Cevaplandı

yardımlaşmanın ve iyilik yapmanın topumsal huzurun sağlanması açısından nasıl bir önemi vardır

Cevap :

Yardımlaşma ve Yardımlaşmanın Önemi

Yardımlaşma ve Yardımlaşmanın Önemi
a)Yardımlaşmanın Önemi:
Genellikle ifâde edildiği gibi İslâmiyet bir yardımlaşma dinidir. İslâmiyetten önce de sonra da hiç bir din ve fikir sistemi onun kadar bu konuya eğilmemiş yardım anlayışını ve bu anlayışın uygulanışını bu kadar geniş boyutlara ulaştıramamıştır.

Kur’an-ı Kerim’den öğrendiğimiz bu gerçeği, hayatımızın her anında görüyoruz. Geçmişte olduğu gibi, şimdi de hayatı paylaşan insanlar, aynı düzeyde değillerdir, örneğin zayıfı, güçlüsü, fakiri, zengini,erkeği, kadını gibi. Böyle insan toplulukları beraber doğup, beraber ölürler. Bu beraberlik “hayat”ın kaynağını oluşturuyor.

Ancak bu farklı insanlar, yaşadıkları süre içinde birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Zenginler bile fakirlere ihtiyaç duyar. Hiç bir zengin benim kimseye ihtiyacım yoktur diyemez. O insan servetini çalıştırdığı insanların gücü ilekazanır. Zira kimi çalıştırıyorsa ona muhtaç demektir.

İnsanların birbirlerine muhtaç olmaları, aralarındaki yardımlaşmaları zorunluluğunu ortaya çıkarır.Yardımlaşma toplum halinde yaşamanın sonucudur.

Cenâb-ı Hakk: “İyilikte ve kötülükten sakınmakta birbirinizle yardımlaşın, günah ve düşmanlıkta yardımlaşmayın.” buyuruyor. Zekat vermenin, güzel söz söylemenin, ve daha pek çok şeyin, iyi olarak kabul edersek, yardımlaşmanın sınırını sonsuz olduğunu anlarız.
Yardımlaşmanın konusunun içinde, maldan sevgiye kadar herşey verilebilir. Verme işi bazan zekat fitre gibi mecburi olduğu halde, bazan tamamen isteğe bağlıdır. Bu vermenin sınırı yoktur.Bu yardımın dışında, müslümanlar birbirlerine sevgi ile bağlanmak zorundadırlar.

b) Yardımın İnsanların ve Toplumların Yaşamlarındaki yaptığı değişiklikler:

1- Yardımla yoksullar korunmuş olur. Onlara yapılan maddi yardımlar, onların hırsızlık gibi kötü yollara sürüklenmesini engeller.
2- Yardım yapanla yapılan arasında sevgi ve ülfet doğar.yardımla topluma kazandırılan insanlar kin, hased, düşmanlık gibi kötü huylardan kurtulur, kimsenin malında gözü olmaz.
3- Hz. Muhammed, müslümanlara yardım edilenin değil, yardım eden kişi olmalarını bildirmiştir.Sıkıntızamanında müslümanlardan yardım, anlayış ve sevgi görenler, sıkıntılarını atlatınca, alan değil veren kişiler olmaya çalışacaktır.

4- Zekât, sadaka ve diğer maddî yardımlar, müslümanların güçlü olmalarında, birlik ve beraberlik içinde bulunmalarında en büyük etkendir. Yardımlaşma, zenginle fakir, tokla aç arasındaki uçurumu kapatır ve sevgi, saygı bağı kurar.

5-Yardımlaşmanın yaygın olduğu toplumlarda dostluk duyguları güçlü olur. Fakirlik ve bununla gelen dilencilik ortadan kalkar.

 

 

Toplum hayatımızda birlikte yaşamanın, yardımlaşmanın, paylaşmanın önemi çok büyüktür. Bir atasözümüzde 'bir elin nesi var, iki elin sesi var' bir diğer atasözümüzde ise 'ağaç kapının demir kapıya, demir kapının ağaç kapıya ihtiyacı vardır' bu sözler gösteriyor ki halkımızın düşünce olarak dayanışma fikrinin ve olgusunu ön plana çıkarması böylece birlik ruhunun geleceğe taşınması ön görülmüştür. 

Günlük yaşamımızdada aile içerisinde veya oturduğumuz apartmanda, bulunduğumuz mahallede komşuluk ilişkileri önemli günlerde hissedilir bir noktadadır. Bayramlarda bayramlaşmak, acı ve tatlı günlerimizi paylaşmak, nişan, düğün, hastalık, cenaze gibi durumlarda komşularımızın ve sevdiklerimizin acı ve tatlı anlarında yanlarında olmak insan olmanın gereğidir.