Cevap :

 

Kez neyistân tâ merâ bübrîdeend

Ez nefîrem merd ü  zen nâlîdeend

 

Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryâdımdan

erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir.

سينه خواهم شرحه شرحه از فراق

 تا بگويم شرح درد اشتياق‏

Sîne hâhem şerha şerha ez firâk

Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk

 

İştiyâk derdini şerhedebilmem için,

ayrılık acılarıyle şerha şerhâ olmuş bir kalb isterim.

 

هر كسى كاو دور ماند از اصل خويش

باز جويد روزگار وصل خويش

Herkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş

Bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş

 

Aslından vatanından uzaklaşmış olan kimse,

orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar.

 

من به هر جمعيتى نالان شدم

جفت بد حالان و خوش حالان شدم

Men beher cem’iyyetî nâlân şüdem

Cüft-i bedhâlân ü hoşhâlân şüdem

 

Ben her cemiyette, her mecliste inledim durdum. Bedhâl (kötü huylu)

 olanlarla da, hoşhâl (iyi huylu) olanlarla da düşüp kalktım.

 

هر كسى از ظن خود شد يار من

از درون من نجست اسرار من

Herkesî ez zann-i hod şüd yâr-i men

Vez derûn-i men necüst esrâr-i men

 

 Herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu.

İçimdeki esrârı araştırmadı.

 

سر من از ناله‏ى من دور نيست

 ليك چشم و گوش را آن نور نيست

Sırr-ı men ez nâle-i men dûr nist

Lîk çeşm-i gûşrâ an nûr nîst

 

Benim sırrım feryâdımdan uzak değildir. Lâkin her gözde onu

görecek nûr, her kulakda onu işitecek kudret yoktur.

 

تن ز جان و جان ز تن مستور نيست

ليك كس را ديد جان دستور نيست

Ten zi cân ü cân zi ten mestûr nîst

Lîk kes râ dîd-i cân destûr nîst

 

Beden ruhdan, ruh bedenden gizli değildir.

Lâkin herkesin rûhu görmesine ruhsat yoktur.

Kez neyistân tâ merâ bübrîdeend

Ez nefîrem merd ü  zen nâlîdeend

 

Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryâdımdan

erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir.

سينه خواهم شرحه شرحه از فراق

 تا بگويم شرح درد اشتياق‏

Sîne hâhem şerha şerha ez firâk

Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk

 

İştiyâk derdini şerhedebilmem için,

ayrılık acılarıyle şerha şerhâ olmuş bir kalb isterim.

 

هر كسى كاو دور ماند از اصل خويش

باز جويد روزگار وصل خويش

Herkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş

Bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş

 

Aslından vatanından uzaklaşmış olan kimse,

orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar.

 

من به هر جمعيتى نالان شدم

جفت بد حالان و خوش حالان شدم

Men beher cem’iyyetî nâlân şüdem

Cüft-i bedhâlân ü hoşhâlân şüdem

 

Ben her cemiyette, her mecliste inledim durdum. Bedhâl (kötü huylu)

 olanlarla da, hoşhâl (iyi huylu) olanlarla da düşüp kalktım.

 

هر كسى از ظن خود شد يار من

از درون من نجست اسرار من

Herkesî ez zann-i hod şüd yâr-i men

Vez derûn-i men necüst esrâr-i men

 

 Herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu.

İçimdeki esrârı araştırmadı.

 

سر من از ناله‏ى من دور نيست

 ليك چشم و گوش را آن نور نيست

Sırr-ı men ez nâle-i men dûr nist

Lîk çeşm-i gûşrâ an nûr nîst

 

Benim sırrım feryâdımdan uzak değildir. Lâkin her gözde onu

görecek nûr, her kulakda onu işitecek kudret yoktur.

 

تن ز جان و جان ز تن مستور نيست

ليك كس را ديد جان دستور نيست

Ten zi cân ü cân zi ten mestûr nîst

Lîk kes râ dîd-i cân destûr nîst

 

Beden ruhdan, ruh bedenden gizli değildir.

Lâkin herkesin rûhu görmesine ruhsat yoktur.......................................................................................