Cevap :
Ali ve Ayşe aynı mahallede yaşayan iki arkadaştı. Ayşe, Ali'den birkaç yaş büyük olduğu için şu an beşinci sınıf iken Ali birinci sınıfı daha yeni bitirmişti. Ancak Ali'nin ailesi onu okula göndermemeye karar vermişti. Onun yerine Ali'yi köydeki tarlalarında çalışmaya gönderecekti.
Okula gitmeyi, her gün yeni şeyler öğrenmeyi gerçekten çok isteyen Ali üzülmüştü. Arkadaşı Ayşe ile bu konuyu konuşurken Ayşe:
- Ne demek seni okula göndermeyecekler? Öyle bir saçmalık olamaz. Daha okulda yeni öğrendik; eğitim birer insan ve çocuk olarak en temel haklarımızdan ve ailen bile bu hakkını senden alamaz.
Ali: Ama beni dinlemiyorlar ki. Ne demeliyim?
Ayşe: Devlet bu konuda arkamızda. Çocukları koruyan kanunlar var. Hem okula göndermeyip ne yapacaklarmış seni?
Ali: Köyde tarlamız var bir tane, dayım orada çalışıyor. Yardımcı gerekiyormuş, beni oraya gönderecekler.
Ayşe: Kesinlikle olmaz! Çocukları çalıştırmak kesinlikle insan haklarına ve yasalara aykırı. Seni bunlara zorlayamazlar.
Ali: Gerçekten öyle mi? Bilmiyordum. Ben de okula gidebilseydim öğrenirdim...
Ayşe: Sen hiç merak etme. Şimdi sakince evine dön, ben yarın bu konuyla ilgili öğretmenime danışacağım. Belki onunla birlikte gelir aileni ikna etmeye çalışırız.
Ali: Ya kabul etmezlerse...
Ayşe: O zaman polisle, yetkililerle geliriz. Kendileri kaşınmış olur sonuçta.
Ali: Ama ya ailemin başına bir şey gelirse? Ben o zaman kendimi çok kötü hissederim!
Ayşe: Kendini kötü hissetmene hiç gerek yok. Kimi ne kadar seversen sev, önceliğin kendin olmalı. Onlar şu an senin haklarını gasp ediyor, hayatını ve belki geleceğini mahvediyor ve bunun farkında bile değiller. Emin ol onların her isteğine uyarsan sen ileride onların şu an göreceğinden daha fazla zarar görürsün.
Ali: Düşününce haklısın aslında. O zaman ben şimdi eve gideyim, senden haber bekliyorum. Beni aydınlattığın için çok teşekkür ederim.
Ayşe: Ne demek, elimden geleni yapmaya hazırım ben. Biz haksızlıkla, yanlışla savaşmazsak kim yapacak?
Okula gitmeyi, her gün yeni şeyler öğrenmeyi gerçekten çok isteyen Ali üzülmüştü. Arkadaşı Ayşe ile bu konuyu konuşurken Ayşe:
- Ne demek seni okula göndermeyecekler? Öyle bir saçmalık olamaz. Daha okulda yeni öğrendik; eğitim birer insan ve çocuk olarak en temel haklarımızdan ve ailen bile bu hakkını senden alamaz.
Ali: Ama beni dinlemiyorlar ki. Ne demeliyim?
Ayşe: Devlet bu konuda arkamızda. Çocukları koruyan kanunlar var. Hem okula göndermeyip ne yapacaklarmış seni?
Ali: Köyde tarlamız var bir tane, dayım orada çalışıyor. Yardımcı gerekiyormuş, beni oraya gönderecekler.
Ayşe: Kesinlikle olmaz! Çocukları çalıştırmak kesinlikle insan haklarına ve yasalara aykırı. Seni bunlara zorlayamazlar.
Ali: Gerçekten öyle mi? Bilmiyordum. Ben de okula gidebilseydim öğrenirdim...
Ayşe: Sen hiç merak etme. Şimdi sakince evine dön, ben yarın bu konuyla ilgili öğretmenime danışacağım. Belki onunla birlikte gelir aileni ikna etmeye çalışırız.
Ali: Ya kabul etmezlerse...
Ayşe: O zaman polisle, yetkililerle geliriz. Kendileri kaşınmış olur sonuçta.
Ali: Ama ya ailemin başına bir şey gelirse? Ben o zaman kendimi çok kötü hissederim!
Ayşe: Kendini kötü hissetmene hiç gerek yok. Kimi ne kadar seversen sev, önceliğin kendin olmalı. Onlar şu an senin haklarını gasp ediyor, hayatını ve belki geleceğini mahvediyor ve bunun farkında bile değiller. Emin ol onların her isteğine uyarsan sen ileride onların şu an göreceğinden daha fazla zarar görürsün.
Ali: Düşününce haklısın aslında. O zaman ben şimdi eve gideyim, senden haber bekliyorum. Beni aydınlattığın için çok teşekkür ederim.
Ayşe: Ne demek, elimden geleni yapmaya hazırım ben. Biz haksızlıkla, yanlışla savaşmazsak kim yapacak?