Cevap :
Bayat atı birle sözüg başladım
Törütgen igidgen keçirgen idim
Kitab atı urdum kutadgu bilig
Kutadsu okıglıka tutsa elig
Sözüm sözledim men bitidim bitig
Sunup iki ajunnı tutgu elig
Bu kün togdı ilig bu kılkı birle
Yarudı ajunka kün ay teg yola
Kanı ol bu dünya nengin tirgüçi
Nengi birle yirde kodı barguçı
Kanı ol togardın batarga tegi
Yorıp il tutuglı bu dünya begi
Ölüm tuttı iltti bu somışlang
Sini mu kodur kör ay kılkı arıg
İdi yakşı aymış biliglig sözi
Uka bargıl emdi ay köngli yazı
Özüng yüdti munça bodun yekleri
Odung tur usal bolma saknu yon
Yula teg köyer sen bu kün ay ilig
Yarukluk adınka turur ay silig
Bu kün edgü bolsun tise sen kamug
Özüng edgü bolgıl ay ilde ulug
Bodun artasa anı begler tüzer
Kah artasa beg anı kim süzer
Negü tir eşitgil katı belgülüg
Kutı birle ilde çavıkmış külüg
Kiming birle devlet yaraşsa kelip
Başın kökke tegrür yokaru kılıp
Bitig ıdtı ilig öz elgin bitip
Negü sözledi erse körgil okıp
Günümüz Türkçesiyle:
Tanrı adıyla söze başladım; üreten, besleyen, bağışlayan Tanrım!
Kitabın adını Kutadgu Bilig koydum, okuyana mutluluk versin, elinden tutsun.
Sözümü söyledim, ben kitabımı yazdım. Bu kitap uzanıp iki dünyayı tutacak bir eldir.
Bu Kün Togdı hükümdar bu tavrı ile güneş ve ay gibi doğarak dünyayı aydınlattı.
Bu dünya malını toplayan ve yerden aşağı giden hani?
Doğudan batıya kadar yürüyüp memleketler fetheden bu dünyanın beyi hani?
Ölüm bu saydıklarımı tutup götürdü, ey temiz huylu, seni mi bırakır?
Bilgili sözü pek güzel söylemiş. Ey gönlü âşık insan şimdi anlamaya çalış.
Bunca halkın yüklerini yüklendi; uyanık dur, gafil olma (diye) düşünerek yürüdü.
Bugün, ey hükümdar meşale gibi yanıyorsun! Ey temiz insan, parlaklık başkası içindir.
Eğer bugün herkes iyi olsun dersen, ey memleketin büyüğü, kendin iyi ol!
Halk bozulursa yoldan çıkarsa beyler düzene sokar, bey yoldan çıkarsa onu kim durultur?
Saadete ulaşmış, bu saadetiyle memlekette şöhret bulmuş ünlü insan ne der, işit!
Saadet kime gelip ona uyum sağlarsa, onu yukarı kaldırıp başını göğe ulaştırır.
Hükümdar kendi eliyle yazıp mektup gönderdi ve ne söylediyse okuyup gör.
(Aşağıda, eserdeki dört sembolden "Aytoldı ile Hükümdar" arasında geçen "sözün nerede, nasıl söylenmesi gerektiği" ile ilgili konuşmadan bir bölüm günümüz Türkçesiyle verilmiştir.)
1. Hükümdarın Ay-Toldı'ya Suali
Niçin susuyorsunuz?
2. Ay-Toldı'nın Hükümdara Cevabı
Hükümdarımın karşısında ne diyeceğimi bilemem. Sorulmadan cevap vermek hoş bir davranış değildir. Beni siz çağırdınız, söz sizindir.
3. Hükümdarın Ay-Toldı'ya Cevabı
Bilgisiz her zaman susmalı, bilgili de diline hâkim olmalıdır. Bilgilinin sözünde her zaman hikmet bulunur.
4. Ay-Toldı'nın Hükümdara Cevabı
Gereksiz söylenmiş sözler insana çok zarar verir (hatta ölümüne bile sebep olur.) Bu sebeple hiç kimse kendisine bir şey sorulmadan konuşmamalıdır.
5. Hükümdarın Ay-Toldı'ya Suali
Dilin zararlarını söyledin, tamam, söylediklerin doğru. Acaba dilin yararı da var mı? Bir de onu söyle bakalım.
6.Ay-Toldı'nın Hükümdara Cevabı
Bilgili kişinin iki alâmeti vardır: Bunlardan biri dildir, biri boğazdır. Vücudun nasibi boğazdan girer, ruhun nasibi de doğru sözdür ve kulaktan girer. (Vücut yemekle, ruh da güzel ve doğru sözle beslenir.) İnsan boğazına ve diline hâkim olursa mutlu olur.
7.Hükümdarın Ay-Toldı'ya Suali:
Sözün esası nedir? Söz kaç kısımdır? Söz nereden çıkar ve nereye varır? Sözün ne kadarı söylenmeli, ne kadarı söyleşmemelidir?
8. Ay-Toldı'nın Hükümdara Cevabı
Sözün yeri sırdır. Söz on tanedir; fakat onundan biri söylenmelidir.