Cevap :
Selin, kendi âleminde küçücük bir kızdı. Sadece 5 yaşındaydı. Söylediği her şey alaycı bir tavır görüyor, pek ciddiye alınmıyordu.
Zaten söyledikleri önemsiz konulardı.
Selin bir gün kırlara oynamaya çıktı. Yorulduğunu fark edince bir ağacın gölgesinde dinlenmeye karar verdi. Çok uykusu
gelmişti tam uykuya dalacaktı ki bir ses duydu. Bu ses “Ah beni anlayan bir insan olsa!” diyordu. Selin “Sizde kimsiniz?” ,
diye sordu ama yine aynı söz. Sesi iyice dinleyince ağaçtan geldiğini anladı. Ağaca “Sen mi konuşuyorsun?” diye sorunca
ağaç “Sen beni duyabiliyor musun?”Selin “Evet ama sen konuşamazsın ki. Hayali sesler duyuyorum herhalde.” Ağaç “Hayır,
ben gerçekten konuşuyorum. Sen beni duyabildiğine göre derdimi seninle paylaşabilirim, değil mi?” selin ne diyeceğini
şaşırdı “Anlat bakalım! Neymiş dedin?” ağaç başladı anlatmaya. “Aslında bunu ağaç arkadaşlarıma da anlata bilirdim ama
beni bir insanın dinlemesi gerekiyor.” Ağaç böyle söyleyince Selin daha da meraklandı. “ Bak. Aslında ben insanları çok seviyorum
ama bazen onları anlamakta zorluk çekiyorum biliyorsun. Dünyada işinizi kolaylaştıran tüm araçlar enerji ile çalışıyor.
Tamam, insanlar bunu kullanacaklar. Fakat biraz fazla kullanıyorlar. Ne birazı? Çok fazlasını demek istediğim şu. Bir el yıkamak için bir şelaleyi bitirmek mi lazım? İnsanlar bir odada oturuyor. Evin tüm ışıkları yanıyor bu nasıl iş? Selin “Haklısın ama bunları neden bana anlatıyorsun? Ben ne yapabilirim ki? Kimse benim sözlerime aldırış etmiyor. Ben daha beş yaşındayım.”
“ Biliyorum ama sende bu enerjiyi boşa harcama konusunda bir şey düşünsen.”
Selin “ Tamam” Selin hala bu durumun şokundaydı. Ne yapabilirdi ki? Akşam olunca odasının lambasını yaktı ve kırdaki gibi ses duydu. “
Ah bizi anlayan bir insan olsa!” Selin etrafına bakındı kimseler yoktu. Lambaya baktı. Oradan küçük bir elektronun konuştuğunu gördü. Şaşırmadı “ Ben seni anlaya biliyorum benimle konuşa bilirdin” Elektron şaşırdı. Başladı anlatmaya “Seninle konumsam doğrumu bilmiyorum ama sen bir insansın anlatmam gerek Biliyorsun. Ben bir elektronum. Yani elektrik,
insanlar bazı araçlarını çalıştırmak için bana gereksinim duyar. Bundan şikâyetçi değilim. Ama beni boşa harcıyorlar. Dünyadaki elektrik enerjisi gün gün azalıyor. Sonunda olan onlara olacak. Bunu biliyorlar. Neden? Bizi tüketmek, kendilerine zarar vermek hoşlarına mı gidiyor? Lütfen hem bizler için hem de insanlık için bana yardım et! Selin bu sözlerden çok etkilenmişti.
Bir an durdu Selin “Şey. İyi de ben ne yapabilirim ki? Daha 5 yaşında küçük bir kızım. Kimse beni ciddiye almaz
ki.”Elektron “Olsun. Sen yinede bir şeyler düşün. Tamam mı?” Selin bu konuyu öylesine ciddiye aldı ki rüyasında bile çözüm arıyordu. Ertesi gün göldeki damlacıklardan da ağaçtan ve elektrondan duyduğu sözlerin benzerini işitti. Selin gece gündüz düşünüyordu. Bu konuyu öğretmenine açmaya karar verdi. Annesi ve babası “Kızım sen çok çizgi film izliyorsun
onlardan etkilenmişsin”
Selin ertesi günü pilli bir radyo alıp ağcın yanma gitti. Zaten orada göl vardı. Hep beraber konuşmaya başladılar. Selin “kimse beni ciddiye almıyor. Hayal gücün gelişmiş, filmlerden etkilenmişsin filan diyorlar. Size dememiş miydim? Ağaç “ Hemen
pes etme Selin. Hep beraber bir yol bulacağız.” Su damlaları “ Hadi ne duruyoruz. Düşünmeye başlayalım.” Hep beraber düşünmeye başladılar. Tam o sırada Selin’in aklına bir şey geldi. Selin “ Buldum. Madem insanlar enerji tasarrufu yapmıyorlar,
bizde onlara bir oyun oynarız. Enerjinin, enerji kaynağının kıymetini anlarlar, hem de tasarrufa başlarlar.” Elektron “ peki bu nasıl olacak?” Selin “ elektron, sen diğer elektronlarla konuşup elektriğin hiçbir yere ulaşmamasını sağlayacaksın.
Su damlaları, siz suyun akmasını zaten engelleyebilirsiniz. Su akmayacak. Nereye gidersiniz bilemem. Buharlasın mesela.
Ağaç sen yapraklarını dökeceksin. Diğer ağaçlarda aynısını yapsınlar. Dallarını hızlı bir biçimde geri çek. Kesilecek odun kalmasın. Bir de güneşle ve rüzgârla konuş. Çok sıcak olsun, su hemen buharlaşsın. Rüzgârda sahnesi geldiğinde çok soğuk
essin. Su damlaları soğur. Tekrar sular düşer. Yani yağmur yağar. Tamam mı? ” Ağaç “Ne yapmak istediğini anladım.
İnsanları enerjisiz bırakıp enerjinin önemini öğreteceksin.” Selin “Evet. Hadi işe koyulalım.” Herkes üstüne düşen görevi yerine getirdi. İnsanlar bir iki gün aldırış etmedi. Sonra hayatları çekilmez oldu. Ne su sayesinde ürettikleri enerji, ne de elektrik enerjisi vardı. Yakacak odun bile yoktu. İnsanlarında enerjileri tükenmişti. Selin “ enerjiyi boşa harcayıp duruyordunuz.
Umurunuzda bile değildi. Siz böyle yaptınız, tüm enerjimiz, enerji kaynaklarımız elimizden uçup gitti. İstediğiniz bu muydu?”
Diye bir konuşma yaptı. Bütün insanlar kendilerini suçladı. Artık enerji tasarrufunun kıymetini anlamışlardı.
Selin bunu sezince arkadaşlarına yapmaları gerekenleri söyledi. Elektrikler geldi, yağmur yağdı, nehirler, denizler hemen doldu, güneş yüzünü gösterdi, ağaçlar dallanıp budaklandılar. İnsanlar hatalarının farkına vardı. Bundan sonra hiçbir enerjiyi boşa harcamadılar. Harcayanları cezalandırdılar. Hatalarına gösterdiği için herkes Selin’ e teşekkür etti.
Zaten söyledikleri önemsiz konulardı.
Selin bir gün kırlara oynamaya çıktı. Yorulduğunu fark edince bir ağacın gölgesinde dinlenmeye karar verdi. Çok uykusu
gelmişti tam uykuya dalacaktı ki bir ses duydu. Bu ses “Ah beni anlayan bir insan olsa!” diyordu. Selin “Sizde kimsiniz?” ,
diye sordu ama yine aynı söz. Sesi iyice dinleyince ağaçtan geldiğini anladı. Ağaca “Sen mi konuşuyorsun?” diye sorunca
ağaç “Sen beni duyabiliyor musun?”Selin “Evet ama sen konuşamazsın ki. Hayali sesler duyuyorum herhalde.” Ağaç “Hayır,
ben gerçekten konuşuyorum. Sen beni duyabildiğine göre derdimi seninle paylaşabilirim, değil mi?” selin ne diyeceğini
şaşırdı “Anlat bakalım! Neymiş dedin?” ağaç başladı anlatmaya. “Aslında bunu ağaç arkadaşlarıma da anlata bilirdim ama
beni bir insanın dinlemesi gerekiyor.” Ağaç böyle söyleyince Selin daha da meraklandı. “ Bak. Aslında ben insanları çok seviyorum
ama bazen onları anlamakta zorluk çekiyorum biliyorsun. Dünyada işinizi kolaylaştıran tüm araçlar enerji ile çalışıyor.
Tamam, insanlar bunu kullanacaklar. Fakat biraz fazla kullanıyorlar. Ne birazı? Çok fazlasını demek istediğim şu. Bir el yıkamak için bir şelaleyi bitirmek mi lazım? İnsanlar bir odada oturuyor. Evin tüm ışıkları yanıyor bu nasıl iş? Selin “Haklısın ama bunları neden bana anlatıyorsun? Ben ne yapabilirim ki? Kimse benim sözlerime aldırış etmiyor. Ben daha beş yaşındayım.”
“ Biliyorum ama sende bu enerjiyi boşa harcama konusunda bir şey düşünsen.”
Selin “ Tamam” Selin hala bu durumun şokundaydı. Ne yapabilirdi ki? Akşam olunca odasının lambasını yaktı ve kırdaki gibi ses duydu. “
Ah bizi anlayan bir insan olsa!” Selin etrafına bakındı kimseler yoktu. Lambaya baktı. Oradan küçük bir elektronun konuştuğunu gördü. Şaşırmadı “ Ben seni anlaya biliyorum benimle konuşa bilirdin” Elektron şaşırdı. Başladı anlatmaya “Seninle konumsam doğrumu bilmiyorum ama sen bir insansın anlatmam gerek Biliyorsun. Ben bir elektronum. Yani elektrik,
insanlar bazı araçlarını çalıştırmak için bana gereksinim duyar. Bundan şikâyetçi değilim. Ama beni boşa harcıyorlar. Dünyadaki elektrik enerjisi gün gün azalıyor. Sonunda olan onlara olacak. Bunu biliyorlar. Neden? Bizi tüketmek, kendilerine zarar vermek hoşlarına mı gidiyor? Lütfen hem bizler için hem de insanlık için bana yardım et! Selin bu sözlerden çok etkilenmişti.
Bir an durdu Selin “Şey. İyi de ben ne yapabilirim ki? Daha 5 yaşında küçük bir kızım. Kimse beni ciddiye almaz
ki.”Elektron “Olsun. Sen yinede bir şeyler düşün. Tamam mı?” Selin bu konuyu öylesine ciddiye aldı ki rüyasında bile çözüm arıyordu. Ertesi gün göldeki damlacıklardan da ağaçtan ve elektrondan duyduğu sözlerin benzerini işitti. Selin gece gündüz düşünüyordu. Bu konuyu öğretmenine açmaya karar verdi. Annesi ve babası “Kızım sen çok çizgi film izliyorsun
onlardan etkilenmişsin”
Selin ertesi günü pilli bir radyo alıp ağcın yanma gitti. Zaten orada göl vardı. Hep beraber konuşmaya başladılar. Selin “kimse beni ciddiye almıyor. Hayal gücün gelişmiş, filmlerden etkilenmişsin filan diyorlar. Size dememiş miydim? Ağaç “ Hemen
pes etme Selin. Hep beraber bir yol bulacağız.” Su damlaları “ Hadi ne duruyoruz. Düşünmeye başlayalım.” Hep beraber düşünmeye başladılar. Tam o sırada Selin’in aklına bir şey geldi. Selin “ Buldum. Madem insanlar enerji tasarrufu yapmıyorlar,
bizde onlara bir oyun oynarız. Enerjinin, enerji kaynağının kıymetini anlarlar, hem de tasarrufa başlarlar.” Elektron “ peki bu nasıl olacak?” Selin “ elektron, sen diğer elektronlarla konuşup elektriğin hiçbir yere ulaşmamasını sağlayacaksın.
Su damlaları, siz suyun akmasını zaten engelleyebilirsiniz. Su akmayacak. Nereye gidersiniz bilemem. Buharlasın mesela.
Ağaç sen yapraklarını dökeceksin. Diğer ağaçlarda aynısını yapsınlar. Dallarını hızlı bir biçimde geri çek. Kesilecek odun kalmasın. Bir de güneşle ve rüzgârla konuş. Çok sıcak olsun, su hemen buharlaşsın. Rüzgârda sahnesi geldiğinde çok soğuk
essin. Su damlaları soğur. Tekrar sular düşer. Yani yağmur yağar. Tamam mı? ” Ağaç “Ne yapmak istediğini anladım.
İnsanları enerjisiz bırakıp enerjinin önemini öğreteceksin.” Selin “Evet. Hadi işe koyulalım.” Herkes üstüne düşen görevi yerine getirdi. İnsanlar bir iki gün aldırış etmedi. Sonra hayatları çekilmez oldu. Ne su sayesinde ürettikleri enerji, ne de elektrik enerjisi vardı. Yakacak odun bile yoktu. İnsanlarında enerjileri tükenmişti. Selin “ enerjiyi boşa harcayıp duruyordunuz.
Umurunuzda bile değildi. Siz böyle yaptınız, tüm enerjimiz, enerji kaynaklarımız elimizden uçup gitti. İstediğiniz bu muydu?”
Diye bir konuşma yaptı. Bütün insanlar kendilerini suçladı. Artık enerji tasarrufunun kıymetini anlamışlardı.
Selin bunu sezince arkadaşlarına yapmaları gerekenleri söyledi. Elektrikler geldi, yağmur yağdı, nehirler, denizler hemen doldu, güneş yüzünü gösterdi, ağaçlar dallanıp budaklandılar. İnsanlar hatalarının farkına vardı. Bundan sonra hiçbir enerjiyi boşa harcamadılar. Harcayanları cezalandırdılar. Hatalarına gösterdiği için herkes Selin’ e teşekkür etti.