Cevap :

 

Bu sistemin kurucusu olan Amerikalılar, 1787 yılında İngiliz monarşisinin veraset yoluyla gelen kutsal hükümdarına eş bir hükümdarı seçim yoluyla başlarına getirmek istemişlerdir. Eşit koşullar yaratarak güçler ayırımına gitmişler, seçimle gelen hükümdarı parlamento ile aynı düzeye oturtup, onların karşısına güçlü bir yargı organı koymuşlardır.

Kuşkusuz seçim yoluyla bir hükümdar yaratmanın, sistemin federal yapısı ile ilgisi vardı. Amaç, federasyonun birliğini bir kişide toplamaktı. Kongre bu birliği güvence altına almıyordu. Merkezi güç, başkan, kongre ve yargı arasında bölünüp zayıflatılarak hem federe devletlerin özerkliği korunuyor hem de girişimcilere tam bir özgürlük sağlanıyordu.