Cevap :

Doğa Koruma ve Milli Parklar

  

            Doğanın tahrip edilmemesi, kendine özgü kaynak değerlerini yitirmemesi için yürürlüğe konan 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu hükümleri doğrultusunda belirlenen doğa koruma alanlarının kanunun 2.maddesindeki yasal tanımları;

Milli Park ; bilimsel ve estetik bakımından, milli ve milletlerarası ender bulunan tabii ve kültürel kaynak değerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip tabiat parçalarını, Tabiat Parkı ; bitki örtüsü ve yaban hayatı özelliğine sahip, manzara bütünlüğü içinde halkın dinlenmesine uygun tabiat parçalarını, Tabiat Anıtı ; tabiat ve tabiat olaylarının meydana getirdiği özelliklere ve bilimsel değerlere sahip ve milli park esasları dahilinde korunan tabiat parçalarını, Tabiatı Koruma Alanı ; bilim ve eğitim bakımından önem taşıyan nadir, tehlikeye maruz veya kaybolmaya yüz tutmuş, ekosistemler, türler ve tabii olayların meydana getirdiği seçkin örnekleri ihtiva eden ve mutlak korunması gerekli olup sadece bilim ve eğitim amaçlarıyla kullanılmak üzere ayrılmış tabiat parçalarını ifade etmektedir.

 

            Sürdürülebilir av ve yaban hayatı yönetimi için av ve yaban hayvanlarının doğal yasam ortamları ile birlikte korunmalarını, gelistirilmelerini, avlanmalarının kontrol altına alınmasını, avcılığın düzenlenmesini, av kaynaklarının millî ekonomi açısından faydalı olacak sekilde değerlendirilmesini ve ilgili kamu ve özel hukuk tüzel kisileri ile isbirliğini sağlamayı amaçlayan 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanununun 2.maddesindeki yasal tanımlar;

Yaban Hayatı Koruma Sahası : yaban hayatı değerlerine sahip, korunması gerekli yasam ortamlarının bitki ve hayvan türleri ile birlikte mutlak olarak korunduğu ve devamlılığının sağlandığı sahaları, Yaban Hayatı Gelistirme Sahası : av ve yaban hayvanlarının ve yaban hayatının korunduğu, gelistirildiği, av hayvanlarının yerlestirildiği, yaşama ortamını iyilestirici tedbirlerin alındığı ve gerektiğinde özel avlanma plânı çerçevesinde avlanmanın yapılabildiği sahaları, Sulak Alan : Doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen derinlikleri kapsayan bütün suları, bataklık, sazlık ve turbalıkları, Avlak : Av ve yaban hayvanlarının doğal olarak yasadıkları veya sonradan salındıkları sahaları, Özel Avlak : Bir bütün teskil eden özel mülkiyetteki tapulu arazilerden, Bakanlığın avlaklar için tespit ettiği ve tanımladığı sartlara uygun olan avlakları,  Devlet Avlağı : Devlet ormanları, toprak muhafaza ve ağaçlandırma sahaları ve benzeri yerlerle Devlet tarım isletmeleri, baraj gölleri ve emniyet sahalarında, ilgili kurulusun muvafakatı alınarak Bakanlıkça avlak olarak ayrılan yerleri,  Genel Avlak : Özel ve Devlet avlakları dısında kalan bütün av sahaları ile göl, lagün, bataklık ve sazlık gibi 
sahaları,  Örnek Avlak : Devlet avlakları ve genel avlaklar içinde Bakanlıkça belirlenecek esaslara göre ayrılan ve isletilen veya islettirilen avlakları, Üretme İstasyonu : Av ve yaban hayvanlarının üretildikleri tesisleri, Yasa Dısı Avlanma : Bu Kanun kapsamında korunan veya avına izin verilen yaban hayvanı türlerini; izin verilen yerler, belirlenen zamanlar, miktarlar dısında ve/veya zehirleyerek, tuzak ve kapan kurarak veya men edilen diğer usullerle canlı veya ölü ele geçirmeye çalısmayı veya ele geçirmeyi, Av Koruma Memurları : Bu Kanun kapsamındaki suçların takibi, av ve yaban hayatı yasama ortamlarının ve
avcıların kontrolü, av ve yaban hayvanlarının bakımı, korunması, gelistirilmesi, gözlenmesi ve sayımı ile bu konularda gerekli tespitleri yapmak üzere eğitilen ve görevlendirilen, Çevre ve Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğünde her sınıf, derece ve vazifede çalısan memurları, Saha Bekçisi : Yaban hayatı koruma ve gelistirme sahaları ile avlaklarda koruma görevi verilen memur ve isçi statüsünde çalısan personeli, ifade eder.

Hızla yok olan doğa ve doğal kaynakların korunması için insan nesli çeşitli doğa koruma şekilleri geliştirmekte ve bunları hayata geçirmeye çalışmakta. Bu yöntemlerden en etkili olanı ise, korunma altına alınması gereken alanları milli park haline getirmek. Bu sayede hem doğa vedoğal kaynaklar korunuyor, hem de insanlar bu alandan daha etkili bir şekilde yararlanabiliyorlar.
Milli parklar, insanın bazı gereksinimlerine cevap verebilmek amacıyla ayrılmış, kendine özgü nitelikleri olan, özel bakım ve koruma altındabulunan doğal alanlardır. Milli park, uluslar arası doğa ve doğal kaynakları koruma konseyi tarafından "Bilimsel ve estetik yönden olağanüstü biyolojik (bitki örtüsü ve yaban hayatı) ekolojik, jeolojik coğrafi ve benzeri doğal yapısı ve arkeolojik, etnografik, antropolojik, mitolojik, tarihive benzeri kültürel özellik ve güzelliklerden bir veya bir kaçına sahip; bilimsel, eğitsel, estetik, sportifeğlence ve dinlenme bakımlarından ulusal ve uluslar arası düzeyde öneme sahip en az 1.000 hektar genişliğinde, kara ve su alanlarıdır" şeklinde tanımlanır.

Milli Park Oluşturma Kavramı ilk defa ABD 'inde ortaya çıkmıştır. 1972 yılında Vellevstone bölgesinde av yapan bir grubun; bu yörenin flora ve faunası, jeolojik yapısı ve gayzerlerinin yarattığı estetik görüntünün gelecek kuşaklara bırakabilecek en güzel miras olacağını iddia etmeleri, burası için iyi bir koruma sistemi getiren bir kanun teklifi hazırlanmasına ön ayak olmaları ve bu teklifin kabul edilmesiyle milli park kavramı doğmuştur.

Türkiye'de milli park çalışmaları ilk defa 1956 yılında yürürlüğü giren 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 25. Maddesi ile uygulama alanı bulmuştur. 1983 tarihinde çıkarılan 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ile bugünkü konumuna gelen milli parklar, bu tarihten sonra plânlı bir gelişmeprogramına alınmıştır. Programın temelini, doğal, kültürel, rekreasyonel (eğlence dinlenme amacı taşıyan) kaynaklara sahip yörelerin, yüksek potansiyel değeri taşıyan orman parçalarının, av ve yaban hayatı kaynaklarının, sulak alanların, orman içi akarsu ve göllerinin korunarak kullanılmaları ilkesini hedefleyen politika ve stratejiler oluşturur. Aslında, bu koruma ve kollama sadece milli parklar için değil, aynı zamanda doğa parkları, doğa anıtları ve doğa koruma alanları için de geçerlidir.