Cevap :
Bugün dilimizin bozulduğu ve kirlendiği yolundaki kanaatler, dilimizin tam olarak bilinmemesinden ileri gelmektedir. Bu durum, dili kullanan kişinin dil anlayışı, kültür ve bilgi seviyesi ile ilgilidir. Dilimizin doğru ve güzel kullanılmasını istiyorsak, insanlarımıza bunun yollarını öğretmemiz gerekir. Bu yol da iyi bir dil eğitimidir. İnsanlarımızda görülen bu dil bozukluğunun sebebi, kültürsüzlük ve bilgisizliktir. Dil kültürle birlikte gelişir ve canlanır. Çünkü dil, insandan ayrı olarak bulunan bir varlık alanı değil, insan kültürünü meydana getiren ve onu taşıyan bir araştır. Dolayısıyla ilim, felsefe, sanat hepsi dilde saklıdır. Dilin taşıyıcısı ve kullanıcısı olan insan eğer konuştuğu dilde var olan kültür değerlerine sahip bulunmuyorsa, anlatım bakımından da zengin ve üstün bir dil kullanamaz. Yani dilimizin geçmişten bugüne sahip olduğu üstün ve zengin kültür değerlerini insanlarımıza veremiyorsak onların Türkçeyi güzel kullanmalarını sağlayamayız
Kısaca, toplumdaki herkesin millî değerlerimize sahip çıkacak bir dil şuuruna sahip olmadığı, yabancı dillere karşı körü körüne duyulan bu hayranlık ortadan kalkmadığı ve bu bayağılık iflas etmediği sürece, sağlıksız gidişten kurtulmamız mümkün değildir.
TÜRKÇEDEKİ BOZULMA VE YABANCILAŞMAYA KARŞI DİLİMİZİN KORUNMASI
Her dil içinde bulunduğu şartlara ve ihtiyaçlara göre yeni gelişmeler kaydeder. Dilimiz de bugün çağın medenî gelişmelerine ve millî kültürümüzün verimlerine ifade aracı olarak iç ve dış yapısı bakımından birtakım yeni gelişmeler kaydetmektedir.
Büyük medeniyet hamleleri, o medenî gelişmeyi yapan ve ona katılan milletlerin dillerinde bir kısım değişme ve gelişme kaydeder. Doğuda İslâmiyet büyük bir medeniyet hamlesi gerçekleştirmiş ve bu medeniyet dairesine giren milletlerin dillerinde önemli ölçüde değişmelere yol açmıştır. Sonra Batıda Rönesans ile bir medeniyet hamlesi olmuş ve Avrupa dillerinde esaslı gelişmelere yol açmıştır. Türk milleti her iki medeniyet dairesi içinde yer alması münasebetiyle Türkçe her iki kültürden de etkilenmiştir.