Cevap :

Snm111


İlkçağ insanı (ilkel insan  mağara insanı)  rakam ve sayıları kullanmak ihtiyacını duymuştur. Bu devir insanları ihtiyaçlarını kaydedip saklamasını da biliyordu. Avladıkları hayvanların veya sürüsündeki koyunların sayılarını belirtmek için  yaşadıkları mağara duvarlarına çizikler çizmişler  bir ağaç dalına çentikler yapmışlardır. Bazen de  ipe düğüm atmışlar  veya çakıl taşlarını kullanmışlardır .

Bu devrin  13-15 yaşındaki insanı  koyun ve geyik gibi varlıkları  ok gibi eşyaları sayabilmek için  ufak yuvarlak çakıl taşlarına sahip olması  veya kesilmiş bir ağaç dalı (sopa) üzerine çentik yapması icap edecekti.Bir taş veya sopa Üzerinde işaretlenmiş bir adet çentik  tek koyunu ifade ederdi. Belli bir zaman sonra  eğer her bir taş veya çentik için bir koyun yoksa  o insan bir veya birkaç koyunun kayıp olduğunu anlardı. Bu devrin insanları; sayıları bir yere kaydedip saklanmasını da biliyorlardı.


İlkçağ insanları  sayılar için kil tabletler üzerine çizikler kazmayı  veya kesilmiş ağaç dalına çentikler yapmaya başlamakla  ilk defa  sayıları yazılı olarak ifade etmiş oluyorlardı. İlkçağ insanının kullandığı bu işaretler rakam ve sayıların ilk yazılı ifadeleridir.


Bunların yanında; ilkel insanlar  sayıları belirtmek için  değişik ses ve kelimeler de kullanmışlardır. Bugün sayıları belirten standart hale gelmiş sembol (şekil) ve sözcükler vardır. Günümüzde; sayılar  hem 1  2  3  … gibi sembollerle ve hem de; bir  iki  üç  … gibi kelimelerle ifade edilmektedir. Bugün dört adet kalemi  “dört kalem” kelimesi ile belirtip “4″ sembolü ile gösterebiliyoruz.

Bilinen en eski sayma sistemlerinden biri  Eski Mısırlılara ait olanıdır. Eski Mısırlıların kullandıkları resim yazısının (hiyeroglif) başlangıç tarihi  M.Ö. 3300 yılına kadar geri gider. Eski Mısırlılara ait sayma sistemi  ilkçağ mağara insanının önceleri kullandığı sayma sisteminin gelişmiş şeklidir.

Eski Mısır aritmetiği hakkındaki bilgilerimiz  papirüs tomarlarından elde edilmektedir. Bugün bu papirüsler; bilim tarihinde  M.Ö. 1900-1800 yılları için adlandırılan  Kahun ve Berlin papirüsleri ile  M.Ö. 1700 ile 1600 yılları için adlandırılan Hiksoslar Devrinden M.Ö. 1788-1580 kalma Rhind ve Moskova matematik papirüsleridir. Mısır matematiği hakkındaki diğer kaynaklar  birkaç parşömen tomarı ile kil ve tahta tabletlere dayanmaktadır.


Eski Mısır’da rakam ve sayılar bazı sembollerin (şekillerin) yan yana gelmesiyle ortaya çıkıyordu. Bütün rakamlar 7 değişik şeklin bir araya gelmesiyle ve yazım biçimi de  sağdan sola doğru ifade ediliyordu. 

Eski Uygarlıklarlar İlkçağdan itibaren rakamları kullanma gereği duymuşlardır. Rakamlar ve sayılae için için kil tabletler üzerine çizikler yaparak, veya kesilmiş ağaç dalına çentikler yapmışlardır. İlkçağda kullanılan bu çentik ve çizikler sayıların gelişmesinde nemli rol oynamıştır.İlk ilkel insanlar, sayıları ifade etmek için de  için, değişik ses ve kelimeler de kullanmışlardır. Bugün sayıları belirten standart hale gelmiş sembol (şekil) ve sözcükler vardır. Günümüzde; sayılar, hem 1, 2, 3  gibi sembollerle ve hem de yazı ile  bir, iki, üç, gibi yazabiliyoruz. Fakat bilinen eski sayma sistemlerinden biri, Eski Mısırlıların kullandıklarıdır. Eski Mısırlıların kullandıkları resim yazısının (hiyeroglif) başlangıç tarihi, M.Ö. 3300 yılına kadar geri gider. Eski Mısırlılara ait sayma sistemi, ilkçağ mağara, insanının önceleri kullandığı sayma sisteminin gelişmiş şeklidir.
Eski Mısır aritmetiği hakkındaki bilgilerimiz, papirüs tomarlarından elde edilmektedir. Bugün bu papirüsler; bilim tarihinde, M.Ö. 1900-1800 yılları için adlandırılan, Kahun ve Berlin papirüsleri ile, M.Ö. 1700 ile 1600 yılları için adlandırılan Hiksoslar Devrinden M.Ö. 1788-1580 kalma Rhind ve Moskova matematik papirüsleridir. Mısır matematiği hakkındaki diğer kaynaklar, birkaç parşömen tomarı ile kil ve tahta tabletlere dayanmaktadır.
Eski Mısır’da rakam ve sayılar bazı sembollerin (şekillerin) yan yana gelmesiyle ortaya çıkıyordu. Bütün rakamlar, 7 değişik şeklin bir araya gelmesiyle ve yazım biçimi de, sağdan sola doğru ifade ediliyord
u