Cevap :
Yer, gök, gezegenler, ay, güneş, galaksiler dahil bütün yaratıkların oluşturduğu varlıklar alemine evren veya kainat denir. Dünyamız da güneş sisteminde yer alan gezegenlerden biridir. Dünyanın diğer gezegenlerden farkı canlıların yaşaması için uygun şartların yaratılmış olmasıdır.
Başta insan olmak üzere hayvanlar ve bitkiler bu canlıları oluşturur. İnsan dünyadaki varlıkların en karmaşığı aynı zamanda da en mükemmelidir. İnsanın yapısında hem cansız varlıkların sahip olduğu fiziki özellikler, hem de bitki ve hayvanın sahip olduğu biyolojik özellikler bulunur. Ancak insan bu benzeşmelerinden ötürü ne bitki ne de hayvan kategorisinde değerlendirilemez. İnsan diğer varlıklardan farklı olarak ruhsal bir yapıya, akıl, düşünce ve irade gibi de melekelere sahiptir.
İnsan yaratılanların "en üstünü" (İsra suresi, 70. ayet) ve Allah'ın yeryüzündeki "halifesidir" (Bakara suresi, 30.ayet). Yeryüzündeki diğer canlı ve cansız varlıklar onun emrine verilmiştir (Casiye suresi, 13. ayet).
Kendisine bahşedilen bu unvan ve özelliklerden ötürü emri altındakilere, "adaletle, iyilikle"(Nahl suresi, 90. ayet) hükmetmeli; yemede, içmede, mal, mülk ve ziynette "israftan kaçınmalı" (A'raf suresi, 31. ayet).
Akıl düşünce ve irade verilmiş olan insanın her türlü eyleminden muhakkak hesaba çekileceği vurgulanmıştır (Nahl suresi, 93. ayet). Bu yönüyle insan hem rabbine hem de diğer canlılara karşı sorumlu tutulmuştur.
Kendisinin canlı ve cansız varlıklardan çok farklı bir yönünün olduğunu kavrayan insan, evrenin oluşumunu ve evrendeki konumunun ne olduğunu sorgulamaya başlar. İnsanın bu arayışlarına ancak din cevap verebilir. İnsan, ruhsal yapısı nedeniyle inanmaya ihtiyaç duyar ve bu sebeple de mutlaka bir dine inanmıştır. İnandığı dinleri de onlara verdiği mesajlarla evrendeki konumunun ne olduğunu belirlemeye çalışmıştır. Bu dinlerden bazıları ilahi, bazıları da batıl dinler olarak adlandırılır.
Evrendeki konumu bu şekilde çizilen insan, kendisine üstün bir görev verildiğinin bilincine varır. Kendisinin Allah'a ve canlılara karşı sorumluluklarının olduğunu anlar. Bitkiler ya da hayvanlar gibi davranışlarda bulunamayacağını kavrar. Özetle insan kendisine diğer canlılardan farklı bir misyon yüklendiği bilincinde olmalı ve o misyona uygun yaşamaya çalışmalıdır.
Kur'an-ı Kerim'de: "Biz insanı en güzel biçimde yarattık"buyurmaktadır. Buna göre Allah, insana diğer varlıklara göre daha fazla değer vermiştir. Aslında Allah'ın yarattığı her şey güzeldir ama bunların en güzeli insandır. O halde insan, Allah katında diğer varlıkların yanında farklı bir yere sahiptir. Çünkü o, AIlah'tan bir parça ruh taşımaktadır. Bu konudaki ayet şöyledir: "Sonra onu tamamlayıp şekillendirmiş, ona kendi ruhundan üflemiştir..."
Bu ayetler, insanın hem beden yönüyle hem de ruh yönüyle güzel bir biçimde yaratıldığını göstermektedir. . Buna göre evren, insan merkezlidir. insanın olmadığı bir evrenin anlamı ve değeri yoktur.
Diri bir hayat yaşamak, insan için gerekliliği inkar ,edilemez bir özelliktir. Bu, insanın inanmaya ve ibadet etmeye ihtiyaç duyan bir varlık olarak yaratılmasından kaynaklanmaktadır.
http://dindersim.com/index.php?option=com_content&view=article&id=481:1-nsanin-evrendek-konumu&catid=91:1uente-nsan-ve-dn-&Itemid=157
Bu linkten bir parçasını sana kopyaladım. işine yararmı bilmem.