Mariya75
Cevaplandı

arkadaşlar  bana  yardımcı olurmusunuz  baloncu  ile bir  hikaye  istiyorum  biraz uzun olsun  ama  kendi  uydurdumuz bişe  olsun  3  sınıf ödevi  yardımcı olursanız sevinirim  uzun olsun

Cevap :

Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmiş gibi takip ederken, şaşkınlığını gizleyemiyordu. Onu hayrete düşüren şey, "bizim eve bile sığmaz" dediği o güzelim balonların adamı nasıl havaya kaldırmadığı idi. baloncu dinlenmek için durakladığında o da duruyor ve sonra yine takibe koyuluyordu. Bir ara adamın kendisine baktığını fark ederek ona doğru yaklaştı ve bütün cesaretini toplayarak:

-baloncu amca, dedi. Biliyor musun benim hiç balonum olmadı. Adam çocuğu söyle bir süzdükten sonra:
-paran var mı? diye sordu. Sen onu söyle.
-bayramda vardı, diye atıldı çocuk, önümüzdeki bayram yine olacak.
-öyleyse bayramda gel, dedi adam. Acelem yok, ben beklerim. Çocuk sessizce geri döndü. O ana kadar balonlardan ayırmadığı gözleri dolu olmuş, yürümeye bile mecali kalmamıştı. Bir kaç adim attıktan sonra elinde olmadan tekrar onlara baktığında, gördüklerine inanamadı. Balonlar, her nasılsa adamın elinden kurtulmuş ve yol kenarındaki büyük bir akasya ağacının dallarına takılmıştı. Çocuk, olup bitenleri büyük bir merakla takip ederken, baloncu ona doğru dönerek:

-küçük, diye seslendi. Balonları ağaçtan kurtarırsan birini sana veririm. Yapılan teklif, yavrucağın aklini başından almıştı. Koşarak ağacın altına doğru yöneldi ve ayakkabılarını aceleyle fırlatıp tırmanmaya başladı. Hedefine adim-adim yaklaşırken duyduğu heyecan, bacaklarını kanatan akasya dikenlerinin acısını hissettirmiyordu. Sincap çevikliğiyle balonlara ulaştığında bir müddet onları seyretti ve dallara dolanan ipi çözerek baloncuya sarkıttı. Ancak balonlardan birisi iyice sıkıştığından diğerlerinden ayrılmış ve ağaçta kalmıştı. Çocuk onu kurtarmaya kalkışsa, dikenlerden patlayacağını çok iyi biliyordu. İster istemez balonu yerinde bırakıp aşağıya indi ve adam dönerek:
-birini bana verecektiniz, dedi. Hangisi o? Adam elini tersiyle burnunu sildikten sonra:
-seninki ağaçta kaldı evlat, dedi. İstersen çık al. Çocuk bu sefer ayakta bile duramadı. Kaldırım kenarına oturup baloncunun uzaklaşmasını bekledikten sonra, dallar arasında parlayan balona uzun uzun bakarak:
"olsun", diye mırıldandı. "olsun." ağacın üzerinde kalsa da, bir balonum var ya artik.

 

 Siyah tenli bir çocuk, bayram yerinde gezinen yaşlı bir satıcının elindeki balonları seyre koyulmuştu. Her renkten ve her biçimden balonlar, kendisi gibi bütün çocukların yüreğini hoplatıyordu. Baloncu, müşterinin beğendiği kırmızı bir balonu seçip ayırırken, elinden kaçırıverdi. Balon, uzunca ipiyle sağa sola sallanarak göğe doğru yükseliyor ve herkes "Baloon, baloon" diye bağırarak onu birbirine gösteriyordu.

   Çocuk, yükselen balonu dikkatle takip etti ve onu gözden kaybetmek üzereyken bu sefer yeşil renkli bir balonun havalandığını gördü.

   Akıllı bir adam olan satıcı, elinden kaçan ilk balonun bütün dikkatleri topladığını fark etmiş ve iyi bir reklam olacağını düşündüğünden, ikincisini bıraktıktan hemen sonra sarı renklisini de çözmüştü. Siyah tenli çocuk, ürkek adımlarla satıcının yanına sokularak:

   - Baloncu amca, dedi, acaba bir de siyah renkli bir balon bıraksaydınız, diğerleri gibi yükselir miydi?

   Yaşlı adam, küçük çocuğun ne demek istediğini çok iyi anlamıştı. Onun esmer yanaklarına bir öpücük kondurup, siyah bir balonu gökyüzüne bırakırken;

   - Bu balon belki de . diğerlerini geçer yavrum, dedi.

    "Çünkü bizler gibi balonları da yükselten şey, dışlarındaki renk değil, içlerindeki cevherdir"