Öyle horozlar vardır ki öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar. Şimdi bizde de rejimin kendi sayelerinde ayakta durduğunu sananlar var. Bu yüzden gerekli gördüklerinde sözlü ya da fiili müdahalede bulunuyorlar. Oysa devrimin başladığı yerde karşı devrim başlar. Yani 85 yıl geçti, bir 85 yıl daha geçse yine devrime karsı olanlar olacaktır.Ancak bizde devrime karşı olanlarla olmayanları ayırt edememe sorunu var. Farklı olan herşeyi karşı devrim olarak algılıyan beyinler mevcut..
Sol parti dışındaki iktidarların neredeyse hepsi irtica ile suçlanmıştır. 1952'de Atatürk'ü koruma kanununu çıkaran aynı zamanda da CHP kadrosundan kopup gelen Menderes,Atatürk ve devrim düşmanı ilan edilmiştir. Başı örtülüler Arabistan'a gitsin diyen Demirel irtica ile suçlanmıştır. Yine Özal irtica ile suçlanmıştır. Erbakan konusunda haklı olabilirsiniz; ama Tayyip'in irticalık bir durumu yoktur.
Bu ülkeyi 1930 yılının sartlarında gören veya o günlere döndürmek isteyen çevreler var ve bu insanlar 1930 şartlarına uymayan herşeyi karşı devrim ilan ediyorlar. Farklı görüşlere açık olamıyorlar. (Hep diyorum bunların elinde 1930 lu yıllarda yazılmış bir kitap var, gördükleri herşeyi o kitaba göre yorumluyorlar.) Oysa dünya çok değişti. Eskisi gibi kafana göre iş yapamıyorsun devir demokrasinin devri. 25-30 yıl önce halkın demokratik haklarından söz ederken, şimdi bireyin demokratik hakları söz konusu. Önceden halkı görmezden gelip iş çevirenler şimdi bırakın halkı, bir bireyi bile görmezden gelemezler.Zaten son 5-6 yılda ki darbe denemeleri bu yüzden başarısız oldu. Sarıkızcı ve Ayışığıcılar okuyun bunları.
Yıllardır farklı görüşlere saygılı olmamamız yüzünden bugün güçlü bir demokrasimiz yok. AB' den biri gelip bize öğüt verince feryadı koparıyorsunuz. Ama gidip Pakistan 'a demokrasi taslıyorsunuz. Yani demokrasin kadar konuşuyorsun. Sorunları darbeler yerine demokratik haklar çerçevesinde çözseydik, bugün AB ülkelerinden demokrasi dersi almak zorunda kalmazdık.
Memleketi çıkmaz durumlara sokmamak için başkalarını dinlemeyi öğrenmemiz gerekiyor. Yani siyasi görüşleri farklı olan çevreleri hain ilan edip, bunları ortadan kaldırmayı seçmek yerine, parlamenter demokrasi içerisinde tartışarak halletme yolunu seçmeliyiz. Bunun için öncelikle kafalardaki 1930 şartlarını silmek gerekiyor. O zamanki dünya ve Türkiye bugünkünden çok farklı.
Şimdi 1930cu biri bu yazıyı okuyunca coşar. Bak kardeşim, Atatürk devrimlerini silip atalım demiyorum, Atatürk 'ü de unutalım demiyorum. Sadece demokrasinin gereğini yapalım. Darbelerden, muhtıralardan, kapatmalardan kurtulalım diyorum.Farklılıklara açık olalım diyorum. Yani görüşlerimiz aynı olmayan kişileri susturma yolunu seçmeyelim ve artık ucuz politikalardan kurtulalım. Bak John Stuart Mill ne demiş; """"Bütün dünya aynı görüşü benimsese ve sadece bir kişi bu düşüncenin aksini savunsa bile insanlığın o bireyi susturma hakkı yoktur, tıpkı o kişinin de insanlığı susturma hakkı olmadığı gibi.""""
