik sanatının en son verileriyle yapılanır ve uygulanır.

Müzik tarihi uygarlık tarihi ile başlar ve günümüze kadar gelir. Uygarlık tarihi de, insanlığın gelişmesi sürecinde, bilim ve tekniğin karşısında insanlığın aldığı tavrın tarihidir.

Birey olarak insan, biyopisişik, toplumsal ve kültürel bir varlık olup, bedensel, duyuşsal ve devinişsel yapılarıyla bir bütündür.

Müzik sanatıyla anlatılan insan ve toplumdur. İnsan toplum içinde doğar, toplumun kültürü ile biçimlenir, sanatından etkilenir, müziğini duyarak / işiterek/  çalarak / yaşayarak, çevresiyle iletişim – etkileşim kurarak kendi durumunu belirler, yeni davranışlar geliştirir.

İnsan bu ihtiyaçlarını en iyi biçimde karşılayabilmek için, günlük ‘yaş** bilgisinin’ ötesinde, hem ‘gerçeği ve doğruyu’, hem ‘yararlı ve kullanılışlıyı’, hem de ‘özgünü ve güzeli’ arar. ‘Bilim’, ‘teknik’ ve ‘sanat’ işte insanın durmak- bitmek bilmeyen bu arayışlarının bir ürünü ve sürecidir.

Müzik eğitiminin işlevlerinin insan yaş**ındaki vazgeçilmez yeri ve önemi nedeniyledir ki müzik, insanlık tarihinin en eski çağlardan beri hem çok etkili bir ‘eğitim aracı’, hem de çok önemli bir ‘eğitim alanıdır.

Müzik eğitimi, temelde, bir ‘müziksel davranış’ kazandırma ve ya bir ‘müziksel davranış değişikliği’ oluşturma sürecidir.

Müzik eğitiminin genel kapsamına ‘davranış’ ve ‘içeriği’ açısından bakıldığında:

Davranışsal açıdan: Müziksel işitme okuma yazma, şarkı söyleme, çalgı çalma, müzik dinleme, müziksel yaratma, müziksel bilgilenme, müziksel beğeni geliştirme, müziksel kişilik kazandırma, müziksel duyarlılığı artırma, müziksel iletişim ve etkileşimde bulunma, müzikten yararlanma eğitimidir.

İçerik açısından: Müziksel işitme (kulak), ses, çalgı, müziksel devinim ve tartım (ritim), müzik bilgisi, yaratıcılık, beğeni, müziksel kişilik, müziksel etkinlik, müziksel kullanım ve yararlanma eğitimidir.

 

Tüm bunlar ise müziğin en birincil  malzemesi olan müzikal seslerin doğru dinlenilmesi, duyulması ve algılanmasıyla, dolayısıyla da müziksel işitme okuma yazmanın geliştirilmesiyle olacaktır.

 Müziksel işitme okuma yazmanın ön bilgilerini müzik teorisi verir. Teori (kuram), ‘uygulamalardan bağımsız olarak ele alınan ve onun yollarını belirleyen ilkeler, kavramlar bütünü’dür. 

Müzik teorisi de, müziğin temel ilke ve kavramları olan, ‘müzik yazmak için kullanılan işaretleri’, ‘dizi ve aralıklargösteren adları: birlik, ikilik, dörtlük, sekizlik 

Nota yuvarlakları dizek çizgilerinin, altında, üstünde, arasında, üzerinde ve dizek çizgilerinin daha altında ve ya üzerindeyse, ek çizgiler kullanılarak gösterilir.

 

 

 

 

Değiştirici İşaret: İlgili notanın sesini ‘yarım ses’ değiştiren işarettir. Değiştirici işaret anahtardan sonra, değiştireceği sesin/seslerin bulunduğu çizgiye ya da aralığa konur ve ezginin (geçki yoksa) sonuna kadar ilgili sesi etkiler. Değiştirici işaret ezgi içinde/ölçüde geçiyorsa, notanın sol tarafına konur ve yalnızca ölçü sonuna kadar o sesi etkiler. Değiştirici işaretli ses/sesler, ezgi içinde/ölçü içinde daha sonra doğal haline getirilecekse, bir başka işaret kullanılır. Her üç durum notaların bir yada daha fazla oktavlarını da etkiler.