Cevap :

1. ALLAH SEVGİSİ :

Bütün tasavvuf ehlinde olduğu gibi , Yunus Emre’de de Allah sevgisi en üst düzeydedir. Ve şiirlerinin başlica temasidir. Hemen hemen bütün şiirlerinde Allah sevgisi işler, aşik olanin sevgilisine duydugu hislerin daha fazlasini duyarak şiirlerinde bunu dile getirir: 
“Aşkin aldi benden beni , bana seni gerek seni,Ben yanarim dünü günü bana seni gerek seni.Yunustur benim adim, gün geldikçe artar oldum.Iki cihanda maksudum bana seni gerek seni” 
diyerek Allah’a karşi olan sevgisini iki cihanda bile tek istediginin Allah sevgisi oldugunu belirtir. Yunus Emre’de Allah sevgisi diğer şairlere benzemez. O söylemek istediği duyguların sade bir Türkçe ile söyler. Aşağı yukarı aynı zamanda yaşamış mevlana ; aynı duyguları eserlerle çevresine telkin ederken o sade bir anlatımla insanlara anlatmış duygularını. Allah aşkını her şeyin üstünde tutar. Hatta kendinin yerine içinde sadece Allah aşkının olmasını ister.:
“İlahi bir aşk ver bana, kandalığımı (nerede olduğumu) bilmeyeyim.Yavu kılayım (kaybolayım) ben beni isteyüben bulmayayım” 
diyerek, Allah aşkini tamamen benligini sarmasini ister. Bu bakimdan adeta Allah sevgisini kendi benligiyle bütünleşip insanliktan siyrilmak ister. Ve bu bütünleşmeyi 
“Aşktir bu derdin dermani, aşk yolunda verem cani,Yunus Emre eydür bunu, bir dem aşksiz olmayayim”
diyerek ebedi sürmesini ister. Bunun da gerçekleştigini yani Allah sevgisi ile bütünleştigini söyler bize Yunus Emre.
"Beni bende demen bende degilim, Bir ben vardi bende benden içeri”
derken öte yandan;
“Yürür isem gönlümde söyler isem dilimde, Çalab (Allah) kendi nurunu gözüme tuş eyledi”
diyerek bu isteğini gerçekleştiğini belirtiyor. Allah sevgisine ve Allah’a ulaşmada hiç bir engel tanimaz ve Allah katinda kiymetinin çok olduguna inandigi Hz. Muhammed’den tutunda Gözü yaşli Yakub (a.s)’a kadar herkesle birlikte Allah’ı ve Allah sevgisini çağırır. Burada Yunusun büyüklüğü bir daha ortaya çıkıyor. Öyle ki insanların dini önemli değildir. Ve bütün dinlerin semavi dinlerin ortak noktası Yüce Allah’tır. İşte yine Yunus Emre bütün dinlerle çağırıyor Allah’ı, aşkını ve sevgisini. Şu dizeler sanırım bunu çok güzel ifade ediyor: 
“Gökyüzünde İsa ile, tur dağında Musa ile,Elindeki asa ile çağırayım Mevlam seni.Derdi ökküş Eyyub ile, gözü yaşlı Yakup ile Ol Muhammed mahbub ile çağırayım Mevlam seni”
2. İNSAN SEVGİSİ :

Yunus Emre her şeyden önce gönül insanıdır. Sevgi aşığıdır. Onun tek istediği sevgiye balı olan her şeydir. İnsanın ilk önce gönlüne önem verir. Bir gönül yıkmayı büyük günah sayar. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Yunus Emre genel felsefesi insan ve aşk özellikle ilahi aşk üzerinedir. Günümüzde herkes bir demokrasi havarisi kesiliyor. Özgürlükler deniliyor, temel hak ve hukuk deniliyor. Yunus Emre bunu asır öncesinden halletmiştir. Çünkü “Yaratılanı sev yaratandan ötürü” diyerek bütün insanlığı bütün mahlukatı bütünü mevcudatı kısaca yaratılmış olan her şeyi sevmemiz gerektiğini söylüyor. İnsanların kimlikleri ve milliyetleri önemli değildir, hatta ve hatta dinleri de önemli değildir Yunus Emre için. Önemli olan yaratılmış olması ve onu da bir yaratanının bulunması yani Yüce Allah tarafından yaratılmış olmasıdır. İnsan değer verilmiş yaratılmıştır. İnsan ne kadar kötü olsa da ne kadar istemediğimiz düşmanımız olsa da Hakkın hatırı için Yaratanının hatırı için sevmek zorundayız, ve biz de bir yaratılmış olduğum z için sevilmek zorundayız. Zaten yine Yunus Emre “Sevelim sevilelim bu dünya kimseye kalamaz” diyerek insanın dünyada ki amacının ne olması gerektiğin açıklıyor. Sevmek Yüce Allah tarafından bize verilmesi en büyük nimettir. Yüce Allah’ı sevmekle kalmayıp ona aşık olmamız gerektiğini de söylüyor. Zaten şiirlerinde ana tema bu yöndedir. Aşksız insanın odundan farkı olmayacağın da söylüyor. 
Yunus Emre’de insanın dili dini önemli değildir.Yunus Emre için bütün insanlar birdir. Aynı gözle insan gözüyle bakılmasını ister. Bu bakımdan insanlar eşittir ona göre.


Yunus Emre her şeyden önce gönül insanıdır. Sevgi aşığıdır. Onun tek istediği sevgiye balı olan her şeydir. İnsanın ilk önce gönlüne önem verir. Bir gönül yıkmayı büyük günah sayar. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Yunus Emre genel felsefesi insan ve aşk özellikle ilahi aşk üzerinedir. Günümüzde herkes bir demokrasi havarisi kesiliyor. Özgürlükler deniliyor, temel hak ve hukuk deniliyor. Yunus Emre bunu asır öncesinden halletmiştir. Çünkü “Yaratılanı sev yaratandan ötürü” diyerek bütün insanlığı bütün mahlukatı bütünü mevcudatı kısaca yaratılmış olan her şeyi sevmemiz gerektiğini söylüyor. İnsanların kimlikleri ve milliyetleri önemli değildir, hatta ve hatta dinleri de önemli değildir Yunus Emre için. Önemli olan yaratılmış olması ve onu da bir yaratanının bulunması yani Yüce Allah tarafından yaratılmış olmasıdır. İnsan değer verilmiş yaratılmıştır. İnsan ne kadar kötü olsa da ne kadar istemediğimiz düşmanımız olsa da Hakkın hatırı için Yaratanının hatırı için sevmek zorundayız, ve biz de bir yaratılmış olduğum z için sevilmek zorundayız. Zaten yine Yunus Emre “Sevelim sevilelim bu dünya kimseye kalamaz” diyerek insanın dünyada ki amacının ne olması gerektiğin açıklıyor. Sevmek Yüce Allah tarafından bize verilmesi en büyük nimettir. Yüce Allah’ı sevmekle kalmayıp ona aşık olmamız gerektiğini de söylüyor. Zaten şiirlerinde ana tema bu yöndedir. Aşksız insanın odundan farkı olmayacağın da söylüyor.
Yunus Emre’de insanın dili dini önemli değildir.Yunus Emre için bütün insanlar birdir. Aynı gözle insan gözüyle bakılmasını ister. Bu bakımdan insanlar eşittir ona göre.

"Yetmiş iki millete bir göz ile bakamayan,Şer’in evliyasıyla hakikatte asidir”

der. Yine burada Kur'anı Kerim’in kardeşlik formülünü uyguladigini şu dizelerinden anlıyoruz:

“Hakkı gerçek sevenlere, cümle alem kardeş gelir”..

Kur'anı Kerim de “inanalar kardeştir” (Hucurat 10) diyordu. Yunus Emre ana hedefini ve dünyada ki amacını şöyle açıklar:

“Ben gelmedim dava için, Benim işim sevi (sevgi) için”.

İçinde bulunduğumuz şu hoşgörü ve barış ortamına çok muhtaç olduğumuz bu ortamda bu satırlar sanırım insanımızı kendisine gelir. Ortadan kin ve nefret duyguları kalkar da özlediğimiz aydınlık yarınlara bir an önce kavuşuruz. VE UNU SIIRLERINE VURUR