Cevap :

Rihana

TÜRK TARİH KURUMU’NUN KURULMASI (15 Nisan 1931)
Osmanlı Devletinde yazılmış olan tarih kitapları, İslam Tarihi özelliklerini taşımakta ve İslamiyet’in kabulünden önceki Türk devletlerinden bahsetmemekteydi. Bu yönüyle Osmanlı Devletinde “ümmetçi tarih anlayışı” vardı.
Atatürk, Türk tarihinin İslamiyet’in kabulünden sonraki dönemle sınırlandırılamayacağını ve daha önceki dönemlerde Türkler’in binlerce yıllık bir geçmişi olduğunu ortaya koyarak, Türk tarihinin dini motiflere bağlı kalmaksızın bir bütün olarak incelenmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu amaçla 15 Nisan 1931’de Türk Tarih Kurumu kurulmuştur.

Atatürk, çalışmalarına katılarak büyük önem verdiği Türk Tarih Kurumu’nun şu konuları aydınlatmasını istemiştir:

-Türk kültürünün en eski uygarlıklardan biri olduğunun ispatlanmasını
-Türk tarihinin bir hanedan ya da din tarihiyle sınırlandırılmayıp, milli tarih anlayışıyla araştırılmasını Türkler’in dünya medeniyetine katkılarının belirlenmesini
-Türk yurdu hakkındaki kuşkuların giderilmesi ve yabancıların Türk yurdu üzerindeki emellerinin önlenmesini
-Türkler’in sarı ırktan olduğu ve bu nedenle her türlü gelişme ve kabiliyetten yoksun olduğu yolundaki tezlerin çürütülmesini

Atatürk, tarih anlayışındaki bu değişikliklerle ümmetçi tarih anlayışı yerine “milli ve laik tarih anlayışı”nı getirmiştir
Türk tarihiyle birlikte, Türk dilinin de dünyadaki en eski ve sistemli dillerden biri olduğunun ispatlanması için çalışmalar yapılmıştır. İslamiyet’in kabulünden sonra Arapça ve Farsça’dan birçok kelime Türkçe’ye girmiş ve Türkçe’nin bazı kurallarının bozulmasına neden olmuştur.