Cevap :
Edebiyat ve Kültürlerin Buluşması Üzerine
Kültür, bir milletin veya birlik olma duygusuyla bir arada bulunan bir toplumun ortaya koyduğu düşünsel ve maddesel her türlü ürünün bütünüdür. Şüphesiz bir milletin edebiyatı kültürünü oluşturan önemli ögelerden birisidir. Fakat edebiyat, sadece başlı başına bir kültür ögesi değildir. Kültür ögesi olmaktan da öte edebiyat yani dil, kültürün bütün parçaları arasında bir tutkal görevi görmektedir. Bu tutkal görevini sadece bir topluma ait kültür ögeleri arasında değil, farklı milletlerin kültürleri arasında da göstermektedir.
Edebiyat nedir? Edebiyat benim için şiirdir, edebiyat nesirdir. Duygularınıza seslenen şiirler, düşüncelerinize sızan düz yazılar, hep beraber farkındalığınızı artırır. Asla edebiyata toplumsal bir görev yüklemekten, onu herhangi bir ideolojinin emrine vermekten bahsetmiyorum burada. Mesela, Nâzım Hikmet’e göre edebiyatımızın büyük hikâyecisi Sait Faik Abasıyanık’ı ele alalım. Onun hikâyelerini okurken küçük insanları, küçük mutlulukları görürsünüz. Belki de kendinizden bir parçayı onun hikâyelerinde yaşar hâlde bulursunuz. Hayatın farkındalığına varır, başka başka insanların hayatlarına tanık olursunuz. Sadece Sait Faik mi? Behçet Necatigil’e ne demeli? İnsan ilişkileri, aile üzerine yazdığı şiirler evrensel değil midir? “Çevre”nize bir bakış atmaz mısınız onun şiirlerini okuduktan sonra? Sevgileri yarına bırakmaktan vazgeçmekten istemez misiniz? Bana göre işte şairlerin ve yazarların bu farkındalık ile ortaya koyduğu yapıtlar kültürel etkileşimi sağlıyor. Bir Yunan’ın, bir İngiliz’in bu şiirleri okuyunca bizle aynı duyguları hissedeceğine inanıyorum ben. Düşünsenize, “Ben İngiliz’im, benim kültürümde bunlar yok, sizi hiç anlamıyorum.” Diyen bir İngiliz olur mu? Gelin, beraber Behçet Necatigil’in Lades şiirine bakalım:
Kültür, bir milletin veya birlik olma duygusuyla bir arada bulunan bir toplumun ortaya koyduğu düşünsel ve maddesel her türlü ürünün bütünüdür. Şüphesiz bir milletin edebiyatı kültürünü oluşturan önemli ögelerden birisidir. Fakat edebiyat, sadece başlı başına bir kültür ögesi değildir. Kültür ögesi olmaktan da öte edebiyat yani dil, kültürün bütün parçaları arasında bir tutkal görevi görmektedir. Bu tutkal görevini sadece bir topluma ait kültür ögeleri arasında değil, farklı milletlerin kültürleri arasında da göstermektedir.
Edebiyat nedir? Edebiyat benim için şiirdir, edebiyat nesirdir. Duygularınıza seslenen şiirler, düşüncelerinize sızan düz yazılar, hep beraber farkındalığınızı artırır. Asla edebiyata toplumsal bir görev yüklemekten, onu herhangi bir ideolojinin emrine vermekten bahsetmiyorum burada. Mesela, Nâzım Hikmet’e göre edebiyatımızın büyük hikâyecisi Sait Faik Abasıyanık’ı ele alalım. Onun hikâyelerini okurken küçük insanları, küçük mutlulukları görürsünüz. Belki de kendinizden bir parçayı onun hikâyelerinde yaşar hâlde bulursunuz. Hayatın farkındalığına varır, başka başka insanların hayatlarına tanık olursunuz. Sadece Sait Faik mi? Behçet Necatigil’e ne demeli? İnsan ilişkileri, aile üzerine yazdığı şiirler evrensel değil midir? “Çevre”nize bir bakış atmaz mısınız onun şiirlerini okuduktan sonra? Sevgileri yarına bırakmaktan vazgeçmekten istemez misiniz? Bana göre işte şairlerin ve yazarların bu farkındalık ile ortaya koyduğu yapıtlar kültürel etkileşimi sağlıyor. Bir Yunan’ın, bir İngiliz’in bu şiirleri okuyunca bizle aynı duyguları hissedeceğine inanıyorum ben. Düşünsenize, “Ben İngiliz’im, benim kültürümde bunlar yok, sizi hiç anlamıyorum.” Diyen bir İngiliz olur mu? Gelin, beraber Behçet Necatigil’in Lades şiirine bakalım: