Cevap :
Osmanlı Nakkaşhanesi ve Nakkaşlar
Osmanlı döneminde kitap sanatının icra edildiği atölyelere nakkaşhane adı verilmekteydi. Bu atölyeler aynı zamanda sanatçıların eğitildiği kütüphane (kitap-hane) denilen atölyelerin işlevini üstleniyordu. 1420’li yıllarda Timurlu hakimiyetindeki Herat’ta kutub-hane adını taşıyan bir senet atölyesinin varlığını kanıtlayan bir belge mevcuttur.
Nakkaşlar Osmanlı sarayı için çalışan sanatçılar ve zanaatkarlar teşkilatı olan ehl-i hiref içinde en önemli bölüğü oluşturuyorlardı. Nakkaşlar yazma eserlerin bezenmesi (müzehhiplik), resimlenmesi (musavvirlik), metinleri sınırlayan cetvellerin çekilmesi (cetvekestk) ve boyaların hazırlanması (renkzenlik) gibi kitap sanatlarıyla ilgili işler dışında; kalem işi ve çini desenleri; ahşap ve mukavvadan yapılan sandıkların bezenmesi ve çeşitli dokumalarda kullanılan desenlerin hazırlanmasında da sorumluydular.
Osmanlı sarayında nakkaşlar, diğer ehl-i hiref bölükleri gibi maaşlarını hazinedar başı aracılığıyla alırlardı. Ek iş verildiğindeyse kendilerine ayrıca ücret verilirdi. Ayrıca ehl-i hiref teşkilatına mensup sanatçılar bayramlarda padişaha hediyeler sunduklarında da karşılık olarak inam denilen katta ya da parayla ödüllendirilirlerdi.
Kanuni döneminde nakkaşlar bölüğünün başı olan sernakkaş veya serbölük ismiyle anılan nakkaş başının üzerinde, aylıklı ve özel statüye sahip başka bir nakkaş başı daha görev yapmaktaydı. XVI. yüzyılın son çeyreğindeyse aylık ve özel statüye sahip nakkaş başılık görevi kaldırılmış, kethüda, serbölük, seroda-i evvel ve seroda-i seni gibi yeni idari görevler oluşmuştur. Bu yeni örgütlenme XVII. yüzyılın başlarında sanatçı sayısının azalmasıyla zayıflamaya başlamıştır. XVII. yüzyıl ortalarında sernakkaş, kethüda ve serbölük görevlerinin devam ettiği, 1671’den sonra kethüdalığın kalktığı XVII. yüzyıldaysa sadece sernakkaşlığın sürdüğü maaş defterlerindeki kayıtlardan anlaşılmıştır.
Yazma eserleri hazırlayan bazı çok yetenekli nakkaşlara özel atölyeler tahsis edilmiştir. Bu özel atölyelerin sarayın birinci avlusunda yer alması gerekiyordu. Hassa nakkaşlarında bir bölümünün de burada saray ve köşk gibi yapıların nakış işlemede çalıştıkları; şehnameci-hattat-nakkaş işbirliğiyle hazırlanan tezhipli ve minyatürlü eserlerinde burada hazırladığı anlaşılmıştır.
Sarayın ehl-i hiref teşkilatının nakkaşlar bölüğünün dışında kalan nakkaşların çalıştıkları başka bir atölyenin de sarayın dışında, Ayasofya’nın karşısında yer alan Arslanhane’nin üst katlarında yer aldığı belgelerden anlaşılmıştır. Bunun dışında saray için çalışan nakkaşların sanatlarını icra ettiği bir Hassa Nakkaşhanesi’nin de olduğu anlaşılmıştır.
ww.edebiyadvesanatakademisi.com/sanat/73-selcuklu_ilhanli_safeviözbek_ve_babur_devletlerinde_minyatur.html