Cevap :

● Simple Present Tense Türkçe'deki geniş zamanın ifadesidir. Aşağıda bu zamanın kullanımıyla ilgili ders anlatımı vardır.

Auxiliary verbs: do/does don't/doesn't

DİKKAT!: Üçüncü tekil şahıslarda (he,she,it) olumlu cümlelerde fiilin sonuna "s" takısı gelir. Olumsuz ve soru cümlelerinde does veya doesn't kullanıldığı için fiilin sonuna "s" takısı gelmez.

("He,she ve it" üçüncü tekil şahıs oldukları için olumlu cümlede görüldüğü gibi fiilin sonuna "s" takısı gelmiştir. Ama olumsuz ve soru cümlelerinde yardımcı fiil kullanıldığı için "s" kullanılmamıştır.)

Simple Present Tense Türkçe’deki geniş zamanın karşılığıdır ve çok yaygın olarak kullanılır. Bu zamanın kullanımıyla ilgili aşağıdaki tabloyu inceleyiniz.
  ("He,she ve it" üçüncü tekil şahıs oldukları için olumlu cümlede görüldüğü gibi fiilin sonuna "s" takısı gelmiştir
. Ama olumsuz ve soru cümlelerinde yardımcı fiil kullanıldığı için "s" kullanılmamıştır.)

 

 


YAPI

► Geniş zamanın olumlu şekli özneden sonra fiilin mastar hali getirilerek yapılır.
- You live in New York. (Sen New York’ta yaşarsın.

Ancak üçüncü tekil şahıslarda (he,she,it) olumlu cümlelerde fiilin sonuna "s" takısı gelir.  

- She works in a bank. (O bir bankada çalışır.)
- He lives in Paris. (O Paris’te yaşar.)

Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta vardır.  “Bizim arkadaşımız Londra’da yaşar." cümlesini kurmak istersek;

Our friend lives in London. (Bizim arkadaşımız Londra’da yaşar.)

dememiz gerekir. Buradaki “bizim” çoğul gibi algılanarak fiilin sonuna -s getirilmezse yanlış olur. Çünkü, asıl kelime, yani işi yapan özne, “biz” değil, “bizim arkadaşımız”dır. Yani tek bir kişidir.


  DİKKAT: Olumsuz ve soru cümlelerinde does veya doesn’t kullanıldığı için fiilin sonuna "s" takısı gelmez.
 
 

► Geniş zamanın soru şekli, öznenin 3. tekil şahıs veya diğerleri olması durumuna bağlı olarak, cümlenin başına do veya does getirilerek yapılır. Yani olumlu cümleyi aynen alıp, başına do veya does getirdiğimizde cümle soru olur.

- I go to school. (Ben okula giderim.)  - olumlu cümle
- Do I go to school?  (Ben okula gider miyim?) -soru cümlesi

- You go to school. (Sen okula gidersin.) - olumlu cümle
- Do you go to school? (Sen okula gider misin?) - soru cümlesi

Tekil şahıslarda cümlenin başına “do” yerine “does” getirilir ve olumlu cümlede fiilin sonuna getirilen -s takısı kaldırılır.

- He goes to school. (O, okula gider.) - olumlu cümle
- Does he go to school? (O, okula gider mi?) - soru cümlesi

- He writes an e-mail. (O e-mail yazar.) - olumlu cümle
- Does he write an email? (O, e-mail yazar mı?) - soru cümlesi

► Geniş zamanın olumsuz şekli yine öznenin 3. tekil şahıs veya diğerleri olmasına bağlı olarak özneden "don’t" veya "doesn’t" getirilerek yapılır. 3. tekil şahıslarda "doesn"t" getirildiğinde fiilin sonundaki -s takısı yine kalkar.

- I like ice-cream. (Dondurma severim.) - olumlu cümle
- I don’t like ice-cream. (Dondurma sevmem.) - olumsuz cümle

- She plays tennis. (O tennis oynar.) - olumlu cümle
- She doesn’t play tennis. (O tenis oynamaz.) - olumsuz cümle

-S TAKISI İÇİN HATIRLATICI SENARYO

Geniş zamanda üçüncü tekil şahıslarda fiilin sonuna -s takısı eklenmesi, soru ve olumsuz cümlelerde ise fiilin sonundaki -s takısının kaldırılması genelde zor öğrenilen bir konudur. Akılda tutmak ve unutmamak için şöyle bir senaryo düşünülebilir.

Simple Present Tense yapısını büyük bir şirket olarak düşünün. does ve doesn’t yardımcı fiillerini şirketin patronları olarak, -s takısını da bu şirketin sekreteri olduğunu hayal edin. Şirkette herşey olumluyken, yani cümle olumlu olduğunda bütün işlere sekreter (-s) bakar. Fakat herhangi bir olumsuz durum veya sorunolduğunda patronlar (does, doesn’t) gelir ve doğal olarak sekreter (-s) aradan çekilir.

USE (KULLANIM)

► USE 1 Repeated Actions (Tekrarlanan eylemler)
 
 Use the Simple Present to express the idea that an action is repeated or usual. The action can be a habit, a hobby, a daily event, a scheduled event or something that often happens. 
 
(Simple Present Tense bir eylemin sürekli tekrarlandığı veya alışılagelmiş olduğu fikrini verir. Bu eylem bir alışkanlık, hobi, günlük bir olay, planlanmış bir olay veya sık sık tekrar eden bir olay olabilir.)
 
 EXAMPLES:
 
- I play tennis. (Tenis oynarım)
 
- She does not play tennis. (O teniz oynamaz.)
 
- The train leaves every morning at 8 am. (Tren her sabah saat 8’de hareket eder.)
 
- The train does not leave at 9am. (Tren saat 9’da hareket etmez.)
 
- She always forgets her purse. (O hep cüzdanını unutur.)
 
- He never forgets his wallet. (O hiç cüzdanını unutmaz.)
 
- Every twelve months, the Earth circles the sun. (Her oniki ayda bir dünya güneşin etrafında bir tur atar.)
 
- The sun does not circle the Earth. (Güneş dünyanın çevresinde dönmez.) 

► USE 2 Facts or Generalizations (Gerçekler veya genellemeler)
 
The Simple Present can also indicate the speaker believes that a fact was true before, is true now, and will be true in the future. It is not important if the speaker is correct about the fact. It is also used to make generalizations about people or things.
 
(Geçmişte, bugün ve gelecekte konuşan kişinin açısından doğruluğunu hiç kaybetmeyen şeyler için kullanılır. Aynı zamanda insanlar veya diğer şeylerle ilgili genelleme yaparken bu zaman kullanılır.)
 
 EXAMPLES:
 
- Cats like milk. (Kediler sütü sever.)
 
- Birds do not like milk. (Kuşlar süt sevmez.)
 
- Windows are made of glass. (Pencereler camdan yapılır
 

TIME EXPRESSIONS IN SIMPLE PRESENT TENSE (GENİŞ ZAMANDA ZAMAN BELİRTEN KELİMELER)

Time expressions zaman belirten ifadelerdir ve İngilizce’de her zaman için farklı ifadeler kullanılır. Özellikle sınavlarda cümlenin hangi tense olduğunu anlamak için time expression’ların bilinmesi çok önemlidir. 

Geniş zamanla en çok kullanılan zaman ifadeleri "adverbs of frequency" (sıklık zarfları) dır.
  
always (daima)  -  She always listens to classical music. (O hep klasik müzik dinler.)

usually (genellikle) -  I usually go to cinema at weekends. (Genellikle haftasonları sinemaya giderim.)

often (sık sık) -  They often visit us. (Bizi sık sık ziyaret ederler.)

sometimes (arasıra) -  She sometimes writes me a letter. (Bana arasıra mektup yazar.)

rarely (nadiren) -  I rarely smoke. (Nadiren sigara içerim.)

never (hiç, asla) -  I never drink alcohol. (Hiç alkol içmem.)