Cevap :
Yoksulluk kavramının tanımlanması, kavramın doğasındaki dinamik ve göreli karakterden ötürü oldukça güçlükler içermektedir. Kavramın tanımlanmasındaki ve buna bağlı olarak ölçülmesindeki güçlük, yoksulluğun çeşitli boyutlarının birbirinden ayrılarak incelenmesi yöntemiyle giderilmeyeçalışılmıştır. Diğer bir ifadeyle, yoksulluğun, hangi 'yoksunlukları' içerdiğinin saptanmasını gerektirmiştir. Buna göre, temel olarak iki tür yoksulluk ortaya çıkmaktadır: Mutlak Yoksulluk ve Göreli Yoksulluk.Dünya Bankası, günlük geliri asgari 2400 kalori değerindeki besini almaya yetmeyen insanları, mutlak yoksul olarak tanımlamaktadır. Bu yaklaşıma göre, günlük bir dolarlık harcama seviyesi mutlak yoksulluk sınırını oluşturmaktadır. Günlük birdolar mutlak yoksulluk sınırı, ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre farklılaştırılmıştır. Türkiye'nin dahil edildiği Doğu Avrupa ülkelerinin içinde bulunduğu grup için bu miktar dört dolardır. (Seyyar, 2003: 39).
Bu bağlamda kişi başına tüketilen kalori düzeyine bağlı “mutlak yoksulluk” (absolute poverty) kavramı önemli bir göstergedirünümüzde yoksulluk denildiğinde daha çok göreli yoksulluk kavramı anlaşılmaktadır. Mutlak yoksulluk için muhtaç (destitute) gibi daha özelleştirilmiş kavramlar yeğlenmektedir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde ve daha sonraki yıllarda kabul edilen Avrupa Şartı gibi insan hakları belgelerinde insanın yaşam hakkı, onurlu yaşam hakkı olarak nitelenmiştir. Onurluyaşam hakkı vurgulaması yaşam hakkının bireyin biyolojik yeniden üretimi düzeyinde düşünülmemesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle insan hakları belgelerinde gizil olan yoksulluk hattı (poverty line) anlayışının da göreli yoksulluk anlayışı üzerinden tanımlandığı söylenebilir.