Cevap :

Hicret, Hz. Muhammed ve diğer müslümanların, baskılardan kurtulmak için 622'de Mekke'den Medine'ye göç etmelerine verilen isimdir. Ebu Talib’in ölümünden sonra Kureyş’in Hz. Muhammed’e ve müslümanlara yönelik baskı ve işkenceleri iyice artmıştı. Hz. Muhammed bu şartlar altında on üç yıl mücadele etti. Allah’ın bir lütfu olarak, bu dönemde Medine’nin Evs ve Hazrec kabileleri İslam’ı kabul etmişlerdi. Medineli müslümanlar Hz. Muhammed’e biat ettiler ve kendi kadın ve çocuklarını korudukları gibi Hz. Muhammed’i de koruma ve himaye sorumluluğunu üstlendiler. Bu olaya İkinci Akabe Biatı denir. Kureyş’in ileri gelenleri Medine’nin İslam için bir yurt olacağını anlamışlardı. Bu duruma bir çözüm bulmak için Darü’n-Nedve’de toplandılar. Bu toplantıda bazıları Hz. Peygamber’i sürgün etmeyi veya hapsetmeyi teklif ettiyseler de bu teklif kabul görmedi. Sonunda O’nu öldürmeye karar verdiler. Ancak Hz. Muhammed’i öldürmek kolay değildi. Sonunda Kureyş’in ileri gelenleri, her kabileden bir kişinin seçilmesi ve bu seçilen kişilerin gece yarısı Hz. Peygamber’in evine hücum ederek O’nu öldürmeleri kararını aldı. Her kabileden bir kişi seçilmesinden maksat Haşimoğulları’nın intikam almaya kalkmalarının önüne geçmektir. Zira bütün kabilelerle savaşmaya güçleri yetmeyeceğinden kan parasına razı olacaklardı. Böylece İslam’ın da kökünü kazımış olacaklardı. Allah'u Teala bu konuda şöyle buyuruyor: Hani bir zamanlar kafir olanlar seni bağlayıp, hapsetmek yahut öldürmek yahut da yurdundan çıkartmak için düzenlere başvurmuşlardı. Bu düzeni kurarken Allah da düzenlerini bozuyordu. Allah hilekarları cezalandıranların en hayırlısıdır. (Enfal: 30)