Cevaplandı

Canlı varlıklar kendi arasında bir iletişim kurar. Kişinin iletişim yeteneğini büyük ölçüde onun iletişim aracı olan dili kullanma becerisi belirler. Herhangi bir niyetin açığa vurulmasına, dolaysıyla bir zihinden başka bir zihne aktarılmasına yarayan bir işaretler sistemi olan dil, en önemli iletişim aracıdır. Dille iletişimde , iletişimin bir yönünü anlatma,öbür yönünü ise anlama oluşturur. Bütün ülkelerin eğitim sistemlerinde büyük önem verilen anadili öğretiminin amacı, kişilerin düşünme ve iletişim becerilerinin geliştirilmesidir. Anadili, onu konuşanın dil bilincini belirttiği gibi, çocukluk çağından başlayarak bir dil duygusu da yaratır. Anadili bilinç altında bu duyguya dayanır. Her anadilinde gizil bir güç saklıdır. Dil duygusu, aynı zamanda konuşma biçimi geleneklerine bağlı bulunduğu için birey, kendi anadiline uygun olanla olmayanı, çözümlemeyi gerektirmeden söyleyebilir. Dilin bir sistemi olduğu ve topluluk arasında bir konuşma, yazışma, anlaşma aracı olarak kullanıldığı için, dil eğitiminin bu anlaşmayı ve dilin toplumsal görevini sektirmeden yapılması gerekir. Her dil kendi kuruluş düzeni,yapı dizim ve işleme sistemi ile bir düşünüş, anlatış ve anlayış kalıbıdır. Anadili topluluk bilincini yansıtan ulusal bir varlıktır. Bir ulusu tam olarak tanımak ve anlayabilmek için onun dilini de bilmek gerekir. Anadilini etkili kullanabilme hem birey hem de toplum açısından gereklidir. Anadili,birbiriyle sıkı sıkıya ilişkili olan şu dört etkinliğe dayanır: Dinleme, konuşma, okuma, yazma. Öğrenme ya da öğretme, bir iletişim işi olduğuna göre, okuduğunu ya da dinlediğini anlayamayan, bilgi, düşünce ve duygularını sözle ya da yazıyla anlatamayan bireyin hayatta başarısız olması çok güçlü bir ihtimaldir. Gerçekten de bugün, öğretim araçlarının çok gelişmiş olmasına karşın yine de, öğrenim büyük ölçüde okumaya dayanmaktadır. Bütün derslerin okumayı gerektirdiği göz önüne alınırsa, iyi okuyamayan ve okuduğunu tam olarak anlayamayan bir öğrencinin derslerde başarılı olması beklenemez. 1) Yazının konusu nedir? 2) Yazının anadüşüncesi nedir? 3) Yazarın söylediklerine ek olarak neler söyleyebilirsiniz? 4) Kısaca yorumunuz

Cevap :

bunu doğustan gelen bir zorunluluk yasası olduğu için iletişim daha doğmadan baslar . iletişim sadece kelimelerin biraraya gelmesi değğil maddenin nesnelerle zıtlıklar halinde bir arada yasamasıdır . evren sonsuzluğun içinde sonsuzluğun sonralarında zıtlıkların savasında iletissim halınde yasar .

1.Yazının konusu;İletişim aracımız olan dildir. Aynı zamanda her toplumun bir ana dilinin olduğuna da değinilmektedir.

 

2.Yaznın anadüşüncesi;İnsanların birbirleri ile iletişimi ve ileri ki zamanlar da ki hayatında başarılı olabilmesi dört şeye bağlanmıştır. Her birey bunları göz önüne alarak,öğrenimini v.s tamamlarsa hayatta daha başarılı olabilir.

 

3.Ek olarak,dilimizi korumamız,ve başka dillerin kökenlerin etkisinde kalmamamız gerektiğini özen ile vurgulamak gerekir.