Tarihin ilk yıllarında avcılıkla geçimini sağlayan insanoğlu kendine korunmak ve sığınmak için mağaraları, dağ kovuklarını seçmişti. Doğanın sunduğu nimetlerin bu kadarla sınırlı olmadığını fark ettiğinde toprağı işlemeye başladı. Tarım ile beraber yerleşik bir hayat sürmek istedi; geçici çözümler yerine kalıcılık ve süreklilik arayışına girdi. Aradığı ne bir saray, ne bir köprü ne de bir kaleydi; sıcak, korunaklı, iklim ve coğrafi koşullara elverişli küçük bir evdi. Böylece mimarinin ilk adımları konutlarla atılmaya başladı.