Cevap :
Bir milleti millet yapan hasletler vardır. Bunlardan biri “tarih bilinci”dir. Atatürk’ün millet tanımından çıkarabiliriz bunun ne olduğunu. Şöyle tanımlıyor, büyük önderimiz millet olgusunu[1]: Zengin bir hatıralar mirasına sahip bulunan, birlikte yaşamak hususunda ortak arzu ve kabulde samimî olan, sahip olunan mirasın muhafazasına birlikte devam hususunda ortak iradeleri olan insanların birleşmesinden meydana gelen toplum…Atatürk ne diyor? “zengin bir hatıralar mirası” diyor, “sahip olunan mirasın muhafazası” diyor. İşte bu ifadelerdeki “miras” geniş anlamda “tarih”tir. Biz o tarihi ne kadar kapsamlı ve ne kadar yakından bilirsek, işte o biliş -bence- “tarih bilinci”dir. Bu mirasta -yine Atatürk’ün deyişiyle- ortak sevinçler olduğu gibi ortak kederler de vardır.Bir millette var olması gereken tarih bilincinin faydaları saymakla bitmez; tıpkı birey için söz konusu olduğu gibi: Bir fert düşünün. Geçmişte yaptığı hatâları, yaşadığı felaketleri unutuyor. İyi ya da kötü, başına gelenler üzerinde kafa yormuyor, onlardan ders almıyor. Böyle bir tutum kabul edilemez, sakıncalıdır; zararı şuradadır: O bireyin kafasında ve ruhunda bir bilgi, duygu ve deneyim birikimi oluşmayacaktır. Dolayısiyle yaşamı boyunca aldığı kararlar, yaptığı girişimler çoklukla isabetsiz olacaktır. Sık sık başarısızlığa uğrayacaktır. Hatta olasılıkla hep aynı hatâları işleyecektir. Çünkü tutum ve davranışlarında sağlam bilgiye, denenmiş, doğruluğu daha önce kanıtlanmış bilgiye dayanmamaktadır. Nadiren isabetli kararlar, başarılı işler yapmış olabilir; ancak bunlar ağır maliyetlerin, büyük zaman kayıplarının pahasına elde edilmiştir.