Cevap :

SABUN NEDİR, NASIL YAPILIR?  

 

SABUN NEDİR?

Basit bir anlatımla sabun, bir asit ile (yağ asidi) bir bazın (alkali) reaksiyonu sonucunda oluşan tuza verilen addır. Her yağın içerdiği yağ asitleri değişik olup cilde yarar ve zararları da değişiktir. Yine her yağı sabunlaştırmak için gerekli alkali oranı da değişiktir. Bu oran çok dikkatli hesaplanmadığı takdirde ya sabunlaşma tam olarak gerçekleşmez, ya da sabunda kalan sabunlaşmamış alkali (serbest alkali), cildin tahriş olmasına yol açar. Eski çağlarda alkali olarak kullanılan sabun bazı(kostik) bulunmadığından, bazı ağaçların odunlarının külleri içersinden su geçirilerek alkali elde edilirdi. Bu şekilde elde edilen alkalinin derecesi hiçbir zaman aynı olmadığı için üretilen sabunların evsafları da birbirini tutmuyordu. Günümüzde bile pek çok sabun imalathanesinde sabun bazı,"ustaların" göz kararı ile kullanılmaktadır.

 

SABUN ÇEŞİTLERİ

Piyasalarda pek çok sabun çeşidi bulunmaktadır. Bunlardan en fazla bilinenleri, fabrikasyon sabunlardır. Değişik marka, şekil, renk, koku ve ambalaj çeşitleri ile piyasaya sürülen bu sabunlar, içerdikleri kimyasallar, boya ve suni maddeler nedeniyle batılı ülkelerde "deterjan" olarak da adlandırılmaktadırlar. Sadece temizlik amaçlı olup cilde hiçbir faydaları bulunmamaktadır. Dahası, yabancı kaynaklarda belirtildiğine göre deri ve kılcal damarlar yolu ile dolaşım sistemine dahil olan bu maddeler, uzun vadede insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle sağlık bilinci gelişmiş ülkelerde sabunların da doğal olanlarına karşı büyük bir talep patlaması gözlenmektedir. Daha çok küçük ölçekli yerel imalathanelerde 5-15 tonluk kazanlarda kaynatılarak üretilen, hatta bazıları doğal sabun, defne sabunu, zeytinyağı sabunu vs. adlar altında satışa sunulan sabunlarda ise ucuz olmaları açısından zeytinin yağı çıkarıldıktan sonra kalan posasından elde edilen pirina yağı, hayvansal yağlar (don yağı), atık yağlar ve benzeri düşük kaliteli yağlar kullanılmaktadır. Defne ve diğer yararlı yağlar ise %3-5 gibi çok düşük oranlarda kullanılmaktadır. Ayrıca kaynatılarak elde edilen bu sabunların göreceli olarak daha kaliteli yağ kullanılanlarında bile, ısıdan dolayı yağların bütün olumlu özellikleri kaybolmaktadır.


Kaynama sonucunda dibe çöken gliserin ile karışık bir sıvı ya atılmakta, ya da gliserin ayrıştırılarak kozmetik firmalarına satılmaktadır. Sabunun sertliğini sağlamak üzere ya kostik oranı fazla tutulmakta ve/veya hayvansal yağlar ilave edilmektedir. Fazla kostik serbest alkali olarak cildi tahriş etmeye, hayvansal yağlar ise derideki gözenekleri tıkamaya yol açmaktadır. Yine piyasada “gliserinli sabun” adı altında satılan şeffaf sabunlarda ilave edilen gliserinin yanı sıra alkol, şeker, ısı, basınç gibi teknikler uygulanmaktadır. Ayrıca suni koku ve renklendiriciler, alkol ile birlikte cildin kurumasına yol açabilmektedir. Bazı şeffaf gliserin sabunlarında ise Propylene Glycol (Antifriz) ve Diethanolamine (DEA) maddeleri kullanılmaktadır. Bütün bu sabun çeşitleri, "sıcak işlem" adı verilen kaynama sıcaklıklarında üretilmektedir. Bu ise yağların yararlı özelliklerinin kaybolmasına ve sabunun gliserinden yoksun olmasına yol açmaktadır.

 

 

SABUNUN TARİHÇESİ

Sabun 2. Dünya Savaşı sonrasına kadar kazan kaynatma yöntemi ile yapılırdı. Ülkemizin bazı kesimlerinde hala uygulanmakta olan bu yöntemde yağlar bir tuz yatağının üzerinde kaynatılır ve suda çözülmüş sodyum ya da potasyum hidroksit eklenerek sabunlaşma reaksiyonu elde edilir.


Bu yöntem ülkemizin kırsal kesimlerinde, evde kullanılmış yağları, zeytin, pamuk gibi endüstriyel yağ bitkilerinin posalarında kalan ve çoğunlukla kimyasal yöntemlerle çıkarılan yağları sabuna çevirerek değerlendirme amacı ile kullanılmaktadır. Çoğunlukla dededen kalma formüller ve uygulamalarla gerçekleştirilen bu yöntem sonucu elde edilen sabun, çamaşır sabunu olarak kullanılır. Vücut temizliği için pek elverişli değildir.


Kontrollü ve güvenli sabun yapımı için devamlı laboratuar denetimi ve mekanik sabunlaştırıcılar gereklidir. Yüksek kapasiteli sabun üretiminde bu işlemler bir üretim bandı şeklindedir.


Önce yağlar gerekli dozda alkali eklenerek, gerekli ısı altında uzun süre karıştırılırlar ve sabunlaşma reaksiyonu tam olarak gerçekleştirilir. Yüksek kapasiteli işletmelerde bu safhadan sonra sabunun gliserini kimyasal olarak ayrıştırılır ve bir yan ürün olarak değerlendirilir. Gliserini alınmış sabun vakumlu sprey yöntemi ile kurutulur ve granül haline getirilir. Sabunun su oranı yapılacak sabun kalıbının özelliklerine göre belirlenir.


Bundan sonraki aşamalarda sabun granülleri amalgamator (birleştirici, karıştırıcı) adı verilen bir karıştırıcıda boya, koku ve diğer istenen malzeme ile karıştırılıp, merdaneli preslerde ve extruzyon (sıkıştırma) preslerinde sıkıştırılarak iyice kıvamına getirilir. En sonunda da kalıplar halinde kesilip damgalanır ve paket edilir.

 

 

DOĞAL SABUN

Sabun yağların alkalinlerle olan kimyasal reaksiyonu sonucu oluşan kimyevi bir maddedir.


Sabunun kalitesi saflığından, yapımında kullanılan yağlardan, üretim yönteminin bilimselliğinden ileri gelir. İki teneke yağ, bir teneke su, bir avuç kostik ile köy meydanında kaynatılarak yapılan, ya da iki fincan yağ, bir fincan su ve bir tutam kostikle mutfakta el blenderi ile yapılan sabunları doğal ve yararlı sabunlar olarak tanımlamak oldukça yanlış olur. Bilinçsizce ya da eksik ekipman ile yapılan sabunlar cilde hasar verebilirler