Cevap :
Osmanlı Devletinde Yönetim
Osmanlılarda devlet teşkilâtı, merkez ve taşra bölümlerinden oluşurdu. Bu teşkilatın başı padişahtı. Ülkenin her yanında yalnız padişahın gücü geçerliydi. Tartışılamaz ve devredilemez haklara sahipli. Padişahlar, devletin kurucusu Osman Gazi'nin soyundan gelirdi. Ailenin ancak erkek çocukları padişahı olabilirdi. Padişah çocuklarına şehzade" denirdi. fiehzadeler, sancaklara sancakbeyi olarak gönderilirdi.
Osmanlı Devleti, merkeziyetçi bir devlettir. Osman Bey aşiretten beyliğe, Orhan bey beylikten devlete, Fatih Sultan Mehmet devletten imparatorluğa getirdi. Osmanlı devleti mutlak monarşi ile yönetilmektedir. Yavuz'un Mısır seferi sonucu halifeliğin Osmanlılara geçmesi ile aynı zamanda teorik bir biçim almıştır.
Osmanlı Devletinde, Padişah'ın erkek çocuğu olan Şehzadeler'in devlet deneyimi kazanmaları için sancaklara vali olarak gönderilirdi.
A. MERKEZİ YÖNETİM
• Osmanlı Devleti merkeziyetçi ve mutlak otoriteye dayalı bir yönetim anlayışı ile yönetiliyordu. Devletin başında Osmanlı hanedanından gelen Padişah bulunuyordu.
• Egemenlik Allah adına padişaha aitti. Bu nedenle bütün yetkiler padişahta toplanmıştır. Padişahlar Bey Gazi Hünkar Hüdavendigar ve Sultan gibi unvanlar kullanmışlardır.
• Padişahlar hükümdarlık alameti olarak kendi adlarına hutbe okutup para bastırmışlardır.
• Padişah adayı şehzadeler yetişmeleri için sancaklara gönderilirlerdi. Buna “Sancağa Çıkma” denilirdi. Devlet yönetiminde tecrübe kazanmaları için gittikleri sancaklarda yanlarına “Lala” adı verilen tecrübeli devlet adamları verilirdi.
• I. Ahmet 1603 yılında bu uygulamayı kaldırarak “Kafes Usulü”nü getirdi. Bu tarihten itibaren şehzadeler sarayda yetiştirilmeye başlanıldı.
• I. Ahmet devrine kadar Osmanlı Devleti’nde padişah öldüğü zaman yerine kimin geçeceği belirlenmemişti. Her şehzadenin padişah olma hakkı bulunduğundan bu durum şehzadeler arasında taht kavgalarının çıkmasınaneden olmuştur.
• I. Ahmet 1603′te Ekber ve Erşed (büyük ve akıllı) olanın tahta geçmesi kuralını getirdi. Böylece taht kavgaları ve kardeş katliamı önlendi.
• Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi (1517) ile Osmanlı padişahları aynı zamanda halife oldular.
• Padişahın yetkileri ilk kez ayanlar karşısında Sened-i İttifak ile kısıtlandı. Tanzimat Fermanı
ile Osmanlı Devleti’nde hukuk devleti anlayışı yerleşmeye başladı.
• 1876 Kanun-u Esasi ile padişahın yetkileri ilk kez anayasa ile sınırlandı.
Divan-ı Hümayun
• Divan devlet işlerinin görüşülerek karara bağlandığı en yüksek kuruldu. Divan teşkilatı Orhan Bey zamanında kurulmuştur. II. Mahmut yaptığı ıslahatlar sırasında Divanı kaldırarak yerine Bakanlar Kurulu’nu kurmuştur.
• Divan padişah için danışma meclisi niteliğindedir. Divanın iki özelliği vardır hem yönetim kurumudur hem de en yüksek mahkemedir.
Divan üyeleri ve görevleri şunlardır;
1. Padişah : Padişahlar Fatih’e kadar (1475) divanın başkanı idiler. Fatih’ten sonra padişahlar divan toplantılarına katılmadılar.
2. Vezir-i Azam (sadrazam): Padişahın mutlak vekili olup günümüzdeki Başbakan’ in konumundadır. Padişah mührünü taşır padişah adına tayin ve terfiler yapar ve devlet işlerini yürütürdü. Sadrazamlar padişah yerine sefere çıktıkları zaman “Serdar-ı Ekrem“(Büyük Asker) unvanı alırlardı.
3. Vezirler: Günümüzde Devlet Bakanları konumunda olan vezirler daha çok askeri ve siyasi işlerden sorumlu idiler. Tecrübeli birer devlet adamı olup vezir-i azamın yardımcısı idiler. Osmanlı Devleti büyüdükçe sayıları artmıştır.
4. Kazaskerler: Anadolu ve Rumeli Kazaskeri olmak üzere sayıları ikidir. Adalet eğitim kültür ve diyanet işlerine bakarlardı. Divandaki büyük davalara bakan kazaskerler ayrıca kadı ve müderrislerin (profesör) tayin ve terfilerine bakarlardı. Günümüzdeki hem Milli Eğitim hem Adalet Bakanı konumundaydılar.
5. Defterdarlar: Günümüzdeki Maliye Bakanı’ nın konumunda olan defterdarlar devletin bütün mali işlerinden sorumludur. Anadolu ve Rumeli defterdarları olmak üzere sayıları ikidir.
6. Nişancı: Protokol yazı ve tapu işlerinde sorumlu idi. Padişah adına yazılan ferman berat ve diğer belgelere padişahın tuğrasını (imzasını) çekerdi. Osmanlı kanunlarını çok iyi bilen nişancılar gerektiği zaman Divana bilgi verirlerdi.
• Bu görevlilerden başka 16. yüzyıldan itibaren divan üyeleri arasında din işlerinden sorumlu Müftü(Şeyhülislam) donanmadan sorumlu Kaptan-ı Derya ve dış işlerinden sorumlu Reis’ül Küttap da katılmıştır.
B. TAŞRA YÖNETİMİ
Osmanlı Devleti’nde fetihlerle toprakların genişlemesi üzerine ülke yönetimini kolaylaştırmak için ülkeeyaletlere eyaletler sancaklara sancaklar kazalara ve kazalar da köylere ayrılmıştır.
Eyaletler
Eyaletler idari bakımdan kendi içinde üçe ayrılıyordu.
1 Merkeze Bağlı Eyaletler
Merkeze bağlı eyaletler Anadolu ve Rumeli Beylerbeyliği olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Merkeze bağlı eyaletleri Beylerbeyi yönetiyordu. Bu eyaletlerin halkı daha çok Müslüman Türklerden oluşuyordu.
2. Özel Yönetimi Olan Eyaletler
Trablusgarp Cezayir Tunus Mısır Basra Bağdat Habeş Yemen gibi eyaletlerdir. Bu eyaletlerden yıllık belirli bir vergi alınmaktadır. Dirlik Sistemi uygulanmamaktadır. Bu eyaletlerin vergi gelirleri açık artırma yoluylaMültezim adı verilen şahıslar tarafından topla*nırdı (iltizam usûlü).
3. İmtiyazlı Eyaletler (Bağlı Beylikler)
İç işlerinde serbest dış işlerinde Osmanlı Devleti’ne bağlı Eflak Boğdan Kırım ve Erdel gibi eyaletlerdir. Bu eyaletler Osmanlı Devleti’ne vergi öderler gerektiğinde orduya asker gönderirlerdi.
• Osmanlı Devleti merkeziyetçi ve mutlak otoriteye dayalı bir yönetim anlayışı ile yönetiliyordu. Devletin başında Osmanlı hanedanından gelen Padişah bulunuyordu.
• Egemenlik Allah adına padişaha aitti. Bu nedenle bütün yetkiler padişahta toplanmıştır. Padişahlar Bey Gazi Hünkar Hüdavendigar ve Sultan gibi unvanlar kullanmışlardır.
• Padişahlar hükümdarlık alameti olarak kendi adlarına hutbe okutup para bastırmışlardır.
• Padişah adayı şehzadeler yetişmeleri için sancaklara gönderilirlerdi. Buna “Sancağa Çıkma” denilirdi. Devlet yönetiminde tecrübe kazanmaları için gittikleri sancaklarda yanlarına “Lala” adı verilen tecrübeli devlet adamları verilirdi.
• I. Ahmet 1603 yılında bu uygulamayı kaldırarak “Kafes Usulü”nü getirdi. Bu tarihten itibaren şehzadeler sarayda yetiştirilmeye başlanıldı.
• I. Ahmet devrine kadar Osmanlı Devleti’nde padişah öldüğü zaman yerine kimin geçeceği belirlenmemişti. Her şehzadenin padişah olma hakkı bulunduğundan bu durum şehzadeler arasında taht kavgalarının çıkmasınaneden olmuştur.
• I. Ahmet 1603′te Ekber ve Erşed (büyük ve akıllı) olanın tahta geçmesi kuralını getirdi. Böylece taht kavgaları ve kardeş katliamı önlendi.
• Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi (1517) ile Osmanlı padişahları aynı zamanda halife oldular.
• Padişahın yetkileri ilk kez ayanlar karşısında Sened-i İttifak ile kısıtlandı. Tanzimat Fermanı
ile Osmanlı Devleti’nde hukuk devleti anlayışı yerleşmeye başladı.
• 1876 Kanun-u Esasi ile padişahın yetkileri ilk kez anayasa ile sınırlandı.
Divan-ı Hümayun
• Divan devlet işlerinin görüşülerek karara bağlandığı en yüksek kuruldu. Divan teşkilatı Orhan Bey zamanında kurulmuştur. II. Mahmut yaptığı ıslahatlar sırasında Divanı kaldırarak yerine Bakanlar Kurulu’nu kurmuştur.
• Divan padişah için danışma meclisi niteliğindedir. Divanın iki özelliği vardır hem yönetim kurumudur hem de en yüksek mahkemedir.
Divan üyeleri ve görevleri şunlardır;
1. Padişah : Padişahlar Fatih’e kadar (1475) divanın başkanı idiler. Fatih’ten sonra padişahlar divan toplantılarına katılmadılar.
2. Vezir-i Azam (sadrazam): Padişahın mutlak vekili olup günümüzdeki Başbakan’ in konumundadır. Padişah mührünü taşır padişah adına tayin ve terfiler yapar ve devlet işlerini yürütürdü. Sadrazamlar padişah yerine sefere çıktıkları zaman “Serdar-ı Ekrem“(Büyük Asker) unvanı alırlardı.
3. Vezirler: Günümüzde Devlet Bakanları konumunda olan vezirler daha çok askeri ve siyasi işlerden sorumlu idiler. Tecrübeli birer devlet adamı olup vezir-i azamın yardımcısı idiler. Osmanlı Devleti büyüdükçe sayıları artmıştır.
4. Kazaskerler: Anadolu ve Rumeli Kazaskeri olmak üzere sayıları ikidir. Adalet eğitim kültür ve diyanet işlerine bakarlardı. Divandaki büyük davalara bakan kazaskerler ayrıca kadı ve müderrislerin (profesör) tayin ve terfilerine bakarlardı. Günümüzdeki hem Milli Eğitim hem Adalet Bakanı konumundaydılar.
5. Defterdarlar: Günümüzdeki Maliye Bakanı’ nın konumunda olan defterdarlar devletin bütün mali işlerinden sorumludur. Anadolu ve Rumeli defterdarları olmak üzere sayıları ikidir.
6. Nişancı: Protokol yazı ve tapu işlerinde sorumlu idi. Padişah adına yazılan ferman berat ve diğer belgelere padişahın tuğrasını (imzasını) çekerdi. Osmanlı kanunlarını çok iyi bilen nişancılar gerektiği zaman Divana bilgi verirlerdi.
• Bu görevlilerden başka 16. yüzyıldan itibaren divan üyeleri arasında din işlerinden sorumlu Müftü(Şeyhülislam) donanmadan sorumlu Kaptan-ı Derya ve dış işlerinden sorumlu Reis’ül Küttap da katılmıştır.
B. TAŞRA YÖNETİMİ
Osmanlı Devleti’nde fetihlerle toprakların genişlemesi üzerine ülke yönetimini kolaylaştırmak için ülkeeyaletlere eyaletler sancaklara sancaklar kazalara ve kazalar da köylere ayrılmıştır.
Eyaletler
Eyaletler idari bakımdan kendi içinde üçe ayrılıyordu.
1 Merkeze Bağlı Eyaletler
Merkeze bağlı eyaletler Anadolu ve Rumeli Beylerbeyliği olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Merkeze bağlı eyaletleri Beylerbeyi yönetiyordu. Bu eyaletlerin halkı daha çok Müslüman Türklerden oluşuyordu.
2. Özel Yönetimi Olan Eyaletler
Trablusgarp Cezayir Tunus Mısır Basra Bağdat Habeş Yemen gibi eyaletlerdir. Bu eyaletlerden yıllık belirli bir vergi alınmaktadır. Dirlik Sistemi uygulanmamaktadır. Bu eyaletlerin vergi gelirleri açık artırma yoluylaMültezim adı verilen şahıslar tarafından topla*nırdı (iltizam usûlü).
3. İmtiyazlı Eyaletler (Bağlı Beylikler)
İç işlerinde serbest dış işlerinde Osmanlı Devleti’ne bağlı Eflak Boğdan Kırım ve Erdel gibi eyaletlerdir. Bu eyaletler Osmanlı Devleti’ne vergi öderler gerektiğinde orduya asker gönderirlerdi.