Cevap :

Kanije Savuması1593-1606 Osmanlı-Avusturya Savaşı döneminde, 1601'de 73 gün boyunca Kanije Kalesini kuşatan Habsburg ordusuna karşı Osmanlılarınyaptığı savunma ve karşı saldırıdır.

Kanije Savuması, 1593-1606 Osmanlı-Avusturya Savaşı döneminde, 1601'de 73 gün boyunca Kanije Kalesini kuşatan Habsburgordusuna karşı Osmanlıların yaptığı savunma ve karşı saldırıdır.[3]

Konu başlıkları   [gizle]  1 Kuşatma öncesi durum 2 Kuşatmanın gelişmesi 3 Kaynaklar 4 Bibliyografya Kuşatma öncesi durum [değiştir]

1600 yılında Avusturya'ya karşı ilerleyen Osmanlı ordusu Kanije kalesini ele geçirdi.[4] Kalenin komutanlığına Tiryaki Hasan Paşa getirildi. Kalede 9,000 civarında bir askeri kuvvete ek olarak cephane ve erzak bırakan Osmanlı ordusu geri çekildi. Bunu fırsat bilen Avusturyalılar,9 Eylül 1601'de Kanije Kalesi önlerine geldiler. Avusturyalılar gelir gelmez, kalenin dış çevreyle olan bağlantılarını kestiler.

Kuşatmanın gelişmesi [değiştir]

Avusturya ordusu 35.000 ile 100,000 arası asker ve 47 büyük topa sahip idi. Orduda Avusturyalıların yanı sıra İtalya, İspanya, Malta vePapalık askerleri de vardı. Osmanlı Ordusunda ise 9,000 yeniçeri ve küçük çaplı 100 civarında top vardı. Bunun da yanında, az miktarda cephane ve erzağı vardı. Ayrıca, Haçlı Ordusu kalenin tüm dış bağlantılarını kesmiş bulunuyordu. Hasan Paşa ilk başlarda sadece tüfekatışı yaptırdı.

Haçlı Ordusunun komutanı Arşidük II. Ferdinand Osmanlı ordusunun topu olmadığını düşünüp saldırıya geçti. Bu tuzağa düşen Haçlı Ordusu, Osmanlı ordusunun aniden bütün toplarının ateşlemesi sonucu ağır kayıp verdi.

Verdiği ağır kayıptan sonra Haçlı Ordusu, daha sert bir şekilde saldırmaya başladı. Bir süre sert saldırılara direnen Tiryaki Hasan Paşa, artık kalenin sadece silahlarla savunulamayacağını anladı. Bunun sonucunda, aklına düşmanın psikolojisini bozarak onları geri çekilmeye zorlamak fikri geldi. İlk iş olarak kalenin dışında ölen askerlerin ceplerine kurmaca mektuplar koydu. Bu mektuplarda yazdığına göre, kalenin uzunca bir süre daha direnebilecek erzağı ve cephanesi bulunuyor; ayrıca Belgrad yakınlarında bulunan padişahın ordusunun her an orada olabileceği yazıyordu.

Bu yalanları duyan Arşidük Ferdinand, zaten kale hala düşmediği için sinirliydi, telaşlandı ve küplere bindi. Bunun sonucunda, saldırıları daha sıklaştırdı ve sertleştirdi. Ayrıca, Hasan Paşa'nın kellesini getirecek askere, 40 köy bağışlayacağını söyledi. Saldırıların sertleştiğini ve sıklaştığını gören Tiryaki Hasan Paşa, yalan mektupların kendilerine zararlı olduğunu anladı. Ama aklına başka bir fikir geldi. Bu fikir sürekli mehter marşı çaldırarak, sanki kalenin içinde sürekli şenlik yapılıyormuş gibi görünmekti. Fikrini uygulamaya koyunca, Arşidük Ferdinand sinirinden delirdi. Her yerde avaz avaz bağırmaya başladı. Bütün askerlerini daha saldırgan yapmak için, onlara bağrıp durdu. Kanije Kalesi'nin illaki düşmesini istiyordu.