Cevap :
1813 yılında Jon Jakob Berzelius isimli araştırmacı elementlerin adları temel alınarak simgelenmesi fikrini ortaya attı. Hâlâ kullanılmakta olan bu yönteme göre:
1. Her element 1 ya da 2 harften oluşan bir simgeyle ifade ediliyor ve bu simgenin ilk harfi her zaman büyük yazılıyor.
2. Simgelerde sıklıkla elementin İngilizce adının ilk harfi kullanılıyor.
Örneğin: H (Hidrojen: Hydrogen) C (Karbon: Carbon) N (Azot: Nitrogen)
3. Eğer elementin baş harfiyle simgelenen başka bir element varsa bu elementin simgesinde baş harfin yanına İngilizce adının ikinci harfi de ekleniyor.
Örneğin: He (Helyum Helium) Ca (Kalsiyum: Calcium) Ne (Neon: Neon)
4. Eğer elementin İngilizce adının ilk 2 harfi bir diğer elementle aynıysa simgesinde baş harfin yanına bu kez baş harften sonraki ilk ortak olmayan sessiz harf getiriliyor.
Örneğin: Cl (Klor: Chlorine) ve Cr (Krom: Chromium)
5. Bazı elementlerin simgelerinde de bu elementlerin Latince ya da eski dillerdeki adları temel alınmış. Bu 11 elementin simgeleri ve adları şöyle:
Na (Sodyum: Natrium)
K (Potasyum: Kalium)
Fe (Demir: Ferrum)
Cu (Bakır: Cuprum)
Ag (Gümüş: Argentum)
Sn (Kalay: Stannum)
Sb (Antimon: Stibium)
W (Tungsten: Wolfram)
Au (Altın: Aurum)
Hg (Cıva: Hydrargyrum)
Pb (Kurşun: Plumbum)
6. Çoğu yapay olarak sentezlenen yeni elementlerin simgeleriyse atom numaralarına karşılık gelen Latince rakamlar esas alınarak veriliyor.
Örneğin: atom numarası 116 olan Ununheksiyum elementinin simgesi olan “Uuh”
1: uni – 1: uni – 6: hexa kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor.
Periyodik tabloyu kullanarak her element hakkında belirli bilgiler elde edebiliriz. Örneğin 1 kilogramlık bir karbon bloğunda kaç karbon atomu bulunduğunu tayin etmek için karbon atomunun bağıl atom kütlesini kullanmamız yeterli.
Bağıl Atom Kütlesi: Bir elementin atom kütle birimi (atomic mass units: amu) cinsinden ortalama kütlesini belirtir. Bu rakam sıklıkla elementin izotoplarının da ortalama kütlesini belirttiği için ondalıklı bir sayıdır. Bir elementin bağıl atom kütlesinden atom numarasının (proton sayısının) çıkarılmasıyla o elementin nötron sayısı bulunabilir.
Atom Numarası: Bir atomda bulunan proton sayısı elementi tanımlar ve atom numarası olarak adlandırılır. Atomda bulunan proton sayısı aynı zamanda elementin kimyasal karakteri hakkında da bilgi verir.
Periyodik tabloda sıklıkla karşılaşılan görünüm yandaki gibidir. Burada element simgesinin altında verilen “bağıl atom kütlesi” proton ve nötron sayısının toplxxxxx eşittir.
Element simgesinin üstünde verilen atom numarası da proton sayısına eşit olduğuna göre bu iki sayının farkı bize elementin nötron sayısını verir.
Örnek: Kalsiyumun (Ca) nötron sayısı:
Bağıl atom kütlesi – Atom numarası = 40-20= 20′dir.
Bu gösterim periyodik tablonun dışında örneğin herhangi bir anlatımda elementin adı geçerken de kullanılabilir. Bazı durumlarda bu iki değerin yeri tam tersi şekilde (atom numarası altta bağıl atom kütlesi üstte) de olabilir. Ek olarak simgenin sağ tarafında elementin + ya da – yükü de gösterilebilir.
Element Simgesi: Her elemente ait bir ya da iki harften oluşan simgelerin uluslararası geçerliliği vardır.
Elektron Dizilimi nedir: Uyarılmamış bir atomdaki elektronların konumlarını gösterir. Kimyabilimciler temel fizik bilgilerine dayanarak atomların elektron dizilimlerine göre nasıl davranabilecekleri konusunda fikir yürütebilirler. Elektron dizilimi bir atomun kararlılık kaynama noktası ve iletkenlik gibi özellikleri hakkında bilgi verir. Atomların son enerji düzeylerine (en dış yörüngelerine) “valans düzeyi“ burada yer alan elektronlara da “valans elektronları” adı verilir. Kimyasal tepkimelerde birinci derecede önem taşıyan elektronlar valans elektronlarıdır.
Bir elementin periyodik tablodaki yerine bakarak o elementin elektron dizilimi de anlaşılabilir. Aynı grupta (dikey sırada) yer alan elementlerin elektron dizilimleri büyük benzerlik gösterir ve bu nedenle de kimyasal tepkimelerde benzer şekilde davranırlar.
Yükseltgenme basamağı (sayısı): Bir elementin bileşiklerinde alabileceği değerliklerdir. İngilizce’deki “oxidation state” kullanımına karşılık gelmektedir.
Periyodik tabloda yer alan elementler gözterdikleri belirli ortak özelliklere göre gruplar halinde inceleniyor. Bu gruplar hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse:
Alıntı
A.ELEMENTLERİN SINIFLANDIRILMASI
Doğada 89 element vardır.Laboratuvarda bugüne değin yapılmış olanlara bu sayı 112’ye çıkmıştır.Bunlar katı,sıvı ve gaz olabilirler.Doğada bulunan elementlerin 15’i oda sıcaklığında gaz,2’si sıvı geriye kalan 72 element ise katıdır.
Günümüzde elementlerin sınıflandırılması temelde iletkenliklerine dayandırılmaktadır.Buna göre melaller ısı ve elektriği iyi iletir,ametaller ise normal koşullarda iletken değildir.Bir kısım elementler ise ısı ve elektriği bir miktar iletirler,ancak iletkenlikleri metallerin tersine sıcaklıkla artar.Bunlara yarı metaller denir.
1.Metaller,Ametaller ve Yarı Metaller
a)METALLER:Doğada bulunan elementlerin büyük bir kısmını metaller oluşturur.
Metallerin Ortak Özellikleri
1.Işığı geçirmezler fakat metalik parlaklık gösterirler.
2.Dövülüp şekil verilebilir,tel ve levha haline getirilebilirler.
3.Isı ve elektriği iyi iletirler.
4.Yoğunlukları fazladır.
5.Oda sıcaklığında çoğu katıdır.
6.Bir kısmı paramanyetik özelliktedir.Manyetik alana doğru çekilen maddelere paramanyetik maddeler denir.Demir,kobalt,nikel ve bunların alaşımları,Fe3 O4, bazı bakır-mangan alaşımlar para manyetik maddelerden daha fazla çeklidiklerinden ferromanyak maddeler denir.
7.Vurma ve çekmeye dayanıklıdırlar.
8.Metal atomlarının en dış yörüngelerinde az sayıda elektron bulunur ve bunlar serbest elektronlardır.Kimyasal tepkimelerde elektron vererek katyonları oluşturur.Ametallere iyonik bileşik oluştururlar.Kendi aralarında bileşik oluşturmazlar.
9.Moleküllü yapı göstermezler.Ametallerin yaptığı gibi iki yada daha fazla atomu bir araya gelerek bağımsız birimler oluşturmazlar.Doğada bileşik veya tek atomlu halde bulunurlar.
10.İyi indirgendirler.
11.İyonlaşma enerjileri düşüktür.değerlik elektronlarını kolaylıkla verirler.
Metallerin aktifliğinin azalması demek,çözeltide pozitif iyon oluşturma eğiliminin azalması demektir.
Aktif olan metaller doğada çoğunlukla serbest helde bulunmazlar.Hidrojenden daha az aktif olan soymetaller ise doğada çoğunlukla serbest halde bulunurlar.Bakır,gümüş gibi bazı metaller hem serbest halde hem de bileşik halinde bulunurlar.
Yeryüzündeki metal ve metal bileşiklerinden oluşan,içlerindeki metal ekonomik olarak elde edilebilen doğal maddelere maden veya maden cevheri denir.
b)AMETELLER
1.Oda koşullarında katı,sıvı ve gaz halinde bulunurlar.
2.Katı halde bulunan ametallerin yüzeyleri metalik parlaklık göstermez,mattır.
3.Katı halde kırılgandır.Dövülmeye,çekilmeye dayanıklı olmadıkları için tel ve levha haline getirilemez.
4.Elektrik akımını iletmezler.Karbonun allotroplarından olan grafit,elektrik akımını iyi iletir.Bir elementin farklı atom dizilişlerine sahip yapılarına,o elementin allotropları denir.Allotropların fiziksel farklı,kimyasal özellikleri aynıdır.Kimyasal özelliklerinden biri olan tepkimeye girme eğilimleri farklıdır.
Karbon elementlerinin allotropları,grafik ve elmastır.
5.Aralarında alaşım oluşturmazlar.
6.Kimyasal tepkimelerde elektron alabilir veya ortak kullanabilirler.
7.Doğada moleküller yapılı halde bulunurlar.Kendi atomları arasında elektron ortaklığı yaparak iki veya daha fazla atomlu moleküller oluştururlar.
H2,F2, CI2, N2, O2, P2, O3, S8 gibi.
8.Ametallerin oksitlerinin sulu çözeltisi genellikle asidiktir.
CO2, SO2, SO3, N2, O5, P2, O5 gibi.
9.Aralarında bileşik oluştururlar.