1. Türk Vatandaşlığı
Anayasanın 76’ncı maddesi, “otuz yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir” demektedir. Anayasanın 66’ncı maddesi, “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” dediğine göre 76’ncı maddede geçen “Türk” kelimesini “Türk vatandaşı” şeklinde anlamak gerekir. O halde, milletvekili seçilebilmek için “Türk vatandaşlığı” sahip olunması gereken bir şarttır.
Çifte Vatandaşlık .- Çifte vatandaşlık milletvekili seçilme yeterliliğine engel değildir. Yani aynı zamanda hem Türk vatandaşı, hem de yabancı bir ülke vatandaşı olan kişiler de milletvekili seçilebilme yeterliliğine sahiptir. Zira, Türk vatandaşlığı yanı sıra bir başka ülkenin vatandaşlığını taşıyanlar, Türk hukuku bakımından Türk vatandaşı olarak işlem görürler. 20 Mayıs 1982 tarih ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usûl Hukuku Hakkında Kanunun 4’üncü maddesinin b bendine göre,
“birden fazla devlet vatandaşlığına sahip olanlar hakkında, bunların aynı zamanda Türk vatandaşı olmaları halinde Türk Hukuku... uygulanır”.
Erdal Onar’ın belirttiği gibi, “aynı şekilde kamu hukuku ilişkilerinde de, Türk vatandaşlığının yanısıra başka devlet vatandaşlığına da sahip olan bir kişinin, sadece Türk vatandaşlığının dikkate alınması gerekir”
Ergin Nomer’e göre de,“gerek kamu hukuku, gerekse devletler hususî hukuku alanında sahip oldukları herhangi bir yabancı devlet vatandaşlığı sebebiyle bir Türk vatandaşının diğer Türk vatandaşlarından farklı bir muameleye tâbi tutulması mümkün değildir”.
Buna göre, aynı zamanda yabancı devlet vatandaşı da olsa, Türk vatandaşı olan bir kişinin, özel hukuk, kamu hukuku ayrımı gözetmeksizin vatandaşlık sıfatına bağlı olan tüm haklardan, bu arada seçme ve seçilme hakkından (Anayasa, m.67) da yararlanabileceği açıktır. O halde çifte vatandaşlar da milletvekili seçilme yeterliliğine sahiptirler.
Bir kimsenin milletvekili adaylığı döneminde Türk vatandaşlığı konusunda tereddüt hasıl olursa, bu kişinin milletvekili seçilme yeterliliğinin olup olmadığı konusunda kesin karar vermeye yetkili makam, seçimlerin genel yönetiminden sorumlu olan Yüksek Seçim Kuruludur (m.79). 10 Haziran 1983 tarih ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 22’nci maddesi, adayların geçici olarak ilânından iki gün içinde il seçim kurullarına itiraz edilebileceğini, il seçim kurullarınca en geç iki gün içinde bu itirazın karara bağlanacağını, ilgililerin bu kararlara karşı iki gün içinde Yüksek Seçim Kuruluna itiraz edebileceğini, Yüksek Seçim Kurulunun bu itirazları üç gün içinde karara bağlayacağını öngördüğüne göre, Türk vatandaşlığına itiraz edilen bir adayın seçilme yeterliliği konusunda nihaî ve kesin karar vermeye yetkili makam Yüksek Seçim Kuruludur. Milletvekili seçilen kişinin seçilmeden önce Türk vatandaşı olmadığı anlaşılırsa yine karar vermeye yetkili makam Yüksek Seçim Kuruludur. Ancak, milletvekili seçilen kişi, milletvekili seçildikten sonra Türk vatandaşlığını kaybederse bu konuda Yüksek seçim Kurulu yetkili değildir. Bunun bir milletvekilliğinin düşmesi nedeni olup olmayacağını aşağıda dokuzuncu bölümde tartışacağız.
2. Yaş
Anayasanın 76’ncı maddesi, seçilebilme yeterliliği için 30 yaşını doldurmuş olmayı aramaktadır. 30 yaş sınırının genelde yüksek olduğu düşünülmektedir. Örneğin, bu yaş, Kanada’da 18, Danimarka’da 20, İngiltere, Almanya, ve İspanya’da 21, Fransa’da 23, Belçika, İtalya, Yunanistan, ABD ve Hollanda’da 25’tir. Türkiye’de milletvekili seçilebilme yaşının 30’dan 25’e düşürülmesi konusunda 1995 yılında bir anayasa değişikliği önerisi görüşülmüşse de bu öneri, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından reddedilmiştir.
3. Öğrenim
Öğrenim seçmenlik için aranmayan bir koşuldur. Ancak milletvekilliği için minimum bir öğrenim düzeyinin aranması makul karşılanabilir. Zira okuma yazma bilmeyen bir kimsenin yasama çalışmalarına katılabilmesi mümkün değildir. Bununla birlikte, bu minimum gerekliliğin üstüne çıkılması seçilme hakkının sınırlandırılması niteliğindedir. 1876 Kanun-u Esasîsinin 68’inci maddesi ilk dört yıl için okuma yazma şartını aramamakla birlikte “dört seneden sonra icra olunacak intihaplarda mebus olmak için Türkçe okumak ve mümkün mertebe yazmak dahi şart olacaktır” hükmünü getirmekteydi. 1924 Teşkilât-ı Esasiye Kanunu (m.12) ve 1961 Anayasası (m.68) da milletvekili seçilebilmek için “Türkçe okuyup yazma” şartını arıyorlardı. 1982 Anayasası bu minimum şart ile yetinmemiş, “en az ilkokul mezunu olma” şartını getirmiştir.
4. Askerlik
1982 Anayasasının öngördüğü bir şartta “askerlik hizmetini” yapmış olmaktır. Askerlik hizmetiyle yükümlü olmayan kadınlar için ve bir özrü nedeniyle askerlik hizmetinden muaf tutulmuş kişiler için bu şart aranmaz. Ancak askerliğini usûlüne uygun olarak erteletmiş (tecil etmiş) olanların milletvekili seçilebilme yeterlilikleri yoktur. 30 yaş sınırının nispeten yüksek olduğu ve ülkemizde birçok kişinin bu yaşta da askerliğini şu ya da bu şekilde erteletmekte olduğu dikkate alınırsa, askerlik şartının seçilme hakkına önemli bir kısıtlama getirir nitelikte olduğu akla gelmektedir.