Cevap :
Teoriye göre,
evren günümüzden en az on milyar yıl önce, çok yüksek sıcaklık ve yoğunluktaki bir yapıdan büyük bir patlama sonucu oluşmuş olup, bu yapıdan, sözkonusu patlama ve genişleme sonucunda, en hızlı hareket eden kütleler en dışta, daha yavaş hareket edenler ise en içte olmak üzere, bir yayılım başlamıştır. Sözkonusu evren modeline göre, patlama ve genişleme süreci 1020 milyar yıl kadar sürmüştür ve hala sürmektedir.
Büyük patlama teorisi, evrenin, ilk çağlarında, çok yoğun, çapı Güneşin çapından 30kat fazla, küre biçiminde bir hacim içine sıkışmış olarak bulunduğunu söyler. Patlamamodeline göre, ısı çok yüksek olup, bir milyar derecenin üstündeydi ve
atomlar
proton,
nötron ve elektronlarından tümüyle soyulmuş halde bulunuyorlardı. Bu ilkdevirde, en büyük rolü, bütün uzayı doldurmuş olan ışınım oynamaktaydı.
Maddeatomları çok az idi ve güçlü
ışık kuantumları ile fırlatılıyordu. Yaklaşık bir saat sonra,
ısı bir milyar dereceye, otuz milyon yıl sonra da birkaç bin dereceye düşmüştü.
Evrenin oluşumunu açıklayan bu modele göre, patlamanın ilk saniyelerinde sıcak gazlar oluşmaya başlamış olmakla birlikte, otuz milyon yıl içinde, belli bir atom partikülü oluşmamıştı. Bu gaz-kütle soğumasını sürdürdü ve birkaç bin dereceye düştü. İşte bu sırada atomlar oluşmaya başladı. Duman halinin bu anında, toz gaz bulutları içinde ilk olarak hidrojen ve helyum bulunmaktaydı. Sonra çekim kuvvetinin etkisiyle, belirli toplanımlar oluşmaya başlamıştır ki, bunlar galaksileri meydana getirecek olan gaz kütleleridir.
Tüm evrenin, tek bir noktanın patlamasıyla yokluktan meydana geldiğini ortaya koyan bilimsel bir teoridir. Bilim adamlarının hesaplamalarına göre, şu an evreni oluşturan maddenin tümü, günümüzden yaklaşık 17 milyar yıl önce gerçekleştiği kabul edilen bu patlama ile "yoktan var" edi...ldi ve olağanüstü bir denge içinde şekillendi.
2- BİG BANG (büyük patlama) NASIL KEŞFEDİLMİŞTİR?
1929 yılında California Mount Wilson gözlem evinde, Amerikalı astronom Edwin Hubble kullandığı dev teleskopla gökyüzünü incelerken, yıldızların, uzaklıklarına bağlı olarak kızıl renge doğru yaklaşan bir ışık yaydıklarını saptadı. Bu buluş bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı. Çünkü bilinen fizik kurallarına göre, gözlemin yapıldığı noktaya doğru hareket eden ışıkların tayfı mor yöne doğru, gözlemin yapıldığı noktadan uzaklaşan ışıkların tayfı da kızıl yöne doğru kayar. Hubble'ın gözlemleri sırasında ise yıldızların ışıklarında kızıla doğru bir kayma fark edilmişti. Yani yıldızlar bizden sürekli olarak uzaklaşmaktaydılar.
Hubble, çok geçmeden çok önemli bir şeyi daha keşfetti: Yıldızlar ve galaksiler sadece bizden değil, birbirlerinden de uzaklaşıyorlardı. Herşeyin birbirinden uzaklaştığı bir evren karşısında varılabilecek tek sonuç, evrenin her an "genişlemekte" olduğuydu.
Evren genişlediğine göre, zaman içinde geriye doğru gidildiğinde evrenin tek bir noktadan başladığı ortaya çıkıyordu. Yapılan hesaplamalar, evrenin tüm maddesini içinde barındıran bu "tek nokta"nın, "sıfır hacme" ve "sonsuz yoğunluğa" sahip olması gerektiğini gösterdi. Evren, sıfır hacme sahip bu noktanın patlamasıyla ortaya çıkmıştı. Evrenin başlangıcı olan bu büyük patlamaya İngilizce karşılığı olan "Big Bang" ismi verildi ve bu teori de aynı isimle anılmaya başlandı.