Cevap :

kömür yada elektrik tirrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr ?? Fabrika Alm. Fabrik (f), Betrieb (m), Werke (f), Fr. Fabrique (f), İng. Factory, plant. Bir veya birkaç değişik mamulün imali için alet ve makinalarla techiz edilmiş bina veya binalar grubu. Fabrika kavramı daha geniş manada mamul madde imali ve pazarlamasında vazifeli işçi ve idarecilerin meydana getirdiği bir teşkilatı tarifte de kullanılır. Teşebbüsün muvaffakiyeti büyük ölçüde idarecilerin hünerli olmasına bağlıdır.

Fabrikanın gelişimi: Fabrika sisteminin gelişimi tabii bir şekilde cereyan etmiştir. İşe kendi aile ihtiyaçlarını karşılamakla başlayan insanoğlu, komşuları tarafından imal edilen eşyalara da ihtiyaç duymaya başladı. Bu ihtiyaçlar aile tarafından yapılan eşyanın birbiriyle mübadelesi ile karşılandı. Paranın kullanılmaya başlamasından önceki ilk adım olan bu uygulamadan hemen sonra, bazı kişiler imal ettikleri eşya modelinde uzmanlaşmanın ve pazarlamasının avantajlı bir iş olacağına karar verdiler. Daha sonraki bir devrede ise bazı kişiler biriktirdikleri sermayeleri ile hammadde satın alıp, bu topladıklarını da çeşitli bölgelerdeki kişilere dağıtılmaya ve bu kişilerle de, evlerindeki atölyelerde aldıkları hammadeleri, mamul madde haline getirmeye başladılar.

Ağır sanayinin gelişmesiyle beraber işçilerin belirli bir iş merkezinde toplanması zaruri hale geldi. Bu hadise modern fabrikacılık kavramını ortaya çıkardı. Fabrika hareketi, içinde güç üretimi ve kullanılışının da bulunduğu ve Özellikle tekstil sanayiinde ve ziraatta birçok hızlı gelişmenin görüldüğü, sanayi ihtilalinin gerçekleştirildiği 19. yüzyıldan önce başladı. Fabrikalar eskinin edebiyatında da bahsedildiği gibi, küçük pencereli, havasız, kirli işyerlerindeki tehlikeli makinalar yığını olmaktan çıkarılarak, günümüzde açık alanlarda çevresinin tabii güzelliklerine zarar vermeyecek şekilde inşa edilmektedir. Işık ve havalandırma teşkilatları, yüzyılın en son teknikleri ile düzenlenmekte, işçilerin fabrika içinde mümkün olduğu kadar iyi şartlarda çalışmaları sağlanmaktadır.

Avrupa kıtasında ilk defa İngiltere’de başlayan fabrika hareketi, fabrika çeşitlerinde ve üretimde büyük hamlelerin yapıldığı kuzey Amerika kolonilerine yayıldı. Fabrika hareketinde, sistemde parçaların değiştirilebilmesi tekniğini ortaya koyan Eli Whitney, mühim bir yenilik geliştirdi. Sonraları fabrika idaresinde yüzlerce gelişme meydana geldi. Bugünün fabrika teşkilatları tamamen otomatik hale gelmiştir. Fabrikalarda bilgisayar ile bilgi toplama ve aktarma işleri, metodların programlama ve geliştirilmiş üretim tahmininde kullanılması, fabrika hareketinde geniş değişikliklere sebeb oldu. Buna göre, işçi, üretimde ikinci planda kalmakta, esas yük bilgisayarı kullanan iyi eğitim görmüş teknisyenlere düşmektedir.

Çalışma teşkilatı: Fabrikalarda üretilen mallar, çiftçilik malzemesinden, ilaçlara kadar değişen bir çeşitlilik arz eder. Bu sebeple farklı fabrikalar tarafından üretilen eşyada ortak bir özellik bulunması beklenemez. Tipik bir fabrika sistemi bir piramid gibi düşünülebilir. Bu piramidde geniş tabanı işçiler, tepe kısmını da idareciler teşkil eder.

İdare düzeni: Fabrika sisteminde ustabaşıları ve müfettişlerden, müdür ve merkezi idareye kadar uzanan bir idari kademelenme düzeni vardır. Fabrikalarda işlerin devamı ve yeni metodların geliştirilmesi ve planlanan üretim hedeflerine varılabilmesi için bir idari memurlar grubu bulunur. Üretim, malın depolanması, yüklenmesi, alet düzeni ve devamlı takip, bu personelin vazifeleri arasındadır.

Makina düzeni: Yaptıkları iş ne olursa olsun, bir fabrikadaki makinalar genelde iki kısma ayrılır. Bunlardan birincisi, belirli bazı özel işler için kullanılır. Diğeri ise normal imalat mekanizması için bulunur.

Fabrika sistemi: Sanayi ihtilalinden evvel evlerdeki tezgah ve atölyelerde yapılan imalat, giderek yerini merkezi bir sistem olan fabrikalara bıraktı. Fabrikalaşma hareketi ilk defa İngiltere’de on sekizinci yüzyılın sonu ile on dokuzuncu yüzyılın başlarında başladı. Tekstilde başlayan ilk fabrikalaşma hareketi, enerji kaynaklarının sınırlı olması sebebiyle nehir ve şelalelerin bulunduğu yerlerde kurulmaya başladı. İlk fabrikaların makinaları elle atılan kömür enerjisi ile çalışmaktaydı. Hatta 1870’li yıllarda dahi belli başlı enerji kaynaklarını su, rüzgar, insan ve hayvan gücü teşkil ediyordu. Bunun yanında, ilk fabrikaların işçileri, etrafdan toplanan çiftçiler, işsiz ve güçsüzler, kısacası işin tekniğini bilmeyen kişilerdi. Fabrikaların çalışma şartları bugünkü durum ile kıyas edilemiyecek kadar kötü idi. 

Buharlı makinaların geliştirilmesiyle, tabii enerji kaynaklarının bulunduğu kırsal bölgelerden, iş gücünün çok ve ucuz olarak temin edilebildiği şehirlere taşınan fabrikalar, şehirlerin büyüyüp gelişmesine sebeb oldu. Buharın bir enerji kaynağı olarak kullanılmaya başlanması çok iptidai bir sistemle işleyen makina düzeninde de büyük değişiklikler ortaya çıkarırken, fabrika binaları da bu değişikliğe paralel olarak daha değişik bir hale geldi. Bu arada eskiden bir fabrika içindeki bütün makina ünitelerine ortak bir şaft aracılığıyla yapılan enerji dağıtımı yerini, her üniteye bağlanan müstakil enerji hatlarına bıraktı.

buhar ............................ ama bu benim bildiğim ...................