Cevap :

Abidin Dino (1913 - 1993) yazar ve ressam

23 Mart 1913 İstanbul doğumludur. 1. Dünya Savaşı sırasında ailesi Avrupa'da seyahatte olduğundan, bir süre için Cenevre'de bulunmuş, bu nedenle çocukluğu İsviçre ve Fransa'da geçmiştir.

Abidin Dino ailesiyle birlikte 1925'te İstanbul'a dönmüştür. Robert Kolej'de öğrenim görmeye başlamış olsa da, sanata olan ilgisi nedeniyle öğrenimini yarıda bırakıp, ağabeyi şair Arif Dino'nun desteğiyle resim, karikatür ve yazı alanında kendini geliştirmeye başladı.

İlk çizimleri Yarın gazetesinde, ilk yazıları Artist dergisinde 1930'lu yılların başında yayımlanmıştır. Bu yıllarda Nazım Hikmet'in şiir ve oyun kitaplarına kapak desenleri de çizmiş ve kendini çok genç yaşta "ressam" olarak kabul ettirmiştir.

Cevap:

Google Türk avangard hareketinin öncüsü olarak bilinen Ressam, yazar, çevirmen, karikatürist, film yönetmeni, editör, oyun yazarı, seramikçi, şair, sanat tarihçisi, folklor araştırmacısı kimlikleriyle işler üreten Abidin Dino’nun 106. yaşını kutluyor. Google ünü Türkiye sınırlarını aşan ressam Abidin Dino’nun doğum gününü ana sayfasında doodle ile kutladı. Peki Abidin Dino kimdir? İşte Abidin Dino eserleri ve hayatı hakkında bilinmeyenler…

ABİDİN DİNO KİMDİR?

Abidin Dino 23 Mart 1913’te İstanbul’da doğdu. Türk ressam, karikatürist, yazar, film yönetmeni, editör, oyun yazarı, seramikçi, şair, sanat tarihçisi, folklor araştırmacısı ve çevirmen kimlikleriyle işler üretti.

Çok yönlü bir kültür adamı olan Abidin Dino, çağdaş Türk resminin öncülerindendir. Türk resim tarihinde D Grubu ve Yeniler Grubu adlarıyla anılan sanat topluluklarının öncülerinden oldu. Türkiye'nin yanı sıra Fransa, Cezayir, ABD gibi ülkelerde sergiler açmış, yurtdışında "Fransa Plastik Sanatlar Birliği Onursal Başkanlığı", "New York Dünya Sanat Sergisi Danışmanlığı" gibi görevler üstlendi.

Sol siyasi görüşlü bir aydın olan Dino, siyasi düşünceleri nedeniyle bir süre Türkiye'de sürgünde yaşadıktan sonra önce Roma’da sonra da 1952'den itibaren yaşamını Paris'te sürdürdü.

Şair, Arif Dino'nun kardeşi, yazar Güzin Dino'nun eşidir. Beşiktaş kulübü tarafından efsane futbolcular arasında gösterilen ünlü kaleci Sabri Dino'nun da amcasıdır.

ATATÜRK’ÜN BEĞENİSİNİ KAZANDI

23 Mart 1913'te İstanbul'da doğdu. Divân-ı Muhasebât Müdürü Rasih Bey ile müzik ve edebiyatla ilgili bir hanım olan Saffet Hanım'ın oğlu olan Abidin, ailenin beşinci çocuğu idi. Doğduğu yıl ailesi Cenevre'ye, ardından Fransa'ya yerleştiğinden çocukluğu Avrupa'da geçti.

İlk çizimleri Yarın gazetesinde, ilk yazıları Artist dergisinde 1930'lu yılların başında yayımlandı. Bu yıllarda Nâzım Hikmet'in Sesini Kaybeden Şehir (1931) ve Bir Ölü Evi (1932) adlı kitaplarına kapak desenleri de çizdi ve kendini çok genç yaşta "ressam" olarak kabul ettirdi. Halkın Dostu Gazetesi’nde yayımlanan Atatürk’ü konu alan, çizgilerle süslü röportajı ile Atatürk’ün de beğenisini kazandı.

DİNO’NUN SİNEMA EĞİTİMİ

Aynı yıl Türkiye'nin Kalbi Ankara isimli belgesel filmi çekmek için Türkiye'ye gelen Sovyetler Birliği'nin ünlü yönetmenlerinden Sergey Yutkeviç bir sergide resimlerini görüp beğendi. Yutkeviç'in filmini izleyen Atatürk, kendisinden bir Türk gencini yetiştirmesine olanak olup olmadığını sormuştu. Böylece Yutkeviç, Dino'dan dekoratör ve ressam olarak çalışmak üzere kendisiyle SSCB'ye gelmesini istedi. Dino, 1934 yılında sinema öğrenimi görmek üzere SSCB'ye gitti ve üç yıl kaldı. Üç yıl boyunca Leningrad'da Eisenstein ve Yutkeviç'in yanında makyajdan dekora, rejiden senaryoya tüm yönleriyle sinema eğitimi aldı. Yutkeviç'in yönettiği "Madenciler" filminde çalıştı. Bu dönemde sol fikirlerle tanıştı. 1937'de II. Dünya Savaşı nedeniyle Sovyetler Birliği tüm yabancı öğrencileri ülkelerine geri gönderme kararı alınca Leningrad'dan ayrılmak zorunda kaldı.

PİCASSO, TZARA, MALRAUX GİBİ SANATÇILARLA DOSTLUK KURDU

Dino, Sovyetler Birliği'nden sonra Londra'ya ve oradan da Paris'e gitti. İspanya'daki iç savaşta Cumhuriyetçiler safındaki uluslararası gönüllü tugaylar bünyesinde savaşmak için Paris bürosuna başvurduysa da, cumhuriyetçiler açıkça kaybetmek üzere olduğundan kabul edilmedi. 1937'de yerleştiği Paris'te ressam ve dekoratör olarak film çekim çalışmalarında bulundu. Gertrude Stein, Tristan Tzara, Eisenstein, Andre Malraux ve Pablo Picasso gibi dönemin önde gelen sanatçılarıyla dostluklar kurdu.

YENİLER GRUBUNU KURDU

Abidin Dino 1939'da Türkiye'ye döndü, 1941'de arkadaşlarıyla Yeniler Grubu'nu oluşturdu. Grubun açtığı ve liman çevresindeki balıkçıları konu alan sergi, büyük ilgi uyandırdı.

Dino, çizgi ve desenlerin ön plana çıktığı resimlerinde işçi ve köylü tiplerini özgün bir üslupla işledi. Başlangıçta Picasso'nun etkisinde kalan sanatçı, daha sonraları yapıtlarında özgün ve yerel bir senteze ulaştı.

D GRUBU’NUN KURUCULARI ARASINDA YER ALDI

Çeşitli dergilerde çizgi ve yazılarıyla halktan yana, gerçekçi bir sanat görüşünü savundu. İlk sayısı 18 Kasım 1938'de çıkan S.E.S (Sanat.Edebiyat.Sosyoloji) adlı derginin çıkmasına büyük katkı veren sanatçı, bu derginin kapanmasından sonra pek çok başka dergi çıkardı. Amacı, faşizm ile mücadelede mümkün olduğunca çok kişiyi harekete geçirmekti. Türkiye Komünist Partisi'nin önemli üyelerinden birisi oldu.

1933 yılında "D Grubu" adlı sanat grubunun kurucuları arasında yer aldı. Bu grubun amacı, memlekette sanatın gelişmesini ve yayılmasını sağlamak, düşünce yanı ağır basan resimler yaparak, batıdaki çağdaş akımlarla boy ölçüşecek yenilikler getirmekti.

________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________

ABİDİN DİNO ESERLERİ

Zaman zaman Türkiye'de kişisel sergiler açan Abidin Dino'nun sergileri arasında "Eller, Parmaklar, Acılar, Acayipler, Tedirginler, Domatesler" başlıklı sergisi (1984, İstanbul) ve "Bu Dünya Sergisi" (1987, İstanbul) vardır. El motiflerinden oluşan heykeli 1993'te Maçka'ya yerleştirildi. Aynı yıl, "Biçimden Öte" ve "Acıyı Çizmek" adlı kitaplarını yayımladı. 1990'da tiroid kanseri teşhisi konan sanatçı, 7 Aralık 1993 günü Paris'te yaşamını yitirdi. Cenazesi İstanbul'a getirilerek Aşiyan'daki aile mezarlığında toprağa verildi.